Benimkiler
2 historias
Mahalle Çocukları por ZehraAmuce
Mahalle Çocukları
ZehraAmuce
  • LECTURAS 625,137
  • Votos 28,519
  • Partes 40
Tam kapıdan çıkacaktım ki birine çarpmıştım. Yerden gelen kırılma sesiyle bakışlarım yere yöneldi. Çocukluk oyuncağım olan atlı karınca kutumun yerde binbir parçaya ayrıldığını gördüğümde bütün vücudumda hem hüzün hemde elektrik dalgası geçti. Yere eğilip parçaları toplamaya başladım az önceki çarptığım çocuk yanıma çömelip parçaları toplamaya başladığında eline aldığı bir parçayı elinden çektim. Kafasını kaldırıp bana baktığında ben ayağa kalkmıştım bile. " Bırak." Ağır ağır ayağa kalkıp boyunun boyumu geçmesini göz önünde bulundurmadan karşımda dikildi. " Sadece yardım etmek istemiştim." Sadece yardım mı? Bunun sadece olan bir tarafı var mıydı? Oyuncağım kırılıyordu ve onun yaptığı sadece yardımdı. Sadece. " Allah razı olsun çok yardımcı oldun." Dediğimde sırıtır gibi oldu. Kafasını sağa sola sallayarak parmağıyla beni gösterdi. " Bana çarpan sendin." Gözlerim bu cevapla kısılırken inatla bir cevap bulmaya yeltendim. Ama bulamamıştım. Burada haklı olabilir miydi? O kadar hızlı gelmeseydim ona çarpmazdım ve böylelikle kutu da kırılmazdı. " Oyuncak kutumun sende ne işi var?" Bir yerden onu suçlu yapmak istiyordum. Çünkü yüzünde sakladığı sırıtma benim haksızlığım ile ortaya çıkarsa delirebilirdim. " Çocuk yardım etmek istedi bende kutuyu verdim. Nereden bilecektik kırılacağını." Annem karşımdaki çocuktan daha önce savunmaya geçtiğinde daha çok bozulmuştum. " Peki." Sadece bu çıkmıştı ağzımdan. Annem koltuğu taşıyan adamlara talimat verirken az önceki çocuk ise sırıtmaya başlamıştı. Ona sinirle bakıp yanından yürüdüm hızlıca.
Yıldızlı Gecenin Karanlığı (Askeri Kurgu)  por ZehraAmuce
Yıldızlı Gecenin Karanlığı (Askeri Kurgu)
ZehraAmuce
  • LECTURAS 4,494
  • Votos 175
  • Partes 11
Çadırın içerisine giren kişi tüm dikkatini dağıtmıştı. Ayakta dikilen, nefes nefese kalmış, soğuktan kızarmış yüzüyle topladığı bilgileri anlatmak için can atan yardımcısına baktı. Yardımcısının kendisine ne kadar bağlı olduğunu, kendini beğendirmek için elinden ne gelirse yapacağını bildiğinden onu kukla gibi oynatmak onun için bir zevkti. Kimseye değer vermeyen sadece kendini düşünen birisiydi o. " Anlat." Bu komutu bekler gibi kafasını salladı ve etrafında kimsenin olmadığına emin olduktan sonra konuştu; " Teğmendir. Meslekte 2. Yılı, bir yıl sonra kademe atlayacakmış, şehirden gelmiş, şimdiden çok sevildi halka karşı çok saygılı tabi halkta ona, hiç kimseye üsten bakmadı, tüm rütbelere arkadaş gibi davranır, hepsini kendine bağladı anlayacağın komutanım." Elindeki tesbihi sıkarak derin nefes aldı. " Ailesini sordum çok konuşmak istemedi çok üstelemedim özel hayatı hakkında kelime ettiğini duymadım." Kafa sallayarak anladığını belirten sesler çıkararak gözlerini kıstı. "Adı dediğiniz gibidir Ulaş, Ulaş Çakır." " Cengiz ne yap ne et istediğimi bul! Anladın?" öfkeli ses tonundan tüyleri diken diken olan adam sertçe yutkundu, " Sevdiği kadını öğreneceksin! Elbet vardır sen o kadını bana bulacaksın Cengiz anladın?" Kafasını hızlı hızlı sağlayan adam çık emrini alıp örgütün bulunduğu dağdan hemen uzaklaştı. Tek başına kalan örgüt komutanı cebinde daima bulundurduğu resmi çıkardı. " Ben Bektaş isem alacağım intikamını. Onunda sevdiğini alacağım elinden. Çünkü bir erkek sevdalısını gömünce ölür. Onu öldürmeyeceğim süründüreceğim, kolay olmayacak canı öyle yanacak ki mahvolacak. Nasıl ki seni benden aldı, bende onun ellerinden alacağım sevdiğini." "Teğmen, teğmen seni nefessiz bırakacağım!"