meralx6 adlı kullanıcının Okuma Listesi
12 stories
MÜNFERİT by RArsenDemir
RArsenDemir
  • WpView
    Reads 6,130,935
  • WpVote
    Votes 333,887
  • WpPart
    Parts 54
Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir uğultu ve hemen ardından boğazımda bir yanma meydana geldi. Onu göğüsünden tutup kendimden uzaklaştırmak ve bu yakınlığın gereksiz olduğunu savunmak istedim ancak dudakları temasını kesmeden ve onu itmemden gram etkilenmeden sürtünerek burnumun ucuna kadar indi. "İhtiyaç duyduğunda, baban olurum." Dudakları burnuma küçük bir baskı uygulayarak kısa süreliğine tenimden ayrılırken çok geçmeden sıcak dudaklarının varlığını yanan yanaklarımda hissettim. Göğüsümde binbir çabayla canlı tutmak için çabaladığım, özenle sakladığım o minik kuşun kanatlarını delicesine çırptığına şahit oldum. Yutkunuşlarım arttı. Nefes alış verişlerim hızlandı. Dudaklarını aralayıp kısa bir nefes aldığı esnada burnunu bir kedi misali usulca yanağıma sürttü. "Sığınmak isteğinde, liman olurum." Ilık nefesini sertçe dışarı bırakarak aralık dudaklarımın arasından içeri sızmasını sağlarken kollarının arasında titredim. "Korktuğunda, kalkan olurum." Dudakları temasını kesmeden bir yol izlercesine dudaklarımı es geçip çeneme ilerledi ve bir sonraki durağında yumuşak bir baskıyla çeneme yaslandı. "Ne olmamı, neyin olmamı istiyorsan o olurum." Başını aşağıya eğmeden hemen önce bakışlarını gözlerime çevirerek yüz ifademi dikkatle inceledi. Rahatsız olup olmadığımı kontrol ediyor olmalıydı. Değildim. Biraz garip hisler içindeydim ancak bu senelerdir hissettiğim huzursuzluk, rahatsızlık ya da korku hislerine hiçte benzemiyordu. "İhtiyacına, isteğine göre şekillenirim ama bu durum kocan olduğum gerçeğini değiştirmez."
ŞAFAĞIN GÖZCÜSÜ by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 429,323
  • WpVote
    Votes 63,226
  • WpPart
    Parts 24
Ayın on dördüncü gecesinde, doğduğu obada, sırf herkesten farklı olduğu için lanetlenen ve ölmeyi hak ettiği düşünülen bir bebekle başlamıştı her şey. "Obada küçük bir kız doğduğunu söylediler, Annesiyle atası o kız için öldü dediler. Çünkü iblis sandılar, Gece yarısı nehirde boğmayı istediler. Ateş böcekleri her şeyi duydular, Dilden dile ağıt yaktılar. Bunu öğrenen kelebekler toplanıp bir günlük ömürlerini verdiler, Aynı gece de öldüler, Yaşasın diye bebekler."
GECEYİ KURTARMAK by handanekur
handanekur
  • WpView
    Reads 1,438,721
  • WpVote
    Votes 65,301
  • WpPart
    Parts 47
İlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dönmesi onun umurunda değilmiş gibi bize bakmadan kalın parmaklarının arasına kıstırdığı sigarasını içiyordu. Gözleri yere bakıyordu lakin asıl gördüğü bambaşkaydı. Kavruk teninde değerli bir çift taş gibi parlıyordu ela gözleri. Erkeksi yüzünde tanıdık tek bir mimik yoktu. Beni delirten, benimle sürekli uğraşan ve suskun dilimden kelimeler çalmaya çalışan o çocuğun yerini alan bu adama hayretle baktım. O sırada ela gözleri benimkilerle buluştu, bedenimi hatta damarlarımı hedef alarak kıvrandıran bir sızı oluştu. Kanımın akışı tersi yönüne düşerken o hayran olduğum gözleri hedefinden ayrılmayan bir avcı misali saçlarıma dokunduğunda zorlukla yutkundum. Koyu renk kaşlarını çattığında sarıya çalan ela gözleri kıstı. Kirpiklerle çevrili gözlerindeki sert ifade tüm yüzüne itinayla yayılmıştı. Küçükken de güler yüzlü, sevecen bir çocuk değildi ama o zamanlarda bile böyle hiçliğe bakar bakmıyordu. Hala o çocuğa benzeyen tek bir şey vardı yüzünde; benimkilerin ikizi olan sarıya çalan ela gözleri. Limonlu şekerlere benzeyen gözleri hala aynıydı, derinlerdeki ifade değişmiş olsa da. Kurtuluş'tu bu adam. *** Rana & Kurtuluş *** 14.05.21 *** Kapak tasarımı tamamen bana aittir.*
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,152,602
  • WpVote
    Votes 721,668
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
CÜDA by teridsperi
teridsperi
  • WpView
    Reads 10,947
  • WpVote
    Votes 901
  • WpPart
    Parts 4
"Güzel çekiyormuş aslında." dedi hafifçe. Boğazını temizleyip devam etti. "Yani demek ki bir fotoğrafı güzel yapan şey, hislermiş." Hırsla araladım dudaklarımı. "His, mis yok. Dümdüz bir fotoğraf işte." Yüzüme yaklaştı yavaşça. "Emin misin?" dedi mahzun bir sesle. "Yok mu his, mis?" Beni taklit ederken, sözleri hafifçe güldürdü beni. İnkârcı tavrımdan ödün vermedim. "Yok." dedim cilve yapar gibi. "His, mis." * Cüda : Uzak kalmak, ayrı düşmek. * "Cüdayım, aşiyanımdan." -Leskofçalı Gālib
SU TANRISININ GELİNİ (Kitap Oldu) by endless_Q
endless_Q
  • WpView
    Reads 4,470,733
  • WpVote
    Votes 48,480
  • WpPart
    Parts 13
[Kitabın Şarkısı : NF - ft. Britt Nicole / Can You Hold Me.] Kitap yetişkin içerikler bulundurmaktadır! 🌸 Her biri farklı bir gücü temsil eden dört büyük tanrı. Ve bu dört tanrıdan Su Tanrısı'na tapan küçük bir köy. Kibele köyüne aylardır yağmur yağmıyordu. İnsanlar içecek su bulamıyor, ekinler kuruyor, hayvanlar ise telef oluyordu. Çaresiz halk son çare olarak köylerindeki kâhine başvurdu. Ancak kâhinin sunduğu çözüm korkutucu bir yoldu: Kurban olarak tanrıya bir gelin vermek. Bir gelin. Gelinlerden nefret eden bir tanrı. Kurban kim olacak? Su Tanrısı, istenmeyen bu gelini kabul edecek mi? Yoksa gelinin kalbi, suyun öfkesine karşı direnirken geçmişin karanlık sırları tarafından yutulup sonsuza dek kayıp mı olacak? NOT: Kitap su tanrısının gelini adlı mangadan (yalnızca kurban olayı) esinlenerek yazılmıştır. Aynı adla bir dizide vardır ama dizi ile kitabın alakası yoktur. Kontrol etmek isteyenler mangaya bakıp diziyi izleyebilirler.
Mahruyan Uyan!  by hanifetkryagmurtkr
hanifetkryagmurtkr
  • WpView
    Reads 236,035
  • WpVote
    Votes 16,962
  • WpPart
    Parts 56
Söyle Mahruyan saçlarının rengini Ben bilmem, renkleri anlat bana.. Güzel mi yüzün de sesin gibi? Anlat Mahruyan, kendini anlat bana.. Görmek için sadece gözler yetmezdi.En az göz kadar yürek de görmeliydi.Genç adamın körlüğü, uzuvları tam ancak yüreği kör olan genç kıza dahi ışık olabilirdi..Sadece kızın adama inanarak, yürekten duyması gereken tek bir cümle vardı: "Mahruyan Uyan'' ( Sevgili arkadaşlar romanımıza benzer isimler ve benzer içerikler görüyoruz. Kitabın isim ,içeriği ve tüm hakları bize aittir, kopyalamayınız.)
ILGAZ by beyzay999
beyzay999
  • WpView
    Reads 64,563
  • WpVote
    Votes 3,593
  • WpPart
    Parts 27
"Yiğit?" Aslan sorarcasına konuşup bardaktan bir yudum daha alırken açıklama beklediği belliydi. Yiğit, gergince oturduğu yerde geriye yaslandı ve bardağındaki sodayı yudumladı. İçki içmezdi, içkiden nefret ederdi. "Annem alkoliğin tekiydi, babam da öyle. Onlar varken de ablam bakardı bize. Yaptıkları tek şey eve para getirmekti, başka da bi boka yaramıyorlardı." Yiğit sıkıntıyla nefes verip dolu olan gözlerini yere eğdi. Berk ve Ozan şaşkınlıkla Yiğit'in bu haline bakarken, Enes ise aynı Aslan gibi ifadesizliğini sürdürüyordu. " Cumartesi günü, bir baktık annemler yok. Eve gelmiyorlar. Bir gün oldu, iki gün oldu, üç gün oldu... Oldu da oldu. Annem de yok babam da, gitmişler." "Yiğit siktir et kardeşim, anlatma." Enes üzüldüğünü yüzünde gizlerken eliyle arkadaşının sırtına vuruyordu. "Ablam, annemlerin yokluğunu hiç hissettirmedi bize." ****** "Sen," dedi kısık ama tok bir sesle. "Şu evrenin görüp görebileceği en fedakar insanısın." Elini kolumdan çekip yüzüme getirdi. Parmağının tersiyle yanağımı okşuyordu. "Tanrı bir kadın olsaydı," dedi ellerini durdurarak. "O sen olurdun Ilgaz. Gerisini düşünme." O an, hiç yapmayacağım, ilerisini düşünmeyeceğim, sonuçlarını tahmin edemeyeceğim o şeyi yaptım. Yaşlarımla ıslanmış dudaklarımı, Aslan'ın parlayan dudaklarıyla birleştirirken aklımda hiçbir şey yoktu, bir o kadar da şey vardı... Kapak, @nimbursedesign tarafından yapılmıştır.
+20 more
K-- by blueanalien
blueanalien
  • WpView
    Reads 390,061
  • WpVote
    Votes 26,570
  • WpPart
    Parts 36
Kusur. Sınırlarınızın çok ötesinde. ~01.01.2016~
Palmira'nın Direnişi (+18) by alisaryen
alisaryen
  • WpView
    Reads 114,137
  • WpVote
    Votes 4,072
  • WpPart
    Parts 32
Göğsümün içinde önüne damarlarımda dolanan kanlardan bariyer koymayı beceremediğim devasa bir ağrı yükseliyor. Kanımın kaynadığını hissediyorum, yağmura benzeyen gözlerimin öfkeyle parladığını... Titreyen ellerimde ölüm kokan kan izleri var, mezarlığın topraklarını içinde biriktirdiğim tırnaklarımı onun boğazına geçirmek istiyorum, sonra öpmek. Onu öldürürken sevmek, nefretimle boğarken kalbine nefes olmak istiyorum. Bulutlar hüznünü uzun saçlarıma bırakmak ister gibi hıçkırarak ağlamaya başlıyor, tanrının çatık kaşları gökyüzünün ortasında parlak bir ışık olarak kendini gösteriyor. Ağlıyorum, yağmur saklıyor. Bağırıyorum, gök gürlüyor. Karanlığa sığınmak istiyorum, şimşek çakıyor. Şehrin semâsı yalnızca bir günde ruh hâlimin etrafında şekilleniyor. Beni sevmesi için maskeler taktığım adam, maskemin iplerini gözünü kırpmadan çözüyor. Beni sevmesi için karanlık ruhuma iyilik kuşandığım adam, yüzüme bir ayna tutuyor. Aynada gördüğüm kişiden nefret ediyorum, bütün ışıkları avucumun içine hapsetmek ve bir daha kayıp ruhumla bakışmamak istiyorum. Nasıl ki aramızdaki bağ sokağın kuytu köşelerinde değil, bizzat benim zihnimin içinde dolanan şeytanlar tarafından koparıldıysa alt ve üst bacağımı birbirine bağlayan ipler de bir anda kopuyor, zangır zangır titriyorum. Gökyüzü nefretini kusmaya devam ediyor, yıldızların hayran olduğu adam beni burada istemiyor diye onlar da sırtımdan itmeye başlıyor. Parmak izleri tenimde, sesler kulağımda kalıyor. *** Zannederler ki direniş için taş ve sopa gerekir; kin ve nefret, eli silah tutan adamlar, küfürler ve bağırışlar, kan, acı, gözyaşı... Oysa direniş yalnızca bir düşüncedir. Zihninde başlayan ve zihninden kurtulduğunda Azrail'e sığınan çaresiz, zararsız, küçük bir düşünce.