6 stories
SAHTE SİYAH by antided
antided
  • WpView
    Reads 740,531
  • WpVote
    Votes 38,901
  • WpPart
    Parts 66
01.12.2015 Yankı Sonat, sıradan bir kızdı. Mükemmel değildi, hiçbir zaman olmamıştı. Yankı'ya göre hayat toz pembe bir masal sayılmasa da o hep kalbinin ilkelerine göre hareket etmiş ve sert bir rüzgara kapılmıştı. Belki de sadece böyle olsun istemişti. Çünkü o yalnızdı, daima hor görülmüş ve birileri tarafından kırılmıştı. Yaşama tutunmak için tırnaklarını geçirdiği duygular onu bambaşka limanlara savurduğundaysa Yankı, hayatına dokunan ve gerçeklerini tepetaklak eden biriyle alabora olma riskine rağmen değişmek istemişti. Değişmişti de. O artık eskisi gibi iyi kalpli değildi. Uğruna göze aldığı her şey, sevdiği adamın günahıyla katrana bulanmış ve Yankı'yı siyaha adamıştı. Oysa bilmediği bir şey vardı: Tüm renkler, gökkuşağının karanlık yüzündeydi ve onun siyahı sahteydi. Hayatı gibi. Bora Aren Ateş de kötü bir adam değildi. Esip gürlemeyi, kırıp geçmeyi hiç sevmemişti. O geçmişinden kaçmaya çalışırken kaybolmuştu yalnızca. Gülmek istediğinde ağlatılmış, yaşamak istediği her an biraz daha öldürülmüştü. Zamanla çığlıklarını duyan olmadığını fark ettiğindeyse o da kalbini sağırlaştırmıştı herkese. Çocukken annesinin daima iyi biri olması gerektiği hakkındaki nasihatlerinden başka hiçbir şeyi yoktu belki ama o, tüm yaşadıklarından sonra iyi biri olamayacağına inanmayı seçmişti. İntikam almak istemişti. Kendi kalbine bile kulak tıkayıp almıştı intikamını aslında. Ancak sandığı gibi mutlu olamamıştı. Çünkü o nefretinin ucuyla tutuşturduğu kıza çoktan aşık olmuştu. Bunu anladığındaysa onu çoktan kaybetmişti. * Paletlerdeki tüm renkler siyah artık. Yankı'nın istediği, Bora'nın kirlettiği gibi. Onların artık bir rengi yok. Belki de sonunda renkler bile onları terk etti. O halde, şimdi sıra ölmelerde. * "O ve ben vardık. O gitti. Ve biz yarım kaldık."
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA) by msmarvi
msmarvi
  • WpView
    Reads 15,188,168
  • WpVote
    Votes 172,041
  • WpPart
    Parts 39
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı." Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne. "Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..." Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına. Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil, Akın Korel. Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam. Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu. Öğrendiğinde ise artık çok geçti...
Karantina Serisi by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 113,798,400
  • WpVote
    Votes 4,586,392
  • WpPart
    Parts 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."
SOĞUK GİZ by antided
antided
  • WpView
    Reads 182,564
  • WpVote
    Votes 13,792
  • WpPart
    Parts 59
Mira Çağan sıradan bir hayata sahip, sıradan bir genç kızdı. En azından; bir gece, kim tarafından çıkarıldığı veya nasıl çıktığı bilinmeyen bir yangında yüzünü kaybedene kadar öyleydi. Her şey bir yangında kaybolmadan önce Mira huzurlu ve mutluydu. Çünkü hayatında çok sevdiği bir babası, yakın arkadaşları ve aşık olduğu bir sevgilisi vardı. Aylar sonra, göz dağı vermek amacıyla yangın gecesi kendisini şuursuzca kilitleyen Rüya'dan intikam almak için Derin ismiyle farklı biri olarak döndüğündeyse birkaç ay ömrü kaldığından Mira'ya yakışmayan acımasız oyunlara yeltenmek üzereydi. Ancak hiçbir şey, planladığı gibi gitmeyecekti. Eski sevgilisinin yanarak öldüğünü bir türlü kabullenemeyen Giray, o bambaşka biri olarak tekrar hayatına girdiğinde Rüya ile sevgiliydi, Onur aylar önce gitmişti. En yakın arkadaşı Duru, geçmişte Mira'dan bile sakladığı gerçekleri Derin'e anlatmış, yangının olduğu gece kendisine yardım eden gizemli arkadaşı Sarp yalancı kimliğiyle işleri karıştırmıştı. Ayrıca bir gün telefonuna tanımadığı bir numaradan gelen tuhaf mesajın sahibi onun kurmaca hayatını gün geçtikçe daha da batırmıştı. İşler, onun için kelimenin tam anlamıyla bir çıkmazdaydı. En kötüsü; Derin, Mira'yı gömüp kendisini doğuran o yangının yalnızca bir kaza olduğundan artık o kadar da emin değildi. Peki katili peşindeki adam mıydı? Sahip olduğu yeni yüz aslında kime aitti? Seneler önce kendisini terk eden annesi neredeydi? Sığındığı Sarp, gerçekten de tanıdığı gibi biri miydi? Ve son olarak; giriştiği gizli ve tehlikeli oyununda, Giray'dan vazgeçmek bilmeyen kalbine her şeye rağmen hakim olabilecek miydi? Hiçbir şey, sanıldığı kadar basit değildir. * 09.03.2016
Sınıf Tam Mı? by HazalMerveAt
HazalMerveAt
  • WpView
    Reads 2,510,796
  • WpVote
    Votes 154,185
  • WpPart
    Parts 72
Mizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle herkesin ona dönmesi bir oldu. "Yaktın beni Gamze." Ata ağlak bir ses tonda konuştu. "Haklısın kızım. Evet açın ödevlerinizi." &&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&& Bir sınıf düşünün ruhen yok. Her sabah okula giden bedenleri ama sıcacık yataklarında kalan akılları. Daha üçüncü aydaydık ama ben bu pis okulun pis tuvaletlerinde ağlıyordum. "Dayanamıyorum artık bu entrikalara, suçlamalara, yalanlara. Gücüm kalmadı." Kızlar tuvaletinin kapısından gelen sesle o tarafa döndük. "Kim benim minik kobramı ağlattı bakiyim. Onun ağzını yırtıp içine sıçarım." Serdar gay gibi içeri koştuğunda içimde tuttuğum şeyle gülmek isterken daha çok ağlamaya başlamıştım. "Ay ben gelince bu daha çok ağlamaya başladı. Kız ne oldu rimelim mi akmış." Beni güldürmek için söylediği şeylere istesemde gülemiyordum. "Yani anlamadım fermuarım da açık kalmamış korkmuş olamaz." Kızların hepsi yüzünü buruştururken benim yüzümdeki gülümsemeyle o da yüzünü buruşturdu. "Yani o kadar şey yaptım eğer bu seni güldürüyorsa +9 fesatsın." Kafasını yazık anlamında sallayarak tuvaletten çıkarken içeri giren kişiye ne ben ne de kızlar tepki veremeyecek kadar şaşkın bakmıştık. "Bunca olan şeyden sonra burda gelip ağlayabiliyorsan ya ben yanlış anlıyorum ya da sen çok iyi rol yapıyorsun." Arkadan gelen sesle hepimiz o tarafa döndük. "Ya da sen hemen burdan siktirip gidiyorsun." Kapak tasarımı için @LizardDesign 'ye çok teşekkürler.