en sevdiklerimden
16 stories
GÖĞÜN KALP ATIŞLARI  by zlaldmr
zlaldmr
  • WpView
    Reads 476,531
  • WpVote
    Votes 33,646
  • WpPart
    Parts 35
İstanbul'da garsonluk yaparak, kendine özgü dünyada yaşayan bir kızdır Devrim. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissetmektedir. Bu kısır döngü Devrim'in evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla öğrendiği gerçeği keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliverir. Devrim , yirmi yıl önce ailesinden koparılıp cehenneme itilmiştir. Aile sıcaklığını hissetmek için çıktığı yolculuk , Kireçtepe Mahallesinde son bulurken beklemedik bir aşkın pençesine düşeceğinden habersizdir.
ARZUHALCİ (GÖRÜNMEYENLERE) - Ara Verildi by Nurperi287
Nurperi287
  • WpView
    Reads 448
  • WpVote
    Votes 122
  • WpPart
    Parts 35
SEVGİLİ KARANFİL ''Herkeste ileri derece de körlük var bayım.Önümüzde insanlığı öldürüyorlar biz hala muma kibrit arıyoruz.O kadar karanlık ki dünyamız elimizdeki kibriti bile görmüyoruz.Bu kanıya varmamın çok da zor olmadığını tahmin ettiğinizi düşünüyorum zira bu denli çok vahşetin olmasına izin verilebilmesi için insanlığın ya kör olması lazım ya vicdansız.Artık bir iki insanı değil toplu katliamları bile görünmez sayıyoruz.Ne yapmalı? Ben buradayım diyerek meydanlarda mı bağırmalı? Yapılmamış olsaydı eğer sırf görülmek için bağırılırdı meydanlarda. Kendinizi sakın ha kayırmayın bayım! Beni en kalabalık yerlerde bile görmeyen sizin kör olduğunu inkar etmesi benim gözümde bir latife sayılır ancak.'' -DİLDADE NOT: ÇOĞUNLUKLA MEKTUPLARDAN OLUŞUR!
İNFİAL by Nurperi287
Nurperi287
  • WpView
    Reads 160
  • WpVote
    Votes 48
  • WpPart
    Parts 29
''Tek bir yasak var ölemezsiniz! O zaman başlıyoruz .Görev 1...'' ---- Hızlı hızlı adımlarken kulağımda onun sesini duydum. Ölümcül bir saklambaçtı bu. O saydı ben nefes nefese tamamladım. Bir Ruhum kir İki Kayboldu seninki Üç Onu bulmak güç Dört Bütün günahları ört. Beş Seçtin onu eş Altı Gözlerimi kapattı Yedi Bekledi Sekiz Geçmişten eskiz Dokuz Artık sıkılmaya başlıyoruz On Son Bağlantı kesildi. Bu sefer gelen ses arkadaşımındı. ''Sana tek başına gitmemeni söyledim. Budalalık bu!'' ''Çok geç!'' Hızlı adımlarım karşımdaki kişiyi görmemle durdu. ''Onu buldum!'' Şaşkınlıkla dudaklarımdan firar eden kelimeler boğazımda düğümlenmişti. ''Ne!'' Birkaç saniyelik sessizlikten sonra endişeli bir ses tekrar kulağımı tırmaladı. ''O burada...'' ''...çıkın ikinizde hemen oradan çıkın çabuk!'' Sırılsıklam olmuş halimi umursamadım. Kulağımda bana bağıran arkadaşımın sesi artık çok uzaktan geliyordu.Yavaş yavaş ona yürürken ayaklarım beni zar zor tutuyordu. O da bana benimkinden daha hızlı adımlarla yaklaşmaya başladı. Aramızdaki sadece bir mesafe değildi yıllardı acıydı... Tam ortada buluşup göz göze geldiğimizde dudaklarından bir kelime döküldü lakin tam o sırada kaderin cilvesi olsa gerek büyük bir şimşek çaktı. Kelimesi fısıltıya dönüştü. Dudaklarını okuyamadım. Yağmur sesimizi bastıracak derecede yağıyordu. Ona ne dediğini soracakken gözlerimin önünde bir perde belirmişti. Başım döndü, dengemi sağlayamadım. Görüş alanım bulanıklaşmıştı. Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Onun bakışları mı değişti? Çok bulanıktı ayırt edemiyorum fakat bu gördüğüm korku mu? Sırtımda bir sızı hissediyorum bedenim beni tutmuyordu yere düşerken beni tutan parmakları hissettim. Birlikte mi düştük? Sanırım bilincimi kaybediyorum. Ona sormam gerek ne demişti?
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,817,430
  • WpVote
    Votes 192,868
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,357,386
  • WpVote
    Votes 694,326
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,183,752
  • WpVote
    Votes 722,593
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
DUALARIMIN PRENSİ by Laylatun
Laylatun
  • WpView
    Reads 837,675
  • WpVote
    Votes 53,662
  • WpPart
    Parts 77
Uçak Kahire havaalanına indiğinde saat 19.30'u geçiyordu. Üzerimde kan olmuş saks mavisi bir elbise, elimde, içinde telefon bile olmayan bir çantayla, numarasını bile ezbere bilmediğim O adamı görmeye gelmiştim. O'nu nasıl mı bulacaktım? Ben O'nu bulmayacaktım. O'nun beni bulacağını biliyordum. Havaalanının gelen yolcu kapısından işlemlerimi yaptırıp içeri girdim. Etrafa bakındım. Acele edenler, beklemekten yorulmuş sıkıntılı suratlar, anneler, çocuklar, sevgililer... O neredeydi peki? Oradaydı işte! Bana doğru geliyordu. Neden, neden... Bir saat önce ağlamaktan tükendi diye düşündüğüm yaşlar gene dökülüyordu gözümden. Bana doğru attığı her adımda biraz daha nefret ediyordum O'ndan. Artık ayakta duracak takatim kalmamıştı. Başım dönüyordu. Dizlerimin üzerine düştüm. O korkunç siluet koşarak geliyordu. ... Bir yalan ancak bu kadar sürükleyici olabilirdi... 👑 DUALARIMIN PRENSİ 👑 (Pinokyo Prens) ✔️Bütün kurgularım, içindeki ufak hikayeler, sözler, varsa şiirler dahil bana aittir. Alıntı yaptığım durumlarda bunu belirtiyorum. Öncesi de sonrası da çalıntı ihtimaline karşın (her bir değişikliği dahil) çeşitli yollardan korunmaya alınmıştır. Benzer kurgularla karşılaşırsanız lütfen bana bildirin. Tekrar belirtiyorum 2016'dan beri buradayım ve bütün kurgularım özgündür. ✔️ Başlama: 16.03.2016 Final: 04.04. 2017 Kelime sayısı: 143.963
KÜÇÜK KARIM 👑 by Sldakser
Sldakser
  • WpView
    Reads 5,629,223
  • WpVote
    Votes 30,779
  • WpPart
    Parts 7
# 6 - Romantizm Sana diyeceğim şu ki küçüğüm; büyüme! Hayat seni de mahveder.. © Tüm hakları saklıdır .
Bir Uzun Yoldan Geldim  by sedaoktem
sedaoktem
  • WpView
    Reads 745,480
  • WpVote
    Votes 58,491
  • WpPart
    Parts 69
"Yolum Sana Düştü " hikayesinden tanıdığımız karakterlerin hikayesi. Seri II Mirza ve Aycan'ın garip aşkı burada başlıyor burada devam ediyor. Aralarına katılan yeni çiftimiz Hazal ve Bilal var . Onların evliliği bütün evliliklerden farklı başlıyor. Hazal ,evlendiği adamı gay sanırken, Bilal adı safa çıkmış kızın sözlerinden hiç bir şey anlamıyor. Bir de Haticemiz var . O da yıllar sonra kendi hayatına bir yön veriyor. Mutluluk artık elini uzattığında dokunacağı kadar yakın... YOL SERİSİ II
Yolum Sana Düştü ♠️ by sedaoktem
sedaoktem
  • WpView
    Reads 1,867,154
  • WpVote
    Votes 106,425
  • WpPart
    Parts 72
Bir günde değişen iki hayat ... Narin ve Ezo İki kardeş ,ağa kızları abileri sevdiğini kaçırınca iki kızın yolları ayrılır . Biri berdel olur kuma olur diğeri hiç bilmediği bir adamın karısı olup Ankara'ya gider . Yolum sana düştü . Bir kardeşlik iki aşk hikayesidir ... YOL SERİSİ I