Zevk sahibi insanların okuduğu kitaplar
54 stories
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 1,267,809
  • WpVote
    Votes 74,120
  • WpPart
    Parts 47
Bir şeyi çok isteyince, sahiden olur mu?
Beyaz Konak by meksikaacmazi
meksikaacmazi
  • WpView
    Reads 809,461
  • WpVote
    Votes 60,982
  • WpPart
    Parts 110
"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz." Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıyordu. Herkesin hayalini kurduğu ama her hayalini kuranın ya da parası olanın içine giremediği, İstanbul sosyetesinin görkemli dünyası.. Buzdağının görünmeyen kısmında ise bambaşka bir hayat yatıyordu. Yalanlar, yasaklar, entrikalar ve en yakınların bile birbirine ihaneti.. ama bunları kimse görmez, duymaz, duysa da inanmazdı. Çünkü burada entrikalar ışıklar söndükten sonra kapalı kapılar ardında yürür ve Beyaz Konaklar'da olan sadece Beyaz Konaklar'da kalırdı. Taa ki ardlarında bıraktıkları küçük kız çocuğu, intikam için geri dönene kadar... *** Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, gerçek kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgisi bulunmamaktadır. • Gelişmeleri @beyazkonaklar instagram hesabından takip edebilirsiniz! • Yayınlanma Tarihi 24.06.2019
Uçurtma Masalı by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 35,831
  • WpVote
    Votes 5,358
  • WpPart
    Parts 35
Bodrum'da yaşayan ve ailesinin sözünden hiç çıkmayan esnaf bir kızla, bir İngiliz dükünün torununun yolları nasıl kesişir? Kesişirse ne olur? Birbirlerini anlamakta bile tereddütleri varken, ortak paydada buluşmaları mümkün mü? Aşk her şeyi mümkün kılabilir mi? Uçurtma Masalı bu sorulara yanıt olurken, aradığınız tatlış yaz aşkı hikayesini de ayağınıza getiriyor!
Şark Ekspresi by ilkyazlalesi
ilkyazlalesi
  • WpView
    Reads 2,517
  • WpVote
    Votes 282
  • WpPart
    Parts 8
Feraye, henüz on sekizinde diplomasını taze almış bir ebedir. Tek amacı Anadolu'ya hizmet götürmektir. Ancak babası, dönemin sağlık bakanı, bu duruma sıcak bakmamakla birlikte kızıyla sürekli çatışmaktadır. Feraye'nin kösteği olduğu gibi desteği de fazlaca vardır. Köstekleri bir köşeye çekip düşünden geri durmaya niyeti yoktur. Kararlıdır Feraye. Dediğini yapacaktır. Cahit ise yirmilerinde bir filiz, öğretmen. Tıpkı Feraye gibi Anadolu'ya hizmet niyetiyle çıkmıştır bu yola. Feraye'nin örnek aldığı en birinci kişi olduğu yalnızca ikisinin arasında bir sırdır. 1970lerin Büyükada'sında başlayan serüvenin Anadolu'nun neresinde devam edeceği meçhuldür. [ Beş Notalı Kırık Mısra adlı hikayemde yer alan Cahit ve Feraye'nin geçmişidir. ]
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 3,198,365
  • WpVote
    Votes 171,430
  • WpPart
    Parts 53
Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser yoktur artık. Hissizleşmiş ve yaşama olan hevesini kaybetmiştir. Kendisini bazı insanlar böyle yaşar diye teselli ederek annesi ve kız kardeşi için yaşamaya devam eder. Sıradan bir gün çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir adamın ricası üzerine bir çiçek teslimatına çıkar. Ölüm anlamına gelen çiçekleri teslim ettiği adamın babasının otopsisini yapan adli tıp uzmanı olduğunu ertesi gün savcılıktan gelen bir telefonla babası hakkında sarsıcı gerçekle öğrenir. Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca'ya götürdüğü ölüm çiçeklerinin ikisi için olduğunu anlar. Babasının peşindeki birtakım organizasyon üyeleri, Lina'nın, Kadir Kara'ya gidecek olan anahtar olduğuna eminken Lina bunun ne demek olduğuna başta anlamasa da zamanla yaşananlar anlam kazanmaya başlar. Bilmediklerinin bildiklerinden fazla olduğunu Aral Çakırca ve Savcı Yiğit Atalay'la bu olayı çözmeye çalışırken keşfeder ve ailesinin kendisinden sakladığı sırlarla bir bir yüzleşmeye başlar. Saklanırım göz önünde. Gelir geçer önümden. Ben görünmez değilim. Hiçe sayar beni gözünde... Bu bir bilmece... Söyle bana Lily... cevap ne?
İKİLİ DELİLİK by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 54,312
  • WpVote
    Votes 6,457
  • WpPart
    Parts 31
Yıllardan 2008, Mayıs ayının sonu Fethiye'de Sımsıcak bir yaz gelmek üzere! Merih ve Venüs ikiz kardeşler, doğma büyüme Fethiyeliler. Büyüdükleri yere aşıklar. Küçük yerin; malum en eski ve en popüler tek yumurta ikizidirler. Bütün Fethiye onları bilir ve sever. Venüs kendi gezegenin temsil ettiği her şeyi temsil eden tarafken, Merih'in kendi gezegenini ne kadar temsil ettiği tartışmalıdır. Venüs, her ne kadar Merih'in dayanıklılığın, sabrın ve mücadelenin gezegeni olan marsın tüm özelliklerini taşıdığına inansa da, Merih bu konuda kendinden emin değildir. Ama o kardeşinin venüs gezegenin tüm özelliklerini taşıdığında yüzde yüz kalıbını basar. İkili ilişkilerdeki muhteşemliği, dış görünüşte en ufak detaylarına kadar birbirlerine benzemelerine rağmen güzellik ve zarafeti temsil edişi ve aşk konusundaki başarıları... Venüs her şeyiyle adının hakkını veriyordur. Tüm bu dengelere rağmen, Venüs'ün hayatı Merih'in başına belalar açarak geçmiştir. Ne zaman her klasik kardeş gibi başlarına bir talihsizlik gelecek olsa, bu talihsizliğin anahtarı hep Venüs'ün elindedir. Bu muhteşem 2008'in Mayıs ayında, yine başlarına bir talihsizlik kuşu konuyordur. Hem de bu kez kuş çok büyüktür. Venüs yaptığı bir davranıştan ötürü mahkeme kararıyla bir kamu cezası almıştır ve iki ay huzurevinde çalışması gerekiyordur. Deli doluluğun tek adresi Venüs, uyuşuk yaşlıların olduğu ortamda çalışarak güzelim yaz mevsimini harcamayı hiç istemiyordur. Bu cezayı çekmemek için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Hukuku, hatta daha fazlasını bile kandırmayı göze almıştır. Bu yüzden kardeşine bu cezada kendi yerine geçmesi için bir teklifle gider. Fakat Merih asla böyle bir şeyi karşılıksız yapmayı kabul etmeyecektir, değil mi? O yüzden Venüs'ün, onu ikna edecek iyi bir 'geri iyiliğe' ihtiyacı vardır.
BİR FELAKETİN PORTRESİ by alizarbmbin
alizarbmbin
  • WpView
    Reads 73,801
  • WpVote
    Votes 7,366
  • WpPart
    Parts 25
Hiçbir portre tek bir fırça darbesiyle mahvolmaz. Kendi hayatımın portresinde geçmişimin ve hatalarımın fırça darbelerini görüyorum. Ve görmemek için gözlerimi kapatıyorum.
MESAJIN VAR by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 72,273
  • WpVote
    Votes 8,187
  • WpPart
    Parts 31
Selam! Dünyanın en talihsiz kızıyla, yani benimle tanışmaya hazır mısınız? Doğduğum gün hastanede karışmamdan, bugün iş yerinin en çalışkan ama en dikkat çekmeyen elemanı oluşuma kadar uzanan talihsizliklerle dolu hikayemi dinlemenizi isterim. İşler tam yoluna giriyor derken bile sarpa sarar benim hayatımda. Daha aksinin olduğunu hiç görmedim. Örnek vermem gerekirse, senelerdir yanık olduğum yöneticim, en sonunda beni fark ettiğinde tutar başkası hayatıma girer mesela! Tam iyi bir şey oluyor derken, hoop! Yine kötü bir şey. Hiç sekmez! Hem de bu kez çok kötü bir şey oluyor... Çok da emin değilim ama sanırım olmamam gereken birine aşık oluyorum. Yani galiba oluyor gibiyim... Neyse! Yaşayıp göreceğiz :)
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,391,185
  • WpVote
    Votes 542,009
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
KARANLIK SARMAL   (Kitap oldu) by Invictus1408
Invictus1408
  • WpView
    Reads 964,458
  • WpVote
    Votes 2,626
  • WpPart
    Parts 1
Gel bakalım, ateşle nasıl oynanır göstereyim. Gör bakalım ateş mi seni yakar sen mi ateşi? İki çocuk... İki farklı ülke... Bir kış günü aynı anda dünyaya geldiklerinde, ciğerlerine ilk nefesi de aynı anda çektiler. Birbirlerinden çok uzakta olsalar da, yaşayacakları acıları bilir gibi yine aynı anda ilk çığlıkları duyuldu. Birbirlerinin varlığını dahi bilmeden acı dolu çetin yıllar geçirdiler. Karşılaştıklarında ise; henüz farkında bile olmadıkları bir sarmalın içindelerdi. Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimizse bir okyanus