twetty220 adlı kullanıcının Okuma Listesi
7 stories
Hanımağa Oldum! by Black-Riddle
Black-Riddle
  • WpView
    Reads 10,733
  • WpVote
    Votes 1,459
  • WpPart
    Parts 12
Taksici Osman o günde her zamanki gibi taksisine müşteri aldığında, müşterisinin duygusal bir romantik roman yazarı olduğunu öğrenmiş oldu ve o yazarın yazdığı roman Osman'ın başına en büyük dert açacaktı! "Bir roman okuyalım dedik, konular nerelere geldi!" Hikayeden Kesit: "Gardaşın değilim ben senin, Hanımağam!" diyen adamla donmuştum. Ne demek istiyordu bu karşımdaki kalıplı adam? Ağız alışkanlığı yüzünden gardaşım demiştim ama alınmıştı sanırım. Herkese gitmezdi bu laf. Sanırım kırmıştım karşımdaki kalıplı adamı. "Özür dilerim, ağız alışkanlığı. Komutanım desem sorun olmaz değil mi?" diye sorarken o kurt gözleri kısılmıştı. "Yok, sorun olur. Yanlışlıkla tertip dersin sen bana hanımağam." Diyen adamla gülmeden edemedim. İlahi o kadar da değildi. Ama karşımdaki adama şimdi ne diyecektim? Ne denirdi ki? İsmini söylersem herkesin yanlış anlayacağını biliyordum. "Size ne dememi istersiniz o zaman?" diye sorarken gerçekten anlamıyordum. Karşımdaki kalıplı adam bir adım atıp tam dibime girdiğinde, o keskin barut kokusu burnuma dolmuştu. Başımı hafifçe kaldırıp kurt bakışlı adamın o buz mavisi gözlerine bakmadan edememiştim. Gözlerinin içinde yeşillikler vardı. Başını başıma doğru eğerken, o sıcak nefesi yüzüme vurmaya başlamıştı. Bu adam neden dibime girmişti. Bir isim meselesi yüzünden bu kadar yakın olması doğru muydu ki? Kulağıma doğru başını eğerken, dudaklarını yanağımda hissetmiştim. Ama o dudaklar hareket ettiğinde, duyduklarımla donmuştum. Ne diyordu bu komutan! "Ağam dersin, Hanımağam. Gönlümün ağası dersin." not: kapak pinterest'ten alınmıştır.
Hayırsız Evlat! by Black-Riddle
Black-Riddle
  • WpView
    Reads 43,909
  • WpVote
    Votes 5,772
  • WpPart
    Parts 32
"Yüzüstü bırakmasından yakındığımda beni hayırsız evlat olmakla suçladı." Vadideki Zambak - Honoré de Balzac "Her ailenin hayırsız bir evladı vardı. O da benim sanırım..." On sekiz yaşında işlemediği bir suç yüzünden hapse atılan gençti o. cezaevinde geçen on beş yıl boyunca masumiyetinin ortaya çıkmasını beklemişti. Nihayet özgürlüğüne kavuşacağı gün geldiğinde, ise hayatının bittiği gün olduğunu nereden bilebilirdi ki? Ancak, ölüm onun için bir son değil, yeni bir başlangıç olmuştu. Kendini, hapse girmesine neden olan olayın yaşandığı günün akşamında bulmuştu. Bu defa, aynı trajediyi yaşamamak için olayları değiştirmeye kararlıydı. Masumiyetini kanıtlamaya çalışırken, ailesi sandığı kişilerin aslında gerçek ailesi olmadığını öğrenmişti. Bu büyük sır, onu derinden sarsmıştı. Genç adam artık, sadece adalet için değil, aynı zamanda gerçek ailesini bulmak için de çabalamak zorunda kalacaktı. Geçmişin karanlık sırlarını çözerken, her adımda kendisi hakkında yeni şeyler öğrenmeye başlayacaktı. "Hayırsız Evlatla birlikte, gerçek ailenize hayırlı evlat olmaya var mısınız?"
CİBİLİYETSİZ! by Black-Riddle
Black-Riddle
  • WpView
    Reads 188,396
  • WpVote
    Votes 18,194
  • WpPart
    Parts 85
Üzgünüm! (Yeniden Yayınlanmak Zorunda Kaldı!) Gerçek Aile hikayesidir! Erkek versiyonu! "Adamımızın lakabı Pretzel." Dediğinde Gamze başkan anlamayarak baktı. Gamze İstihbarat başkanı olan Harun Bey'e bakıyordu. Harun Bey devam etmesini istediğinde, Gamze konuşmaya devam etti. "Kendisini görenlerin hepsinin tek söylediği şey, çok zayıf olduğu. İnce ve uzun bir adam. Bilmediği tek şeyin kendi ölüm tarihi olduğunu söylüyorlar." Dediğinde Harun Bey kaşlarını çattı. Çok önemli bir görevi batırmışlardı. Askerleri ve mühendisleri kaçırmışlardı. Onların yerini şu dünyada bilecek iki kişi vardı. Biri kaçıranlar diğeri ise lakabından başka bir şey bilmedikleri adamdı. "CIA'ye çoktan peşine düşmüş ama ellerinden kaçırmışlar efendim." Derken Başkanın düşünceli haline baktı Gamze. Başkanın oğlu da bu görevde kaçırılmıştı. Bu yüzden belki de artık bu iş vatan işinden daha önemli bir meseleye dönmüştü. "Adamın şu hayata tek önemsediği şey, para." Dediğinde Harun Bey gözlerini kısmıştı. "Bu adamın, bizi satmadığını nereden bileceğiz?" diye sordu sonunda Harun Bey. Köşede oturan Müsteşar konuştuğunda, Harun Bey bu Pretzel denen adamdan şimdiden nefret etmeye başlamıştı. "Bilemeyeceğiz. Çünkü her an herkesi para için harcayabilecek bir adamı ellimize geçireceğiz." Dediğinde Harun Bey gözlerini açıp kapadı. "Yani, adamı CIA'ye elle geçirmeden biz geçirmeliyiz." Dediğinde Müsteşar onayladı. "Aynen öyle. Bu adamı avucumuzun içine alacağız."
DİKKAT KATİL VAR!! by gumballpsikopat
gumballpsikopat
  • WpView
    Reads 8,186,834
  • WpVote
    Votes 309,754
  • WpPart
    Parts 70
"BUNU YAPAMAZSIN!" diye bağırdım karşımdaki adama doğru. Bi katile bağırmak ne kadar mantıklı onu da siz düşünün,ne kadar salak olduğumu anlayın. "Haklısın, aileni öldürmek kolay olur. Hm... Ailene acı çektirmek? İşte bu daha mantıklı" dedi adam ve oturduğu yerde daha da yayıldı. "Aileme acı falan çektiremezsin" dedim ağlamaklı sesimle. En iyi arkadaşımla kavga ettiğimde bile ağlamamıştım ama bu... fazla ağırdı. "Babanı işinden kovsam aslında olur, zaten işe senin sayende girdi" dedi adam ve sırıtması yüzüne yayıldı. "Babamı işinden kovsan ne olur? Yeni iş bulur" dedim içim hafifte olsa rahatlarken.Karşımdaki adamdan korkuyordum bunu inkar edemem ama o yara izi... Beni dehşete düşürüyordu. "Biliyor musun bilmiyorum ama çoğu şirket bana bağlı, bu yüzden babana iş verdirtmem" dedi, ben daha ağzımı açamadan oturduğu yerden kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. "Hadi diyelim bana bağlı olmayan bi şirket buldu- tabi bu çok zor, bi iki tehditle ailen sefalet içinde sürünür" dedi adam. Sonunda yanıma gelmiş ve bana bakıyordu, ya da eğilmiş bana bakıyordu. Adam 1.95 di ben ise 1.63, evet 1.63. "Benden ne istiyorsun o zaman?" dedim gözlerim dolarken, bu fazlaydı. "Sadece benimle evlenmeni istiyorum" dedi ve yüzüme daha da yaklaştı, geriye kaçamadım çünkü şuan şoktaydım. "Beni kendine fena bağladın küçük cadı" dedi ve yanağıma bi öpücük kondurdu.Öptüğü yerin yanması iğrençti, bu duyguyu hiç sevmedim. "Ben daha 17 yaşındayım, reşit bile değilim, seninle evlenmem git kendine başkasını bul... Hem bi daha bana dokunma!" diye isyan ettim. Bi iki adım geriye kaçtım.Bunu kendisinden 9 yaş küçük birisinden istiyordu. "Reşit işini hallederim ama aileni dilenci olarak bulabilirsin" dedi adam ve bana yaklaştı. "Bende onlarla birlikte-" "Yo, hayır" dedi ve kahkaha attı. "Sen istesen de istemesende benimle kalacaksın zaten" Kitap kapağı
Benden Kaçamazsın! by gumballpsikopat
gumballpsikopat
  • WpView
    Reads 14,919,318
  • WpVote
    Votes 572,220
  • WpPart
    Parts 75
"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu görebiliyordum. İlk defa duygu duvarlarını indirmişti. "Aşığım sana! Sana deli gibi aşığım" dedi bağırarak. "Seni her yerde görüyorum, kafamdan atamadığım tek şey sensin" Duyduklarım gerçek değildi, kafamı iki yana salladım, "İstemiyorum seni!" dedim ve birkaç adım geriledim. Duygu duvarı tekrar oluştu, en son gördüğüm şey kırgınlıktı. Soğuk ifadesi geri dönmüştü. Arkama bakmadan boş sokakta koşmaya başladım, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu. "Benden kaçamazsın!" dedi eğlenen sesiyle. Sesi boş sokakta yankılanırken koşmamı durdurdum ve hızlı bir şekilde nefes almaya çalıştım. Nefesimi düzenlediğimde doğruldum. Arkama hafifçe döndüm, yavaşça bana doğru geliyordu, yanındaki lamba bozuktu, ışık hafifçe titriyordu. Durdu, ayaklarını iki yana açtı ve ellerini cebine soktu. Yüzündeki yara izi daha belirgindi. Gözlerini kıstığını gördüm, "Kendini yorma, hangi deliğe saklanırsan saklan seni bulurum" bacaklarım kendiliğinden hareket etmeye başladı. Koştum, yorulmuştum ama yine de koştum. Dar bir sokağa girdim, önüme bakmasaydım duvara çarpacaktım. "Lanet-" diye mırıldandım. Sokak bomboştu. Duvara yapıştım, beni bulmaması için dua ediyordum. Ayak seslerini duyabiliyordum, buraya doğru geliyordu. Sokağın sonunu göremiyordum ama hızla oraya yürüdüm. Çıkmaz sokaktı. Arkamı dönecekken elleri belimi buldu. Vücudum kaskatı kesildi, sıcak nefesi kulağıma değiyordu. Yavaşça fısıldadı, "Ne kadar uğraşırsan uğraş, benden kaçamazsın! Gölgeden kaçamazsın"