En sevdiklerim❤
21 stories
BANA DOKUNAMAZ •RAFLARDA!• by Justbeyza7
Justbeyza7
  • WpView
    Reads 485,920
  • WpVote
    Votes 38,400
  • WpPart
    Parts 45
ATEŞ YAYINLARI FARKIYLA KİTAP OLDU 🔥 Aşk mı güçlüdür yoksa nefret mi? Peki insanoğlu en çok hangisine yenilir? Duygu ailesiyle İstanbul'a taşınan genç bir kızdır. Liseye devam etmek için gideceği okul babasına ait olsa da Duygu bunu saklamayı tercih eder. Okulda ise bu genç kızı hiç beklemediği durumlar karşılar. Son sınıf öğrencisi genç adamın geçmişinden gelen bilinmez bir sebep, onu genç kızın başörtüsüne düşman eder. Böylece ilk günden itibaren karşı karşıya gelen bu ikilinin arasındaki çekişme çok güçlü bir duyguyu oluşturur. Aşk mı nefret mi? Adamın içindeki harlı alevin acısı nasıl çıkacak? Peki kız ne yapacak? Ya derdi yakmak olan adam sonunda kızın ateşinde yanacak olursa? *Fazla beklemeden hadi içeri!*
MİKROFOBİ by minyakbumbuu
minyakbumbuu
  • WpView
    Reads 39,777
  • WpVote
    Votes 4,635
  • WpPart
    Parts 38
"Mikrofobi'ye hoş geldiniz. Oyuna başlamak istediğinizden emin misiniz?" Neden saçma bir oyun için böyle bir soru sorarlardı ki? Anlamamıştım... Düşünmeden, 'Oyuna Başla' butonuna tıkladım. ___________________________ Kapak Tasarım: Bsudeee
Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı) by thevoun
thevoun
  • WpView
    Reads 1,292,353
  • WpVote
    Votes 107,251
  • WpPart
    Parts 39
Ulaş Ulucan ile aramızda yaşanmış birçok şey var. Örneğin onun beni zatürre etmişliği var. Benim onu hareket eden tekneden aşağıya itmişliğim var. Onun defalarca oturmak üzere olduğum sandalyeyi çekmişliği, beni defalarca yere düşürmüşlüğü var. Ancak tüm bunlara rağmen, aramızda yaşanmış bunca şeye rağmen Ulaş'ın gözlerine baktığımda yaşanmamışlık görüyorum. Yaşanmamış ve 12 yıl boyunca içime kök salmış bir aşk.
Seçim Senin  by Crktulay
Crktulay
  • WpView
    Reads 2,938,882
  • WpVote
    Votes 16,952
  • WpPart
    Parts 9
12 erkek ile gündemin en çok oynanan oyununa sıkışıp kaldım. Ağza alınmayacak seçenekler, yorucu günler ve tanımadığım kişiler... En tuhafı ise o kadar erkeğin içinde sadece iki kız olmamızdı. **Kitabı oku ve bölümü devam ettir. Bu sefer kitabı siz yazıyor olacaksınız. **
A h s e n by LydWeyne
LydWeyne
  • WpView
    Reads 157,397
  • WpVote
    Votes 10,148
  • WpPart
    Parts 50
-Bak dağ ayısı. Ya hayır ya evet... Cümleme devam edecekken böldü beni. -Ruh hastası mısın kızım sen? Evlenelim diyorsun, ya hayır ya evetmiş. Masanın üstünde duran kollarının bile gerildiğinin farkındaydım. Giydiği siyah kazak boynunu kapatmasa eminim ki kabarık damarları yine patlayacak gibi duruyordu. -Ne olacak evlensen? -- 06062021
Kadere İnan | Texting by sakinolesra
sakinolesra
  • WpView
    Reads 705,861
  • WpVote
    Votes 68,950
  • WpPart
    Parts 39
@kadereinan: Bir kere kafanı kaldırıp bakamaz mısın gerçekten? @omersaral: Ben gözlerimi helalden başka bir şey için kaldırmam (Görüldü.) Kapak tasarımı: @merdumgirizbri
Sıtus Inversus [texting] by LydWeyne
LydWeyne
  • WpView
    Reads 391,936
  • WpVote
    Votes 28,778
  • WpPart
    Parts 91
S: Salak mısın? S: Ne için peşimden tıp fakültesine geldin? V: bilmem S: Söyle ve kurtul V: hayır S: Beni seviyorsun V: hayır S: Öncesinde söylemiştin V: neyi? S: Kelime oyunu yaparak kurtulamazsın S: Söyle V: hayır dedim - 21092019 30042021 bitti :)
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,194,849
  • WpVote
    Votes 722,892
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,819,874
  • WpVote
    Votes 192,940
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,366,793
  • WpVote
    Votes 694,517
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.