Sevdiğimiz işler. ❤️
4 historias
AŞKIN ÖMRÜ 5 YILDIR por ladymonaco
AŞKIN ÖMRÜ 5 YILDIR
ladymonaco
  • LECTURAS 441
  • Votos 43
  • Partes 1
İnanmak istemeyebilirsiniz ama evet, Aşkın da bir ömrü vardır. Üstelik bu ömür beş yıldır!
MÜNFAİL por ladymonaco
MÜNFAİL
ladymonaco
  • LECTURAS 40,087
  • Votos 2,437
  • Partes 11
Münfail kelime anlamı olarak; gücenmiş, dargın, kırılmış, kırgın demektir. Bu da münfail yüreğiyle yaşayan bir kadının hikayesidir...
UÇURUM por MatildaEsteban
UÇURUM
MatildaEsteban
  • LECTURAS 721,611
  • Votos 45,306
  • Partes 101
05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açmadı avuçlarında, gözyaşı yerine kan akıttılar. Piyon oldukları oyunda Vezir'e ve Şah'a meydan okudular. Bir varmış bir yokmuş, av olanlar avcı olmuş. ⁂ Nihayetinde adam kıvılcım, kadın ormandı. Mızrap, bir kıvılcım gibi yaktı; Eyşan, yemyeşil bir orman gibi tutuşup yandı. ⁂ Matthew Perryman Jones - Living in the Shadows ⁂ Uçurum üç kitaplık bir seridir ve serinin tüm kitapları bu başlık altında yayımlanmaktadır.
YALANCI DAMAT(Tamamlandı) por ladymonaco
YALANCI DAMAT(Tamamlandı)
ladymonaco
  • LECTURAS 1,025,174
  • Votos 56,974
  • Partes 54
"Gülmeyi sevenlere ithafen..." Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyla tesadüfi olarak esas kızımız Cemre Soylu ile tanışır ve art arda gelen talihsizlikler sonucunda kendisini onunla evlenmiş olarak bulur. Fakat sonraları Ali Ömer Erez'in daha önce esmer bir dilber tarafından kalbinin kırıldığını ve bu yüzden 'çapkınım, hovardayım, yirmi dört ayardayım' maskesini taktığını öğreneceğiz. Hatta daha da ileri gidip onun varlığından ve kırılan kalbinden bir haber olan esas kızımızın tek bir gülüşüyle adamı iyileştirdiğini, esas adamımızla 'tesadüfi' karşılaşmalarının hepsinin planlı olduğunu göreceğiz. Yetmeyecek, esas adamımız bize hikâyenin sonunda ana fikri verecek. İtirafında diyecek ki: 'Tesadüf diye bir şey yoktur. Tesadüf görünümlü olsun diye söylenmiş küçük, tatlı, beyaz yalanlar vardır.' Kız şaşıracak, adamın onu elde etmek için çevirdiği dolaplarla afallayıp kalacak. Bir an sonra ana fikri destekleyen motto da ondan gelecek. Diyecek ki: 'O benim yalancı damadımdı! Yalanlarla girdiği hayatımda en güzel gerçekleri tattırmıştı.'