Bu roman, diğer ilk iki kitaptan daha farklı olaylara değiniyor. Yine heyecanlı ve merak uyandıran bir kurgu üzerinden çocuklara yinelik cinsel istismara vurgu yapılıyor. Roman kahramanlarından biri olan Hülya'nın 80'li yıllara yaptığı dönüşler etrafında 12 Eylül dönemi, 80 sonrası yetişen apolitik nesil ve günümüzde yaşananlar üzerine de irdelemeler yer alıyor. Hikâye akarken, zaman zaman bir rating canavarına dönmüş olan TV programlarına, engellilerin sosyal yaşantılarına, çocuklara yönelik cinsel istismara yapılan vurgularla hem aşk, hem günümüz toplumsal konuları bir arada harmanlanıyor. Hülya'nın geçmişinde kalan aşk yaraları karşısına beklenmedik bir zamanda çıkan Nevzat sayesinde iyileşmeye başlayacaktır. Ancak tam da hayatının son şansını yakaladığını zannederken kader bir başka seçenek daha çıkartacaktır karşısına. Görme engelli olan Mehmet karakteri ile engellilerin sorunları, onlara bakış açımız anlatılırken aslında fiziki engellerin mi yoksa hayatımızın bir noktasında karşımıza çıkan insanların mı yaşantılarımıza ve hareket alanlarımıza engel olduğu sorgulanıyor. Hikâyenin bir diğer kahramanı olan Melek, Mehmet'le çocukluk arkadaşıdır. Ancak çocukluk yaşlarında yaşadıkları bir olay hem kaderlerini ortak kılmış hem de ikiliyi birbirlerinden uzaklaştırarak yıllarca sürecek bir ayrılığa sürüklemiştir. Sosyal ve iş hayatının içinde başarılı olamayan Melek ailesinden kalanlar sayesinde sahip olduğu bir botanik bahçesi işletmektedir. 90'lı yıllarda insan hayatına ani bir giriş yapan internet kurtarıcı gibi imdadına yetişmiş işten arta kalan zamanının çoğunu kendine kurduğu sanal ortamın içinde farklı kişiliklerle geçirmekten zevk almaktadır. Başlangıcında farklı farklı hayatları anlatıyor gibi görünen roman, sona doğru tüm gerçekleri ortaya koyuyor ve okuyucuyu gerçek anlamda