Merhaba küçüklüğüm, bu sana en büyük hediyem. Şimdi ben buralarda yokum ama sen her gece o küçük pencereden bakıp bana seslenebilirsin. Bana seslendiğin her zaman bunu duyacağım. Çünkü ben senin kalbindeyim. Unutma, sadece geceleri seslen. Sadece geceleri özle ve sadece geceleri ağla. Sesini kimse duymasın. Hıçkırıklarının içerisinde boğulsan bile, sesin çıkmasın. Çünkü geceler hep acıtır. Acı iyidir küçüğüm. Seni olgunlaştırır. Sandığından farklı bir bedene büründürür seni ama senin ruhun bile duymaz. Kısım kısım değişirsin, bir de bakmışsın ki arada dağlar kadar fark var. Ama yine de sen çok değişme küçüğüm. Hep on iki yaşımdaki belam ol, hep on iki ol... K.S. -SİYAHA ALIŞMAK-

infinitum: O fotoğraf çekildiğin otopark var ya, verævan: 'bi tarafına girsin' falan diyeceksin diye korkuyorum.. infinitum: Ya cmmföcöfkxldfkxkxm infinitum: Orada ben de vardım diyecektim. verævan: gerçekten mi? infinitum: Evet. Hatta yaşlı bir dedenin poşetlerini arabasına kadar taşımasına yardım ettiğini de gördüm. infinitum: Tam gitmek üzereyken kaybolmuş, ağlayan bir çocuğun annesini bulmakla ne kadar uğraştığını da. infinitum: Hatta, ablanın iterek uzaklaştırdığı peçete satan çocuğa gülümseyerek bakıp peçete aldığını da. infinitum: Bu kadar güzel olup, her gün beni kendine daha da aşık etmeyi nasıl başarıyorsun?

Yüreklere dokunacak acı bir peri masalı... Ağzımdan verdiğim derin nefes, soğuk havada küçük buharlar oluştururken ellerimi göğsümde birleştirdim. Sıkıntıyla etrafıma bakınırken bakışlarım sağ elime kaydı. Morarmış ve şişmişti. Soğuk nasıl bedenime işlediyse acısını bile hissedemez hale gelmiştim. Oysa ben yaklaşık yarım saat önce annesi tarafından gözü morartılan, ağabeyi tarafından eli ezilen ve tekmelenerek dışarı atılan zavallı bir kızdım. Televizyonlarda izlediğim kadına şiddet olayları karşısında içim burkulurdu. Sadece şiddet bile değildi insan olmayanların kızlara, kadınlara çektirdikleri. Küçük kız çocuklarına tecavüz eden bile varken şu iğrenç dünyada ben ve benim gibiler hiç mutlu olamayacaktı belki de. Elime saplanan ince ağrı artık kendisini belli etmeye başlarken gözlerimi kapattım. Hangi ağabey kardeşinin elini ayağıyla, gözlerinin içerisine bakarken gözünü bile kırpmadan bilerek ezerdi ki? ... Küçüklüğünden bu yana ailesi tarafından şiddet gören bir kız düşünün. Tüm bu olanlara rağmen derslerine sıkıca sarılmış ve lise sonuncu sınıfa gelene kadar sınıfını birincilik veya ikincilik ile bitirmiş. Kardeşi şiddet gördüğü için ölen bir erkek düşünün, kalbi tamamen buz tutmuş. Kardeşi gibi durumlara maruz kalan genç kızları, kadınları, çocukları korumak için avukat olmayı seçmiş. *Bu kurguyla yazılmış ilk kitaptır. Herhangi bir kopyalama, çalıntı işleminde yasal yollara başvurulacaktır.* Yayımlanma Tarihi: 27.01.2018 Bitiş Tarihi: 30.06.2019

Dört yapraklı yonca bulunca sevinmez misiniz? Biz dört yapraklı yonca olunca sevinmiştik aslında. Dört yapraklı yonca şans getirir değil mi? Çok nadir bulunan ama bulunduğunda da şans getirebilen bir yapraktır. Bazıları bize inanmasalar da, biz bizeyken şanslıydık biz bizeyken belanın içindeydik. Birbirinden farklı dört yaprak... Birbirini tamamlayan dört kalp... Aynı zamanlarda ayrı yerlerde. Bunlar nasıl birleştiğinde şans getiriyorsa bizde belamızın içinde şans bulmuştuk. İşte şimdi birleşip sonsuzluga karışma vakti...

Lara ve dört yılı aşkın bir süredir çok yakın arkadaşı olan Berkay, dönemin son günü saçma sapan nedenlerle kavga ederler. Okulların tatile girmesi, Berkay'ın hatasını kabul etmemesi gibi sebeplerden dolayı araları iyice açılır. Bunun sonucunda ağır depresyona giren Lara, uzun zaman önce çıktığı gruba tekrar üye olur. Asıl yaşanacak olan yeni olayların fitili de burada ateşlenir zaten. Barın'la ilk konuşmaya başladığında bile hiçbir şeyin normal olmadığını anlamıştı. Sevgili olup ayrılmalarına rağmen onlar klasik arkadaş olarak konuşmaya devam ettiler. Ta ki geçmişlerini öğrenene dek. Biri ayrılmalarına rağmen deli gibi sevdiği yeni sınıf arkadaşı diğer ikisi ise en sevdikleri kişiler arasında yer alan ikizlerdi. Peki bunlar bir yıl boyunca aynı evde yaşamak zorunda kalırlarsa ne olur? Normal hayatlarına devam mı ederler yoksa hiç beklenmeyen olaylarla hayatları tepetaklak mı olur? "Güneş şimdi doğsa aydınlatır mı yine dünyanı? Beraber boyasak olmaz mı duvarlarını?" •Bu kitaptaki olaylar gerçeklerden esinlenerek yazılmıştır. •Kırık İnsanlar Gezegeni adıyla yazılan ilk kitaptır. Yayınlanma Tarihi: 22.11.2017 Yayınlanma Saati: 22.38

Şarkılar yalan söylüyormuş Baran, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı, girmez miydim benim için kazdığın mezara? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara... Şiirler de yalan söylüyormuş Baran, düşülmüyormuş öyle ha deyince... Yürekte yanan yangın, kül etmiyormuş hiçbir bedeni. Şimdi ışıkları söndürmeli, Seni yazan kalemi kırmalı, Ve kalbimin kapılarını kapatmalıyım... İçim çok kanıyor, Ama savaşmalıyım. Tek bir damla gözyaşıma hapsedeceğim seni Baran. Yutkunduğum an gözümden değil, Kalbimden düştüğün an olacak inan.

Herkesin sırları vardır. Bazıları içine gömer, bazıları açığa çıkarır. O içine gömmeyi seçti. Bu oyunda tek. Hayat ona şah yaptı peki ya o mat yapmadan kaçabilecek mi? Satranç bir savaş stratejisiyse o da bir savaşın içinde mi? Ya savaşta düşmanınızı bilmiyorsanız? Yalnışlıkla kendi askerinizi öldürüp kendinize zarar verirseniz? O da bilmiyor düşmanını. Ya düşmanı en yakınındakiyse...? ~SİYAHIN EN RENKLİ TONU~ "Seni bulacağım ve bu bana parmaklarınla atacağın son mesaj olacak. Seni bulacağım ve bu sefer parmakları sadece sen kullanmayacaksın. Seni bulup boğacağım."