001
4 stories
ÖLÜ PORTRE by asileyda
asileyda
  • WpView
    Reads 113,622
  • WpVote
    Votes 8,749
  • WpPart
    Parts 34
Ecem'in normal giden hayatı, gittiği resim sergisindeki portrenin içine çekilmesiyle tepetaklak olur. Gözlerini açtığında ise, prensini öldürmeye çalışan bir prensesin bedeninde uyanır. *** "Kraliçem!" Dedi bir kez daha o huysuz sesiyle. Elindeki hançer ise tam kalbimin üzerindeydi. "Kalbinizi sökmek istiyorum yerinden." İnatla baktığı gözlerimden bir çok duygu geçerken bedenimi korkuma rağmen biraz daha dikleştirdim. O ise durmadı, hançer tutan eli bir kez dahi titremezken yutkunarak devam etti. "Benden başka herkesi sevebildiğiniz için!"
TUVALDEKİ KAN  by mercays
mercays
  • WpView
    Reads 216,376
  • WpVote
    Votes 20,127
  • WpPart
    Parts 50
~ Wattys 2018 "Büyük Buluşlar" kategorisi kazananı. & Bir arkadaş edindim, kimse onunla konuşamazsın demedi. Kulağıma cinayet hikayeleri fısıldadı, kimse söylediklerini işitmedi. Herkesten gizledim, kimse fark etmedi. O istedi, ben çizdim. O söyledi, ben çizdim. O öldürdü, ben yine çizdim. & •TAMAMLANDI•
GİZLİ MASUMİYET  by DenizEkz
DenizEkz
  • WpView
    Reads 1,141,756
  • WpVote
    Votes 5,187
  • WpPart
    Parts 4
İnat uğruna yapılan bir evlilik aşka dönüşebilir mi? Ya hiç bir şey göründüğü gibi değilse? Elif içinde iyilik ve masumiyeti taşırken insanların onun hakkında düşündükleri ve konuştukları ne kadar doğruydu? Babasının evinde yaşayan genç kız ailesinin zalimliği altında eziliyordu. Karşısına çıkan adam kurtuluşu mu yoksa bir diğer cehennemi mi olacaktı.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,820,598
  • WpVote
    Votes 192,969
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.