Selda-menekse
Zerya heyecanına yenik düşüp çok özlediği atına binmek istiyordu. Bu yüzden hızla evlerinin işleriyle alakadar olan amcasına doğru koşuyordu. "Harun amca, atım nerede, hemen görmek istiyorum." dedi Zerya. "Ahırda kızım"
Zerya hemen ahıra doğru yol aldı. Atını çok özlemiş olan Zerya, uzun zamandır atına binmediği için, birazcık korku, ve heyecandan çok hızlı atan bir kalple dört nala koşuyordu. Zerya kendini atına o kadar çok odaklamıştıki zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadan yavaş yavaş akşam olduğunu fark ettiğinde eve geri dönerken aniden yandan bir araba geldiğini fark etti. Zeryanın atı çok hızlı idi. Bu yüzden sağdan gelen arabanın firen yapması gerekiyordu, aksi taktirde bu çok feci olaylara sebep olabilirdi. Aniden Zerya atıyla arabanın üzerinden atladı. Arabanın sürücüsü olan Şerwan, Zeryanın yan komşusu Miran beyin 2. Oğlu idi. O sırada Şerwan 21 yaşında idi.
Şerwan arabadan inip bir hışımla ZERYAYA DOĞRU GITTI. Zerya yüksek bir ses tonuyla:
"Sen araba kullanmayı nereden öğrendin" diye sordu Şerwana.
"Asıl sen at binmeyi kimden öğrendin, az kalsın kendini, atınla beraber mezara yollayacaktın." dedi.
"Sen, sen..., ah neyse uğraşmaya değmez, diyerek tavır yaptı Zerya. Ardından Zerya arkasını dönüp atına bindi ve hızla oradan uzaklaşmaya çalıştı. Arkasından Şerwan önce biraz tebessüm etti ve daha sonra ZERYAYA :"Bari kim olduğunu söyleseydin!" dedi. Zeryanın cevap vermek istemediğini anlayan Şerwan, Zeryanın duyması için bağırıp: "Ben Miran beyin 2.oğlu Şerwanım" dedi, ve aniden Zerya atını durdurdu.
Zerya kendi kendine sorular sormaya başladı. "Olamaz, yoksa o, yoksa o komşumuzun oğlu mu? Ah ben ne yaptım?" diye sorguladı.