Ferit'in açık olan çalışma odasının kapısının önünden geçerken, göz ucuyla içeriye baktım. Hala bu odaya girmemi neden istemiyor anlamış değilim. İçimde ki merak beni içeri doğru çağırınca usulca süzülüp etrafı hızla kolaçan ettim. Dikkatimi çekecek hiçbir şey yoktu, masanın üzerinde ki laptoptan başka. Açık olan laptoptan önce sosyal medya hesaplarımı kontrol ettim, fakat hala kapalı ve şifreleri kabul etmiyor. Arama motoruna adımı yazdım ve gördüklerime inanmak dakikalarımı aldı. Tekrar tekrar defalarca adımı yazıp aynı haberle karşılaşınca koltuğa yığılıp kaldım... TRAFİK CANAVARI YİNE CAN ALDI 24 yaşında ki Melek Sezer karşıdan karşıya geçerken hızla gelen arabanın çarpmasıyla metrelerce sürüklenip feci şekilde can verdi. Olay yerine gelen ambulans yaralının tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığını açıkladı. Kırmızı ışıkta durmayıp genç kızın ölmesine sebep olan araba şoförü, tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi. Genç kızın cesedini teşhis etmekte zorlanan aile sinir krizleri geçirdi. Baba Haluk Sezer bu işin peşini bırakmayacaklarını, suçlunun en ağır cezayı alması için elinden geleni yapacaklarını gözyaşlarıyla anlatırken, anne Elif Sezer'in sakinleştiricilerle ayakta zor durduğu görüldü. Olayla ilgili görüntüler aşağıda ki videodadır. Kaç defa okudum bu yazılanları bilmiyorum. Benim ölüm haberim alenen gözümün önündeydi, videoda ki görüntülerde karşıdan karşıya geçen gerçekten bendim, hatta çarpan araba gerçekten de bana çarpıyordu. Haber tarihi ise Ferit'le evlendiğimiz güne aitti. Bu nasıl bir oyundu ve ben bu oyunun en salak oyuncusu muydum?...

Maceralar sizi bekliyor. Fantastik, polisiye, bilim kurgu, mistik farketmez ; "afacanlar çetesi" insanlığı ilgilendiren bir tehlike söz konusuysa gözlerini daldan budaktan sakınmadan atılıyor ortasına...

acıkcası size cok merak verici olmayabilir ama her an bi gizem çıkabilir sonuna kadar okuyun;) ateş girdabı: Kasvetli bir akşam üstü idi. Efe ile selim simge evden izin alamadığı için küçük tepeden herzamankinden daha erken dönmeye karar verdiler.Büyük çitlembik ağacına defalarca inip çıkmak ve dalları arasında koştur âllah,koyboyculuk oynamak her ikisinin de canını çıkarmıştı, bellerinde büyük bir kasıntıyla taşıdıkları plastik tabancalarından çıkan mermilerden kaçma pahasına,küçük tepenin gri kaktüslerinde bol bol dalatmışlardı kendilerini bu yüzden eve dönüş yolculukları da hayli acılar içinde geçti. " Sana söylemiştim efe kurallara hiç uymuyorsun." Bunu söylerken birbirine beş metreden daha fazla yaklaşmama yasağına uymadığını hatırlatıyordu. Efe'ye. Eğer bu kurala uysaydı çeyrek belkide de sık sık boğuşup sağa sola savrulmak zorunda kalmayacaktı her ikisi de: "N'apayım oğlum asıl burnumun dibine kadar sokulan sensin,başka saklanacak yer yokmuş gibi." "Hep kabahati bana yüklüyosun