jaures'le el ele
bütün buğday tanelerinden, teker teker
kanımla sulanacak başaklar, fışıkırıp kötülüğümü salacaklar dünyaya, kökleri zehir olacak, salkım salkım afyonlar yeşerecek buradan, intikamım böyle olacak.
"büyüyorsun, haber ver yalnızlık peşindeyken ...kuşlar hiç ötmemiştir belki de"
son fırtına, ağacı devirdi. bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz.
"bayan clarisse, tanrı'nın bitmeye yüz tutmuş boya tüpleri gibiyiz."
yol durduğunda bir başka ruha aşık oluyorum bir cuma ertesi ve bir pazar