Hazine
2 stories
Çocukluğum by ClassicsTR
Çocukluğum
ClassicsTR
  • Reads 16,576
  • Votes 432
  • Parts 13
Maksim Gorki'nin bu kısa romanı, hayatının çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemini anlattığı ünlü üçlemesinin birinci kısmını oluşturur. Otobiyografik anlatı türünün en beğenilen örneklerinden biri olan Çocukluğum, Gorki'nin Rusya'nın orta kesiminde bulunan Nijni şehrinde yaşadığı yılları anlatır. Bir çocuğun ailesini ve insanları tanıyarak, iyiyle kötü, güzelle çirkin, şiddetle merhamet, sevgiyle nefret gibi değerlerin yaşamda, insan ilişkilerinde iç içe girdiğine tanık olarak geçirdiği bu yıllar, aynı zamanda, Rusya'da sarsıcı altüst oluşların yaşandığı, 1905 ve 1917 devrimleriyle ve bütün gürültüsüyle XX. yüzyılın yaklaştığı yıllardır. Babası öldükten sonra annesi tarafından büyükbabasıyla büyükannesinin yanına bırakılan Aleksey, iki ihtiyarın yanında bir yandan büyükannesinden dinî hikâyeler dinler, diğer yandan büyükbabasının ani şiddet patlamalarına tanık olur. Amcaların miras çekişmeleri, doğumlar, evlilikler, müzik eşliğinde dinlenen halk efsaneleri... Bir epik şiir havasıyla geçen günler aynı zamanda büyük bir yazarı ortaya çıkarmaktadır. Gorki'nin olgunluk çağında anlattığı bu çocukluk hikâyesi aynı zamanda büyük bir yazarın kendi kendini tanıma çabasıdır.
Deniz Kurdu by ClassicsTR
Deniz Kurdu
ClassicsTR
  • Reads 8,585
  • Votes 459
  • Parts 9
Jack London'ın bütün eserlerine bir simgeci natüralizm örneği olan Deniz Kurdu ile devam ediyoruz. Varlıklı bir aileden gelen Humphrey Van Weyden, geçirdiği deniz kazasının ardından Hayalet adlı uskunanın kaptanı Wolf Larsen tarafından kurtarılır. Barışçıl bir "beyefendi" olarak, iradesi dışında Larsen'in hizmetine girmesiyle kendini şiddet dolu "gerçek dünya"da bulacak; bu deneyim onu elitist bir entelektüelden, cesur bir eylem adamına dönüştürecektir. Van Weyden'la Larsen arasındaki çatışma, yalnızca zayıf olanın ezildiği bir dövüş değil, bir fikir savaşıdır aynı zamanda. Hayatı "kutsal" olarak gören Van Weyden'ın idealizmiyle, var olmak dışında bir kaygı taşımayan Wolf Larsen'in materyalizmi arasındaki karşıtlık roman boyunca yinelenirken, Deniz Kurdu'nu farklı düzeylerde okunabilecek bir yapıt haline getirir. Ancak, London'ın en büyük başarısı hiç kuşkusuz ustalıkla geliştirip ete kemiğe büründürdüğü unutulmaz Wolf Larsen karakteridir. Nietzsche'nin "üstinsan" kavramını anıştıran Wolf Larsen, Ambrose Bierce'in de dikkat çektiği gibi, bir yazarın yaratabileceği en muazzam karakterlerden biridir...