Teni kızarmış gökyüzünün, güneşi batırmadan önce dillendirdiği son ninniyim. Şafağı iki geçen gecelerde dolanırım diline, Dudaklarının kıyısında zerk eden hecelerim. Ben teni yanık gökyüzünün dillendirdiği son ninniyim.

Avuç içi duvara değdiğinde zaman acıya karıştı. Elini duvara sürterken yavaş adımlar attı. En az tanık olduğu gece kadar siyaha boyanmış saçları, belinde sallandı ve gündüzü karaladı. Botlarının tanıdık sesi artık yabancılaşmıştı. Duvarların bittiği yerde basamaklar vardı. Soğuk duvardan çektiği eli, ölü bir ruhu resmetmek istermiş gibi zayıf bedeninin yanında sallandı. Basamaklardan inerken, ölen bir zamanı temsil eden çerçevelerde gözleri yerine elleri dolaştı. Son basamak aslında ilk basamaktı. Tamamen buz tutmuş şömineyi geçtiğinde, botlarının tabanları karla kaplı yerle buluştu. Artık kan kokusu bir silahın sesi kadar yakındı. Gözlerini yavaşça kapadığında, artık geriye dönüşü yoktu.

"Acaba bize aşık olduğu için özür dileyen bir Alikuş çıkacak mı karşımıza?Ya da bir gülümsememizle tüm sinirini geçirebileceğimiz bir Ayaz Barkın?Meriç Tuna gibi bir kötü çocuk?Peki,Gözümüzü midemize sokabilecek bir Kıvanç Vuran?Gelecekti kocamıza acıyabilecek Ediz Çağıran?Bize'Güzelim'diye hitap edecek bir Sarp Kunter?Ya da saçımızı kesebilecek bir Özgür Gencay?Girecek mi böyle güzel seven kötü çocuklar hayatımıza?" Yavaşça gözlerimi açtım.Evet,o gün tam da böyle bir şey söylemiştim. Ellerini yanaklarıma koyup hafifçe omuz silkerek belkide ölmeden önce duyabileceğim en güzel cümleleri söyledi bana bu kötü çocuk olmayan parlak bakışlı merhametli çocuk. "Sana aşık olduğum için özür dileyemem ama gözünden düşen her bir yaş için dileyebilirim.Belki bir gülümsemenle tüm sinirimi geçiremezsin ama bir gülümsemen için ömrümü verebilirim.Pek kötü çocuk sayılmam aslında kötü çocuktan ziyade yaramaz bir çocuğum ben. Gözünü midene sokmam çünkü her bakışın için dünyadaki tüm gözleri yok etmeye hazırım. Gelecekti kocana yani kendime birazcık acıyorum aslında.Ama sevdik işte kelebek.Katlanıcaz mecbur. Sana'Güzelim'diye de hitap etmem.Kelebeksin çünkü sen.Benim kelebeğim. Saçlarını da kesmem mesela.Seni sevmekten sonra en büyük zevkim çünkü onları okşamak. Tamam belki o hikayelerdeki kötü çocuklardan değilim.Ama ne olursa olsun onlardan çok daha güzel severim seni." ----------- Okuduğu kitaplar dolayısıyla aksiyon meraklısı olan Derin Öztürk geçmişte yaşadığı olayın intikamını almak için boyundan büyük işlere kalkışır.Bu sırada hayatında olan ama kendini yeni belli eden ve hoşlandığı kötü ve acımasız adamların tam zıttı merhametli ve çapkın Kartal Gürsoy'a aşık olmasıyla işler iyice karışır.

"Ben senin hiç birseyinim sadece asistanınım" dedim sinirle "Gerçekten öyle mi düşünüyorsun" diye bağırdı. "Evet"dedim. "Hayır gerizekalı kız hayır. Sen benim hiçbir şeyim değil herşeyimsin ve ben senin asistanım değil karım olmanı istiyorum" #küfür içerir# ************* #16.09.2017 tarihinde başlanmıştır.

Mavi KARAHAN: Hayattan tek istediği anne ve babasıydı ama bu imkansızdı. O da yoluna devam etti. Aşka inansa bile aramayan birisiydi. Yani insan bu dünyaya yaşamak için gelmiş aşk da neymiş diyen bir kızdı o. Daha önce birine aşık olmuştu bu doğru ama o da kendinden 6 yaş büyük olan kuzeni Kıvanç'tı. O da zaten sadece çocuk aklıydı. Pek aşk hayali kuran birisi de değildi o. Zaten hayal kurmak yerine yaşamayı tercih ederdi.Peki aşık olmaktan kaçınan bir çocuğa rastlar ve ondan kurtulamazsa ne olur? Asil AKIN: O sadece güzel bir gökyüzü istemişti. Saf ve bir o kadarda masum bir gökyüzü,her şeyiyle ona ait bir gökyüzü,mavinin en güzel tonuna bürünmüş bir gökyüzü... Tabii onun için bu imkansızın da ötesiydi. Ama o da sıkılmıştı bu oyundan düpedüz belliydi. Çok sıkılmıştı artık kendi gökyüzünün bile esiri olan Asil Akın. Peki ona kim yardım eli uzatacaktı? Kim sevecekti onu bu kadar? Farkında bile değildi dibindeki kızdan. Aslında o aşka da inanmazdı. Saçma gelirdi ona her şey. Ama aşkın olduğuna dair koca tekmeyi arkasından vuran birisi olacaktı elbet. Hemde aşka muhalif birisi atacaktı bu tekmeyi. Biri en saf, en duruluğuyla,en Maviliğiyle yaşarken hayatı,diğeri en kirli,en pisliğiyle yaşıyordu. Peki onu sevecek miydi,yoksa burnunun dibindeki kızı fark etmeden yoluna devam mı edecekti? Başlama Tarihi: 5 Mart 2018

*Tüm Hakları saklıdır!* Kitaba başlama tarihimiz: 11.06.18 *Küfür içerir* Rahatsız olan lütfen okumasın. Çalıntı halinde gerekli işlem uygulanacaktır. **************** Yaz tatilinde kuzeni tarafından çağırılan Hazal ve arkadaşları. Aynı yere gittiklerini bilmeyen iki grup. İki grupta bir yaz tatili boyunca aynı evi paylaşıp kalabilecekler mi ? Her şey bu yaz tatilinde gerçekleşti; Dostluk,Heyecan,Mutluluk,Kardeşlik ve AŞK. ***** Onların hikayesi daha doğduklarında başlamıştı aslında. Beraber büyüdüler onlar. Ama ayrılmak zorunda kaldılar. Çocuk gitmek zorundaydı. Annesiyle babası ayrılmıştı ve annesiyle yaşamak istiyordu. O yüzden annesiyle Bursa'ya gitmek zorunda kalmıştı. 12 yaşındaydılar,aşıktılar, ama ayrılmak zorundaydılar. Ayrılmak zordu onlar için. Kolay olmayacaktı. ''Söz ver.'' dedi çocuk. ''Ne sözü?'' dedi kız gözyaşları içerisinde. ''Beni hep seveceğine söz vermeni istiyorum.Beni bekle tamam mı? Geleceğim,geri döneceğim.'' dedi çocukta sol gözünden bir damla yaş akarken. ''Söz veriyorum seni bekleyeceğim.'' dedi kız da. ''Seni seviyorum.'' deyip anlından ve yanaklarından öptü çocuk kızın. ''Ve...'' dedi çocuk. ''Bunu al. Bende de var.'' dedi çocuk kolyeyi uzatırken. ''Benimkisinde senin ismin yazıyor,seninkisinde de benim ismim.'' dedi ve kolyeyi kızın eline tutuşturup arkasına bakmadan uzaklaştı. Çünkü biliyordu bir daha bakarsa sevdiğine, gidemeyeceğini, sevdiğini ve kendisini daha çok zorlayacağını.. *************** Bütün haklar; Hazal'ın çikolatalı sütlerinde Arın'ın espirilerinde Lidya'nın gamzelerinde Mert'in yeşil gözlerinde ve Rüzgar'ın arabasında saklıdır.. ************************

İki genç kız...İkisi de birbirinden farklı kişiliklere sahip,birbirini tamamlayan iki farklı kız. Küçükken yaşadıkları talihsiz olay küçüklüklerini acı dolu ve korku içinde geçittirmiş;gençliklerini ise arayış peşinde... İki genç erkek... Kuzenler ve birbirine benziyorlar. Küçükken komşularının kızlarına aşık olacaklarını ve o kızların kaderleri olduğunu kimse bilmiyordu. Ama onlar seviyorlardı... KAPAK TASARIMI: @asi_siyah_black

Siyah ne kadar kirli olabilir? Beyaz ne kadar temiz olabilirdi? Peki ya ikisi arasında kalan Gri..? Onların durumunu andıran üç renk olmakla beraber isimlerinin önlerine gelen ekti. Ruhlarına işlendiğini bilemediler. Rüya Üstünel...Mavi gözlü,beyaz tenli güzel... teni gibi ruhuda bembeyaz... saf iyilikle dolu. Diğer kızların aksine güçlü... zorluk görünce kaçmadan omuzlarını dikleştirerek üstüne giden iyilik savaşçısı. Kağan Saygıner... Beyaz ve saf doluyken hayatın hileleri onu siyaha boyamıştı. Sadist ruhlu psikopat çekinmeden can yakıyordu. Kurbanı kim olduğu önemli değil. Zevk alsın,kaynayan kanı durulsun yeterdi. Tabi bir yere - daha doğrusu Beyaz Meleğe kadar... Yağız Arslan... zengin kolejinden devlet lisesine düşmüş arafta kalan Gri... Geldiği okulda çok değişti. Olgunlaştı. Bunu yapan okul ve şartları değildi. Gönlünü kaptırdığı mavi gözlü güzeldi. Bu hikaye aşk, gizem,işkence,etrika.. vs her şeyi içinde bulunduruyor. Bu sadece kaleme alınmış bir roman değil onların çalkantılı hayatlarıydı. Onların yaşadıklarına birinci ağızdan şahit olmak istiyorsanız buyrun sayfa aralarına. İnanın pişman olmazsınız.

Tanıtım Filmi; https://youtu.be/DK4Ybw5F2z4 Rüya'nın tek suçu sevmekti. Nereden bilebilirdi ki o ağır sözleri duyacağını? Nasıl bekleyebilirdi ki duygularının ayaklar altına alınacak kadar basit algılanacağını? O sadece sevmişti!! O sadece Toprak'ı sevmişti!! Bu yüzden karar verdi. Değişecekti!! Toprak'tan intikamını alacaktı. Aynı şeyleri onada yaşatacaktı. Nasıl bir hismiş ona da tattıracaktı!! Her şey Rüya'nın istediği gibi mi gidecekti yoksa sarpa mı saracaktı? Zaman aşkı mı intikamı mı galip getirecekti? Hepsinin cevabı zaman da saklıydı. Zaman bu yüzden onlar için çok önemliydi...

Birbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)