🍕
13 stories
Seçme Öyküler by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 10,735
  • WpVote
    Votes 192
  • WpPart
    Parts 18
Mark Twain 1835 yılında Missouri'nin Florida kentinde doğdu. Missisipi ve ve Amazon nehirleri boyunca gemilerde, mavnalarda, kereste sallarında, gezgin kumarbazlar dolandırıcılar ve serseriler arasında yaşadı. Matbaa çıkarlığı ve dizgicilik yaptı sonra yazılar yazmaya başladı. Özellikle çocukların serüvenlerini anlatan romanlarıyla, en çok okunan ve sevilen ABD'li yazarlardan biridir. Basit ve abartılı gülmece yazılarıyla en popüler yazarlardan biri olmuştur.
Notre Dame'ın Kamburu by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 19,876
  • WpVote
    Votes 777
  • WpPart
    Parts 53
"Quasimodo", Paskalya'dan sonraki ilk pazara verilen addır aslında. XX. yüzyıl Parisi'nde Notre-Dame Kilisesi'nin ön avlusundaki kerevete, kimsesiz bebekler bırakılırdı. Başrahip Frollo, böyle bir günde bulduğu sakat bebeği himayesine aldı ve ona Quasimodo adını verdi. Onu büyüttü ve zangoçluk işini verdi; ancak çanın sesi altın kalpli Quasimodo'nun giderek sağır olmasına yol açacaktı. Quasimodo, koruyucusu kabul ettiği Frollo'ya büyük bir sevgi ve bağlılık duyarak büyür. Oysa başrahip karanlık içdünyasına hapsolmuş, dizginleyemediği nefretinin pençesinde kıvranan biridir. Hayatı, çanlar ve Notre-Dame Kilisesi'nden ibaret olan Quasimodo, güzeller güzeli çingene kızı Esmeralda'ya, ilk görüşte büyük bir aşkla vurulur. Ne var ki başrahibin gözü de Esmeralda'dadır. Esmeralda'nın dünyasındaysa Yüzbaşı Phœbus'ten başka hiç kimseye yer yoktur. Artık sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün kıyasıya mücadelesidir yaşanan. Victor Hugo, olayları ince ince ördüğü Notre-Dame'ın Kamburu adlı ünlü eserinde, insan hayatında kaderin yerini de sorgulamış, kaleme alındığından bu yana birçok sanat eserine, özellikle de filmlere esin kaynağı olan muhteşem bir roman çıkarmıştır ortaya. Notre-Dame'ın Kamburu aynı zamanda Paris kentinin romanıdır. Hugo, şehrin o dönemini adım adım, duvar duvar, tarih tarih, o olağanüstü zengin diliyle anlatmış, Paris'in, diğer karakterlerden rol çalmasına yol açmıştır. Yayınevi: Can Yayınları Yılı: 2012 Çeviren: İsmet Birkan
Operadaki Hayalet by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 21,083
  • WpVote
    Votes 947
  • WpPart
    Parts 26
Maskemin ardında gizlenen bu aşkı yalnızca sen görebilirsin... Paris Opera Binası'nın mahzeninde, yüzü tanınmayacak derecede ürkütücü olduğu için insanlara görünmeden bir hayalet gibi yaşayan müzik dehası Opera Hayaleti, korodaki Christine'e gizlice müzik dersleri vererek onun ünlü bir soprano olmasını sağlar ve zaman geçtikçe ona büyük bir sevgiyle bağlanır. Fakat ona sahip olmak isteyen tek erkek kendisi değildir. Bu gizemli Hayalet'in genç kıza duyduğu tutkulu aşk bir süre sonra kendisini içten içe yakan bir kıskançlığa ve takıntıya dönüşmeye başladığında ise, Christine'i tehlikeli ve karanlık bir sonun başlangıcına adım adım yaklaştırır. Gaston Leroux'un klasikler arasında yerini almış, beyaz perdeye ve pek çok müzikale de uyarlanan ölümsüz eseri Operadaki Hayalet, tutkunun sıra dışı bir trajediye dönüşümünün hikâyesi. Yayınevi: Martı Yayınları Çeviren: İlke Afacan İlk Baskı Yılı: 2014
Dorian Gray'in Portresi by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 55,370
  • WpVote
    Votes 2,809
  • WpPart
    Parts 21
Keşke tersi olabilseydi! Keşke her zaman genç kalacak olan ben olsaydım da portrem yaşlansaydı! Bunun için... bunun için her şeyi verirdim!" Özellikle bir genç adamın büyümesini, eğitimini, gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini işleyen Dorian Gray'in Portresi için Oscar Wilde, 'bir ruhun hikayesi' demişti. 1891'de ilk basıldığında ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük tepki çeken romanın baş kişileri olan Lord Henry ile Dorian'ın karşılıklı etkileşimleri, Dorian'ın kendini giderek kötüye, şeytani olana, hazcılığa adaması kitabın eksenini oluşturuyor. Son derece saf ve yakışıklı Dorian'daki değişim, Lord Henry'nin sözleriyle ve Dorian'ın kendi portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle başlar. Lord Henry'nin etkisiyle kötülüğün ve zevkin çekimine kapılan, dünyada gençlik ve güzellikten önemli bir şey olmadığına inanan Dorian için heyecan, kötülükte ve günahtadır; iyilik ve erdemse sıkıcıdır, edilgendir. İyiliği temsil eden Basil'in Dorian'a duyduğu saf tutkuda eşcinsellik öğeleri açıkça hissedilir. Dorian'ın büyük sırrını, portredeki değişimi gören yalnızca Basil olur. Portreye odaklanan, sonsuz gençlik karşısında ruhunu satan ve ruhunun ölmüş olmasından korkan Dorian için kurtuluş var mıdır? Ve Oscar Wilde'ın dediği gibi, herkes Dorian Gray'da kendi günahını mı görecektir?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 79,308
  • WpVote
    Votes 4,470
  • WpPart
    Parts 6
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Çevirmen: Ahmet Cemal Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları İlk Baskı Yılı: 2012
Beyaz Diş by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 39,431
  • WpVote
    Votes 1,239
  • WpPart
    Parts 20
Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden, hem doğal hayata hem de insanların acımasız dün yasına eleştirel bir bakış... Beyaz Diş Alaska'nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar. Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder. Hayatta kalmak için içgüdülerinin rehberliğine sığınan Beyaz Diş, zamanla her türlü canlıya karşı güvenini kaybeder ve vahşi hayat ile evcilleşme arasında sıkışıp kalır. Jack London Beyaz Diş'te edebiyat tarihinin en gerçek hayvan karakterlerinden birini yaratırken, düşmanlık, ahlâk, güven, merhamet ve sevgi gibi kavramları tartışıyor. "Oysa vahşilik, Beyaz Diş'in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simge liyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi." -Jack London-
Yeraltından Notlar by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 65,846
  • WpVote
    Votes 2,523
  • WpPart
    Parts 21
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
Suç ve Ceza by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 182,558
  • WpVote
    Votes 4,280
  • WpPart
    Parts 41
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir "bit" olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde "suç" ve "ceza" kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov'un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar. Suç ve Ceza Dostoyevski'nin Sibirya'daki cezaevinden döndükten sonra yazdığı, olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak bu işten vazgeçme ihtimali ölçüp tarttım." -Albert Camus- Yazar: Dostoyevski Çevirmen: Mazlum BEYHAN Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İlk baskı yılı: 2011
Othello by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 12,892
  • WpVote
    Votes 604
  • WpPart
    Parts 13
Oyun yazarı olarak en çok trajedi, komedi ve tarihsel oyunlarıyla tanınan William Shakespeare'in en ünlü trajedilerinden biri olan Othello ilk kez 1604 yılında Londra'da sahnelenmiştir. Venedik Devleti'nin hizmetindeki soylu bir Arap olan Othello ile çavuşu Iago, karısı Desdemona ve emir subayı Cassio arasında gelişen olaylar; okuyucuyu güven, güvensizlik, şüphe, hırs, çıkar gibi kavramlar üzerine yeniden düşünmeye itecek nitelikte... Türk tiyatrosunun duayen ismi Turan Oflazoğlu'nun yetkin çevirisiyle... Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yıl: 2008 Çeviren: Özdemir Nutku
Genç Werther'in Acıları by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 81,787
  • WpVote
    Votes 2,964
  • WpPart
    Parts 18
Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther'in Acıları'nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşkıyla intihara sürüklenen "Romantik kahraman"ı armağan eden bu büyüleyici mektup-roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okuyucuları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanya'da bütün gençliği etkisi altına alan romanın, birçok intihara neden olduğu, Werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin döneminde moda yarattığı, Napoléon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir. Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther'in, düşsel dostu Wilhelm'e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Werther'in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.