20 stories
Sakat Ağa (Berdel)  by poncik_yazarr_iste
poncik_yazarr_iste
  • WpView
    Reads 624,624
  • WpVote
    Votes 41,251
  • WpPart
    Parts 41
Ablası onun kaderi olacaktı. O ise sadece gölgeydi. Ta ki gelinliği üzerine geçirene kadar... Bir kurşun, iki aşiretin arasına kan ve sessizlik serpti. İntikam nefesleri tutuldu. Kan dökülmesin diye bir çözüm sunuldu: BERDEL. ☆☆☆ Hayat gerçekten kendi seçimlerimizle mi şekillenir, yoksa doğduğumuz toprak, aile ve gelenek her adımımızı önceden mi belirler? Bir kız kaderini, kendi kararıyla çizebilir mi? Berdel adı verilen o görünmez zincir, sadece elleri değil, kalpleri de bağlayabilir mi? Bu kitap, töre ile aşkın, ihanet ile sadakatin, korku ile cesaretin iç içe geçtiği bir hikâye anlatıyor. Bir tarafta aile baskısı, töre ve kan davası; diğer tarafta kalbin atışı, özgürlük arzusu ve yasaklı bir sevda. Her sayfada okuyucuya şu soruyu sorduracak... "Kader mi güçlü, yoksa insanın kalbi mi? Peki ya birini seçmek zorunda kalsan, hangisini seçerdin?" "Kaderini mi? Yoksa, kalbinin sesini mi?"
ŞER by sevmekbuyuksuc
sevmekbuyuksuc
  • WpView
    Reads 105,776
  • WpVote
    Votes 7,227
  • WpPart
    Parts 44
• Yıllardır aşık olduğum adam bir anda karşıma çıktı ve benimle evlenmek istediğini söyledi. Üstelik onu sevdiğimi bilmiyordu. Bu sadece bir anlaşmaydı. Peki gerçekten de sadece öyle miydi? ▪︎ "Söylesene Aran Sayhan, göründüğün gibi biri misin yoksa benim gibi yalan mısın?" ▪︎ "Söylesene Şura Sayhan, beni kandırabileceğini mi sandın?" • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.
YABANCI NEFES by maisie_ruby
maisie_ruby
  • WpView
    Reads 245,140
  • WpVote
    Votes 434
  • WpPart
    Parts 5
❦ Etraf kan gölüydü. Kimisi ölüyor, kimisi can havliyle bağırıyordu. Acı feryatlar etrafta yankılanıyordu. Kurşunlar havada uçuşuyordu. Çaresizce söylenilen sözler, korku dolu kalplere umuttu. O gün tüm sağlık çalışanları, korkularını göğüs kafesinin bir köşesine saklayarak, canlarını hiçe saydılar. Hiç dinmeyecek gibi olan kurşun seslerine, bomba sesleri karıştı. Kor gibi alevlenen duman, dört bir yanlarını sarmaya devam etti. Genç kadın yerde korkudan titreyen erkek çocuğunu gördü. Kurşunların arasında kalmış, çaresizce ağlıyordu. O an her şeyi unutdu. Canını hiçe saydı. Koşarak çocuğa doğru ilerledi. Gözyaşları içinde ağlayan çocuk, ona doğru koşarak gelen umuduna tutundu. Çocuğu kucaklayan genç kadın, kulağına sakin olması gerektiğini fısıldamaya başladı. Çocukla beraber oradan uzaklaşırken damı dağılmış bir eve doğru koşmaya başladı. Tâ ki, sırtından vurulana kadar. Zaman durdu, genç kadın acıyı damarlarında akan kanın pıhtısında bile hissetmeye başladı.. Karanlığın içine çekilen düşler, gittikçe gerçekliğini yitirmeye başladı... Artık her şey için çok geçti. Belkide değildi. Aniden alnından vurulan terörist yan bir şekilde zemine çakıldı. Acıyla titreyen kadın, ona doğru atılan adım seslerini işitmeye başladı. Zihni uyuşmuş, gerçeklik algısını kaybetmişti. Yoğun acı, onu geçmişine götürmüştü. En son gördüğü ise ona bakan üzeri üniformalı olan, bir çift gün batımı rengi gözlerdi... ❦ İki ülke arasında aranan terörist yüzünden Azerbaycanlı özel kuvvetler askerlerinin ve hayallerinin peşinden koşan genç doktorumuzun görev için köye gelmesiyle başlar kurgumuz.. YAZILDI: 27 KASIM 2022 YAYIMLANDI: 17 TEMMUZ 2023
Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI) by MrsSabi
MrsSabi
  • WpView
    Reads 140,657
  • WpVote
    Votes 11,302
  • WpPart
    Parts 32
"Gelin düğünden kaçmış" Yaranmış kaostan seçebildiğim tek cümle bu olmuştu. Davetliler olayı kendilerince yorumlamaya çalışıyor, gerçeklik ile en ufak bir alakası bile bulunmayan şeyler uyduruyordular. Her kafadan ayrı bir ses yükseliyordu. Ve herkesin merak ettiği tek bir şey vardı; gelin düğünden neden kaçtı? Yere kadar uzanan gelinliğimin eteğini toplayıp kapısına yaslandığım arabama bindim. Son bir kez başımı çevirip bahçede toplanan davetlilerin yarattığı kargaşaya bakıp gözlerimi devirdim ve gaza bastım. Bir gelin düğününden neden kaçardı? Sevmediği bir adamla evlendirildiği için mi? Yoksa başka birine aşık olduğu için mi? Kendini evliliğe hazır hissetmediği için olabilir mi mesela? Ve ya yapılan düğünü mü beğenmedi? Hayır, sebep bunların hiçbiri değildi. Aylardır organize edilen düğünümden arkama bile bakmadan kaçıyordum. Çünkü... Kapak tasarımı: @BenYengi ❣
ZEKİ VE MİLYONER by Black-Riddle
Black-Riddle
  • WpView
    Reads 5,332
  • WpVote
    Votes 617
  • WpPart
    Parts 7
15 yaşında kraliyet ailesi okulunun birincisi, zeki, milyoner, bütün kızların hasta olduğu bir çocuktu o! O kim mi? Josef Ardam Soul. Kumral saçları safir rengi gözleri, incecik ve çelimsiz vücudu vardı. Ama, onun şirin olmadığını kimse söyleyemezdi. Onun boyuyla sakın dalga geçmeyin! Hala büyüme çağındı! Belçika çikolatası verirseniz size yat alabilir ;) Bu mükemmel hayatı, her şeyi son bulduğu gibi. Kötü bir şekilde sonlanmıştı. Ve, onu bu sondan çekip, eski mükemmel hayatına geri getiren kişiyi uşağı olarak seçmişti! - Acının, mutluluğun içindeki narsist, psikopat ve katilerin içinden çıkıp. Mutluluğu yeniden bulunması anlatılacaktır! DİKKAT! Vahşet, küfür, argo, silah, uyuşturucu bulunur okuyan buna göre okusun!
Kaybolmuş| Aile (Tamamlandı) by derdiminguzelcicegi
derdiminguzelcicegi
  • WpView
    Reads 53,871
  • WpVote
    Votes 5,141
  • WpPart
    Parts 13
Depresyonda olan Efes'in hayatı değişir. "Ruhun sanki sıkışmış gibi bu dünyada, söyle bana gök gözlü nedir bu cehennem olan dünyaya getiren seni?"
Kelebek Adam by Black-Riddle
Black-Riddle
  • WpView
    Reads 486,659
  • WpVote
    Votes 42,322
  • WpPart
    Parts 80
Gerçek aile hikayesidir. Bu sefer ana karakter bir kız değil, erkek. Yirmi altı yaşında başarılı bir yöneticiydi o. Herkes kadar kendi kuralları ve sınırları olan bir adamdı. Ama, onun kalbi dünyada ki çocukların saflığıyla eşitti. O kim mi? Kenan. Evet, o sadece Kenan'dı. Ona yapılan şeylerden sonra ne bir Soyada ihtiyacı vardı. Ne de bir aileye. Günlerin sınırlı olduğu bir hikayeydi bu. Ve, Sayılı gün çabuk gelir, geçerdi.
EMANET AŞK (KİTAP)  by sumeyyelkoc
sumeyyelkoc
  • WpView
    Reads 9,390,396
  • WpVote
    Votes 110,667
  • WpPart
    Parts 25
Şarkılar yalan söylüyormuş Baran, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı, girmez miydim benim için kazdığın mezara? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara... Şiirler de yalan söylüyormuş Baran, düşülmüyormuş öyle ha deyince... Yürekte yanan yangın, kül etmiyormuş hiçbir bedeni. Şimdi ışıkları söndürmeli, Seni yazan kalemi kırmalı, Ve kalbimin kapılarını kapatmalıyım... İçim çok kanıyor, Ama savaşmalıyım. Tek bir damla gözyaşıma hapsedeceğim seni Baran. Yutkunduğum an gözümden değil, Kalbimden düştüğün an olacak inan.
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,567,301
  • WpVote
    Votes 226,578
  • WpPart
    Parts 59
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,818,347
  • WpVote
    Votes 192,901
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.