Kesinlikle Okuyun
24 stories
EV ARKADAŞIM  by Hadadelamor90
Hadadelamor90
  • WpView
    Reads 10,569,228
  • WpVote
    Votes 39,744
  • WpPart
    Parts 8
Daha önce hiç tanışmayan bir kız ve bir erkek aynı evde kalabilirler mi? Arkadaş olabilirler mi? Peki bu arkadaşlık ya aşka dönüşürse? Kaybetme korkusu ve gurur bu aşkın önüne geçebilir mi? Hangisi daha zor olur? Aşkıyla yanmak mı yoksa yanarken ona dokunamamak mı? Gelin hep birlikte şahit olalım. Tertemiz seven genç bir adamla sevmekten korkan genç bir kızın hikayesi... ~~~ ''Eski erkek arkadaşı. Onunla yaşadıkları ağır şeyler. Bu saatten sonra kolay kolay bir erkeğe güvenip sevemez, zaten bunu kendi de söyledi. İlk kez birini sevmiştim ve artık aşka kalbimi kapattım dedi. Siz söyleyin nasıl söylerim ona? Onu sevdiğimi söylersem onu kaybetmem mi? Ben Asya'sız yapamam, onsuz nefes alamam anlıyor musunuz? Sevgimi içe gömer, susarım yine de ona tek bir kelime edemem'' ''Böyle gözünün önündeyken susmak daha çok acı vermez mi?'' ''O yanımda olsun da ben acı çekmeye razıyım'' ~~~ Not: Yetişkin okurlar için uygundur. Yetişkin içerikli sahneler içerir. Bu kurguda geçen kişiler, olaylar ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. İlk yayımlanma tarihi: 18.01.2019 Kapak tasarımı @bsudeee aittir. Güzel kapak için teşekkür ederimm.
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 12,827,220
  • WpVote
    Votes 850,542
  • WpPart
    Parts 86
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
DİVANELİ by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 2,460,498
  • WpVote
    Votes 18,597
  • WpPart
    Parts 5
Hikaye, 1980'li yılların yaz sonuna doğru havaların serinlediği, yaprakların sarardığı ama sonbaharın henüz açık seçik bir şekilde kendini göstermediği bulanık bir zaman diliminde aittir. Bir genç kızın uzaktan uzağa gördüğü ve henüz tanımadığı bir adama hayranlık duyuşunu, ardından çevresinin onay verdiği ve hiç görmediği biriyle hayatının en önemli kararlarından birini verişini, bu kararın üzerine de omzuna yüklediği sorumlulukları nasıl yöneteceğini anlatır. Hava nadiren güneşli, toprak çoğunlukla verimli, Nare her zaman sessizdir. Buna tezat epeyce gürültülü bir adam hayatına girmek için yollar aramaktadır. Keyifli okumalar. ... Hikaye Karadenizde geçmektedir.
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,863,189
  • WpVote
    Votes 122,741
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
KÖYGÖÇÜREN by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 5,364,225
  • WpVote
    Votes 434,510
  • WpPart
    Parts 80
Hasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar. Annesinin zoruyla gittiği bir düğünde gözü bir Külhanbeyine çarpar, ama başı diktir, pek yüz vermek istemez. Düğün boyu bakışırlar, tek kelime etmezler. Adam da pek bir hoşuna gitse de Hasret bunca bakışı hayra yormaz, yine de içi kıpraşır. Beyaz gömleğine, yanık tenine, kara kaşına, üstünden ayrılmayan kara gözüne... Sonra nasıl olduysa düğünün gecesinde evine gitmiş, saçılmış dökünmüşken penceresinden bir ses işitir, akşamki adamı daha görmeden tanır. Penceresinin köşesine siner, perdesinin arkasına saklanır. Sesini duyar adamın, sonra sesini duyurur. Onca yıllık Hasret bir toz olur bir duman. Sonrası dere kenarı, dut ağaçları, üzüm bağları.. Geçmişten gelen bir Köygöçüren lafı, Hamza'nın Görgülü belası... ..... Tarihi bir hikayedir.
KELEBEK KUYTUSU-Feraşe  (ASKIDA) by umrantan
umrantan
  • WpView
    Reads 2,312,444
  • WpVote
    Votes 154,906
  • WpPart
    Parts 45
Gecenin bir kuytusunda, yarı ölüm halinin pençesinde gerçekleşti kehanet. Yeni yaşamı lanet gibi bahşedildi kadına. Sol kaburgasında, kalbinin hemen üstüne işlendi lanetin emaresi; gövdesi kuzguni siyahı, kanatları safir mavisi bir kelebek... "Tenim, tenine Feraşe..." Bu isimde yazılan ilk ve tek kurgudur, çalınması durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,130,780
  • WpVote
    Votes 721,052
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Olimpos'taki Anahtar by Chiqelata
Chiqelata
  • WpView
    Reads 61,128
  • WpVote
    Votes 7,189
  • WpPart
    Parts 27
-Antik Tanrılar Serisi -2- Kronos ve Rhea'nın oğlu, gökyüzünün ve yıldırımların tanrısı, bütün tanrıların ve bir zamanlar insanların kralı olan Zeus, asırlar önce Japon panteonunun Baş Tanrıçası Ametarasu tarafından iktidarsızlıkla lanetlenmiştir. Artık zamanını yatak odalarında harcayarak geçirmek yerine, iktidarını tehlikeye atan insan tacirlerini avlayarak, zaman zaman ona baş kaldırmaya cüret eden varlıkların yüreklerine korku salarak ve panteonunun refahını koruyarak geçirmektedir. Ancak Seth'in ayaklanma başlatmasıyla, kurduğu bütün düzeni tehlikeli bir yok oluşa doğru savrulmak üzeredir. Tehlikenin tam merkezinde ise, Slyvia isminde genç bir kadın durmaktadır. Gwen Slyvia Reina, yirmi üç yaşında genç, hayata yeni atılan bir arkeologdur. En yakın arkadaşını korkunç bir kazada kaybetmesinin acısıyla yeni yeni yüzleşirken, Slyvia Mısır panteonunda herkes tarafından kötü şöhretiyle tanınan Kaos Tanrısı tarafından kaçırılır ve ıssız bir dağ kulübesinde korkunç bir hapis hayatı yaşamaya mahkûm edilir. Tutsak tutulduğu süre boyunca, genç kadın bildiği dünyasının aslında görünenden çok farklı olduğunu, tanrı ve tanrıçaların var olduğunu ve mitolojinin okuduğu kitaplardakinden daha farklı, daha tehlikeli ve ölümcül olduğunu öğrenecektir. Horus'un gözünü ele geçiren Seth, kendisine daha fazla yandaş bularak gün geçtikçe güçlenmekte ve planını bir sonraki aşamaya taşımak için hazırlık yapmaktadır. Genç kadını Zeus ile karşı karşıya getirmeyi başardığında, her şeyin planladığı gibi gideceğinden ve Anahtar'ı ele geçireceğinden emindir... Zeus ve Slyvia, arzularında kaybolmadan Seth'i durdurmak ve Anahtar'ı almasına engel olmak zorundadırlar. Ancak zaman hızla geçmektedir ve vakit şimdi her zamankinden daha değerlidir... ©Tüm hakları saklıdır. Hiçbir şekilde iznim dışında paylaşılamaz, ko
Zamanda Yolculuk Osmanlı by TCDilanahin
TCDilanahin
  • WpView
    Reads 563,247
  • WpVote
    Votes 34,989
  • WpPart
    Parts 88
WattpadRomanceTR Tarihi kurgu - Tarihi baştan yazan kurgular listesinde! Çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır! 1. Kitap final yaptı! 2. Kitap kaldığı yerden, buradan devam ediyor... Önemli not: - Bu hikayedeki karakterler, tarihi bilgiler ve olaylar tamamen benim kurgumdur! - Geçmiş tarihi yansıtmamaktadır. - Gerçeklik ile alakası yoktur. - Telif hakları saklıdır. Ahmed ile Hilal geçmişlerini yeniden yazıyorlar, hiç yaşanmamış olsa bile... 🥀 Bir kız düşünün tüm benliği ile geçmişe gitmek isteyen. Ruhunun ve kalbinin en derinlerinde sakladığı imkansız aşkına ansızın kendi isteği ile, geçmişe yolculuk yapıp 21. yüzyıldan 16. yüzyıla kavuşan bir kız. Osmanlı Hanedanlığında yaşadığı olayları okumak ister misiniz? Yayınlanma tarihi: 15 Ağustos 2019 "Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dost olur. Öyle garip bir dünya! Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşman dersin şaşarsın. En garibi de budur ya, öldüm der durur yine de yaşarsın." Hz. Mevlana
DUALARIMIN PRENSİ by Laylatun
Laylatun
  • WpView
    Reads 837,203
  • WpVote
    Votes 53,656
  • WpPart
    Parts 77
Uçak Kahire havaalanına indiğinde saat 19.30'u geçiyordu. Üzerimde kan olmuş saks mavisi bir elbise, elimde, içinde telefon bile olmayan bir çantayla, numarasını bile ezbere bilmediğim O adamı görmeye gelmiştim. O'nu nasıl mı bulacaktım? Ben O'nu bulmayacaktım. O'nun beni bulacağını biliyordum. Havaalanının gelen yolcu kapısından işlemlerimi yaptırıp içeri girdim. Etrafa bakındım. Acele edenler, beklemekten yorulmuş sıkıntılı suratlar, anneler, çocuklar, sevgililer... O neredeydi peki? Oradaydı işte! Bana doğru geliyordu. Neden, neden... Bir saat önce ağlamaktan tükendi diye düşündüğüm yaşlar gene dökülüyordu gözümden. Bana doğru attığı her adımda biraz daha nefret ediyordum O'ndan. Artık ayakta duracak takatim kalmamıştı. Başım dönüyordu. Dizlerimin üzerine düştüm. O korkunç siluet koşarak geliyordu. ... Bir yalan ancak bu kadar sürükleyici olabilirdi... 👑 DUALARIMIN PRENSİ 👑 (Pinokyo Prens) ✔️Bütün kurgularım, içindeki ufak hikayeler, sözler, varsa şiirler dahil bana aittir. Alıntı yaptığım durumlarda bunu belirtiyorum. Öncesi de sonrası da çalıntı ihtimaline karşın (her bir değişikliği dahil) çeşitli yollardan korunmaya alınmıştır. Benzer kurgularla karşılaşırsanız lütfen bana bildirin. Tekrar belirtiyorum 2016'dan beri buradayım ve bütün kurgularım özgündür. ✔️ Başlama: 16.03.2016 Final: 04.04. 2017 Kelime sayısı: 143.963