kediruhlu
Yorulmuş çıplak ayaklarına bakıp yürümeyi bırakmayı sonunda akıl edebilmişti. Ayakları kesilmiş toz içinde kalmıştı.
Nereye yürüyordu böyle? Neden yürüyordu? Sabah mı olmuştu? Güneşi farketmemişti bile.
Gün ışığının saçlarında süzülüşünü ne çok severdi halbuki.
Anıl'ın altın gibi parladıklarını söyleyip saçlarının uçlarında gezdirdiği elleri geldi aniden aklına, içi ezildi. Ne ara acı bir anıya bırakmıştı yerini.
Bunları düşünürken zihninde kesik açar gibi bir soru belirdi.
"Tüm bu yaşadıkları gerçek miydi?"