rosehatun adlı kullanıcının Okuma Listesi
8 stories
KIZILCA by __Katre__
__Katre__
  • WpView
    Reads 107,662
  • WpVote
    Votes 8,926
  • WpPart
    Parts 21
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
Yaşarken Ölmek Gerekir by kayipbirsahis
kayipbirsahis
  • WpView
    Reads 134,543
  • WpVote
    Votes 11,304
  • WpPart
    Parts 51
İskeletim iskeletinde; Yaşam bizi ayırana dek. ⚰️ Ressamın kalbi cayır cayırsa dumanla kaplanırdı tablolar, yazarın zihnindeki çerçeveler paramparçaysa solukları sökerdi satırlar. Kelimelerin canı olurdu, belki ruhu veya var oluşu. İnsanın göğsü sıkışırdı da parmak uçlarım kaşınıyor derdi. Çocuklar karanlıktan korkardı da ışığı seviyorum derdi. Ve ölüler yeniden doğmaktan korkardı da yaşama küserdi. Bir haftanın yedi canı olurdu, kadınlar kalplerinde yedi çerçeveyle doğardı. Kız çocuğu anılarını biriktirmeyi severdi ama boyu çivilere yetmezdi, küçücük boyuyla bir tabureyi çekiştirip astı bir bir çerçeveleri ve içine fotoğraflarını eklerken gülümsedi. Onları sevdi, parmak uçlarıyla okşadı, yeterince inanırsa sonsuzluğa karışacakmış ve sonsuzluğa onunla karışacakmış gibi bir güvenle fotoğraftaki mavi gözlere baktı. Yıllar geçti, boyu uzamıştı. Öyleyse bu sefer neden o tabureye çıkmıştı?
Lanetli Prenses by Lunaraa___
Lunaraa___
  • WpView
    Reads 7,728
  • WpVote
    Votes 616
  • WpPart
    Parts 36
Prenses Melanie düşman krallığın adamları tarafından üzerine dökülen büyülü sıvı yüzünden derin bir uykuya dalmış ve uyuduğu her gün için ölüme bir adım yaklaşmıştı. Uyanmak zorundaydı. Eğer uyanmaz ve bir gün ölürse dünya üzerindeki tüm canlılarda onunla birlikte ölürdü. Prenses doğduğunda periler tarafından ona birçok dilek hediye edildi. Ama bu dileklerden birinin lanetten farkı yoktu. Hediye edilen dilek şöyleydi; 'Dünya üzerinde yaşayan canlılar gücünü senin varlığından alsın. Bu dileğim senin soyunla birlikte devam etsin.' Eğer Prenses Melanie dünyaya bir varis bırakmadan ölürse dünyada onunla birlikte yok olurdu.
DOĞA ANA by cankitab
cankitab
  • WpView
    Reads 4,737
  • WpVote
    Votes 1,104
  • WpPart
    Parts 37
"Ben dinler, yazarım..." serisinin birinci hikayesi. Zehra Kadın ise yalnız başına yerin altında koşmuştu ve güvenebileceği tek varlık kendisi olmuştu. Henüz yalnızken yaşadığı korkunun etkisinden yeni çıkmıştı ve bu yüzden yanında güvenebileceği birileri olsa da karanlığa yeniden girmek istemiyordu. Fakat Selçuk Öğretmen hep gelişiyordu, öğreniyordu. İyi bir öğretmen olmamın kuralı da bu idi, sürekli öğrenmek ve tecrübe etmekti. Gelişmeyi, her zaman öğrenmeyi ve merak duymayı, kendini yenilemeyi bilen bir eğitmendi. Sarman ile karşılaştığında mantıklı bir açıdan bakıp yaşadıklarının hayal olduğunu düşünürken, her şeyin bir deneyim olduğunu hatırlamış ve kendini güçlendirmişti; şimdi cesaret veren, güven veren oydu. Verdiği cesaretin, bakışlarının güçlü bir etkisi olacaktı ki Satı Ana ve Zehra Kadın, Selçuk Öğretmen ile Beria'nın arkasından mağaranın kocaman girişinden karanlığa daldılar. Kuşlar kanatlarını hala iki yana açmış, kıpırdamadan duruyorlardı.
ÇİLEK AŞKI  by Lunaraa___
Lunaraa___
  • WpView
    Reads 6,777
  • WpVote
    Votes 1,913
  • WpPart
    Parts 32
Zorla yapılmış bir evlilik, Yarım kalan hayaller, Bilinmeyen gerçekler, Hastalıklı zihinler... Bir bedene hapsolmuş üç kişi, bu bedeni kim yönetecek? ****** Nasıl geldik bu hale? Her şey o fal ile başlamıştı. Doğru bilmişti her şeyi. Lila girmişti hayatıma. Tüm kurallarımı alt üst edip hayatımın en güzel rengi olmuştu. Ama onu kopardılar benden, ölüme ittiler onu.Hiçbir şey yapamadım, hiçbir şey... Falcı her şeyi doğru bilmişti ama eksik söylemişti. Uyarmalıydı beni anlatmalıydı tüm gerçekleri. "Şu olanlara bir bak, karın senin yüzünden kendini 5 yaşında bir çocuk zannediyor." Poyraz'ın söyledikleri hâlâ kafamın içinde yankılanıyordu. Haklıydı benim yüzümden olmuştu. Ama nereden bilebilirdim ki. Sadece hafızanı kaybettiğini düşünmüştüm ama öğrendiğim gerçek bambaşkaydı. "Aras Amca benimle gel. Poyraz Amca yine benim oyuncaklarımla oynuyor." Evlendiğim kadın mıydı bu? Öncesinde bana korkmadan meydan okuyan, şimdiyse çizgi film izleyip oyun oynayan. Bir kişiyle değil, üç ayrı kişi ile evlendim... ~Aras Yıldırım~ *************** Poyraz: "O kadının senin için bir heves olduğunu söyle bana." Rüzgâr: "Karımmışsın gibi davranmayı keser misin lütfen." Poyraz: "Öyle deme. Biz birbirimiz için yaratılmışız. İsimlerimize bak, Rüzgâr ve Poyraz." Rüzgâr: "Bıktım senden." Poyraz: "Böyle söyleme ilişkimiz yıpranacak." Rüzgâr: "Bizim bir ilişkimiz yok!" Tekrar gülmeye başladı. "İyi eğlendin mi?" Poyraz: "Çok..." ************ Sevgili okurlar, Lütfen ilk başları klişe ve sıkıcı bulup okumayı bırakmayın. Asıl konu ortalarında başlıyor. Siz erkenden pes edip bırakınca konusunu anlaşılmıyor. Pişman olmayacaksınız... Teşekkür ederim 💙 İlk bölümün başında buna ait yorumlar bulunmaktadır. Okumanızı rica ederim.
+15 more
GECE SAVAŞLARI (TAMAMLANDI) by SofiaStarly
SofiaStarly
  • WpView
    Reads 20,542
  • WpVote
    Votes 11,889
  • WpPart
    Parts 33
"Senin için ruhumu verirdim." Her an etrafında seni koruyan muhafızlar olsaydı? Bunu ister miydin? Kulağa havalı gibi geliyor. Evet dediğini duyabiliyorum. Peki... Tekrar düşün. Tuvalete bile tek gitmene izin verilmiyorsa? Gökyüzünü sadece pencereden görebiliyorsan? Yemeğinde zehir olma riski varsa? Kiminle evleneceğine başkası karar veriyorsa? Dışarıya adım bile atamıyorsan? Özgürce yapabildiğin tek şey nefes almaksa? Bir insan değil, kukla, hatta piyon gibi hissediyorsanız... Çok büyük ve güçlü bir krallık düşünün. Düşmanlar, sırlar, ihanetler ve savaşlar. Özgürlük için ne kadar ileri gidebilirsin? Küçük kardeşi süikaste uğrayarak öldürülen Rewox, tahtın tek varisi kalmıştır. Fakat bu durumun hayatını mahvedeceğinden habersizdir. Zira o günden itibaren, babası Kral Dowtokont'un emriyle güvenlik önlemlerini son seviyeye çıkarılır. Tıpkı kafesin içine sokulan bir kuş gibi, artık Rewox özgürlüğünü kaybetmiştir. Bunu fark ettiği gün ise, yalnız başına odasında otururken, pencereden, dışarıda oyun oynayan çocukları üzgünce izlediği gündü... Daha da kötüsü robot gibi büyütüldü. Babası onu korudu ama hiç sevmedi. 21 yaşına geldiğinde zorla nişanlandı. Boyun eğdiği sürece sorun yoktu, itaat ettikçe geleceği parlaktı, sustukça kral olacaktı... Ama istediği hayat bu muydu? Değildi. Kurtulmak istiyordu. Koşmak istiyordu. Sevmek istiyordu. Huzur istiyordu. Duygu istiyordu. Seçim şansı olsun istiyordu. Fikirlerini haykırmak istiyordu. İstediklerini almayı denerse, 2 seçenekten biri olacaktı: ya ölecekti ya da kazanacaktı. Özgürlük uğruna neleri feda edebilirdi? Tahtı, zenginliği, geleceği... Çok yakında her şey değişecek, dengeler sarsılacak gibiydi. Bu tehlikeli oyunu bozabilecek miydi? Aşkı çok yanlış birisinde bulsa bile mi? Esaret ve cesaret birbirine karışıyordu. Yazar: ece.pamukcu & best.repliks
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)  by Hadi0zamannn
Hadi0zamannn
  • WpView
    Reads 2,473
  • WpVote
    Votes 1,092
  • WpPart
    Parts 55
"Kalp kırılırsa kaynamaz." İnsan bazen öyle yorulur, öyle bıkar ki kendinden ve hayatından. çekip gitmek ister. Yorulur, bıkar da bir türlü veda edemez hayata. Çünkü pamuk ipliği ile de olsa bağlıdır ona. Ildız, Efken, Temmuz ve Uzay da bu haldeydi işte, onlar da içimizden biriydi aslında. Onlar bizim sesimizdi. Birbirlerini tanımıyorlardı ve içlerinde o kadar yalnız hissediyorlardı ki. İşte o zaman dördü de şunu düşünmeye mecbur kaldı: "Madem ben hayattan kopamıyorum, o zaman kendi hayatımdan gideyim." İşte tüm bunlar sadece bir çekilişte oldu, onlar kamp çekilişini kazanan dört talihliydiler. Talih demişken... Peki ya bir haftalığına da olsa geride bıraktıkları hayatları? Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı artık. Bu dört hayat birbirine çoktan bağlanmış ve karışmıştı. Asıl hikaye yeni başlıyordu. Bu yoldan geri dönüş yoktu. Dram, aksiyon, romantizm ve aile konulu bu yolculuk hepimize zaman zaman kendimizi de sorgulatacak. Hazırsanız başlıyoruz.
Bıçağın Ucundaki Kontes by Godeleness
Godeleness
  • WpView
    Reads 155,718
  • WpVote
    Votes 17,181
  • WpPart
    Parts 135
TAMAMLANDI. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ #01.08.24 Tarihi Kurgu kategorisinde 1. #12.11.23 Aşk kategorisinde 6. #12.11.23 Romantik kategorisinde 10. #13.11.23 Romantik kategorisinde 20. #06.12.23 Kurgu kategorisinde 39. #14.01.24 Savaş kategorisinde 1. #01.02.24 Kan Kategorisinde 1. Yeni Janglet İmparatorluğu'nun kuruluşunun 14. yılında, yüksek sosyetede adı hiç duyulmamış yirmi dört yaşında bir genç kızın evliliği duyuruldu. Çok güçlü olmayan bir Vikont ailesine mensup, sosyeteye çıkışını hiç yapmamış, üstüne üstlük evde kalmış bir kızdı Maria Aldeul. Buna karşın savaş kahramanı ve İmparatorluk nişanına sahip, İmparatorun sağ kolu olan Kont Firansoa ile nişanlanmıştı. Önemsiz bir Vikont kızıyken bir yemin ile birdenbire Firansoa hanesinin Kontes'i olmuştu. Çoğu insan onun bu pozisyonu hak etmediğini düşündü. Zenginlik, saygınlık, ünvan, yakışıklı bir koca... Her bir kadının hayal ettiği şeylere sahipti ve bunları hak etmek için hiçbir özelliği yoktu. Tek özelliği ağırbaşlı tavırları ve nispeten güzel suratıydı. Düğün günündeki vücudunu su gibi saran gelinliği ve duru sesiyle herkesin aklında "ağırbaşlı leydi" olarak kalmayı başardı. Ne yazık ki Maria, hiçbir zaman ağırbaşlı olmamıştı. Kontun malikanesinde nöbet tutan bir şövalye, korkuyla mırıldandı. "O değil... O normal bir leydi değil." * Hikaye benim eserimdir. Düzgün bir Türkçeyle yazılmıştır. Olaylar, ülkeler ve siyasi düzen Orta Çağı andırsa da tamamen hayal ürünüdür. Yer yer +18 cinsellik ve şiddet içerecektir. Rahatsız olabilecek okurlar için +18 kısımlar bölüm bölüm ayrılmıştır. O bölümleri atlayarak okuyabilirsiniz. * Kapak tasarımı: Godeleness