Okudum
191 stories
KUMA (Tamamlandı) by hayalyerim_
hayalyerim_
  • WpView
    Reads 2,880,187
  • WpVote
    Votes 89,722
  • WpPart
    Parts 64
Her zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden. Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.
ATEŞPARE (+18) by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 50,988,806
  • WpVote
    Votes 2,303,893
  • WpPart
    Parts 97
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
AF by askilav
askilav
  • WpView
    Reads 1,884,981
  • WpVote
    Votes 99,043
  • WpPart
    Parts 46
Babası onu terk ettiğinde küçük bir kız çocuğuydu. Annesi öldüğündeyse henüz büyüyememişti. Ona arkadaşlık etmek için yanında bir tek dedesi vardı, o da sevgi konusunda eli çok sıkı bir adamdı. O zor da olsa kendi kendini büyüttü; sonra pahalı ayakkabılı bir adamın ayak ucuna düştü. - @askilav
Asrın Yıldızı by Kalemimdenkitabim
Kalemimdenkitabim
  • WpView
    Reads 1,094,824
  • WpVote
    Votes 57,733
  • WpPart
    Parts 54
"Bilseydin de bir şey değişmeyecekti!" dediğimde ikimiz de sustuk. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tuttum. Kokusunu içime çekersem çok daha fazlasını isteyecekti arsız kalbim, biliyordum. "Senden.." dedim ve sustum yeniden. Amacım ondan nefret ettiğimi söylemekti. Bana yaşattıkları için ondan nefret etmem gerekmez miydi? "Senden!" dedim bu kez daha yüksek bir sesle ama dahası çıkmıyordu işte. Yalan söyleyebilecek olsam bile bu kadar büyüğünü asla söyleyemezdim. "Seni, diyerek başlamalısın Asrın Yıldızı. Başka türlüsü yalan olur.." Asla yalan söyleyemeyen bir kadın, düşmemesi gereken bir aşka düşerse ne mi olur? Önyargılarınızdan arınarak aşkı anlamanız dileğiyle.. Keyifli okumalar (:
DOĞU by Kalemimdenkitabim
Kalemimdenkitabim
  • WpView
    Reads 2,455,230
  • WpVote
    Votes 129,672
  • WpPart
    Parts 58
"Komik misin?" "Eksiğim." "Masal!" "Kerem?" "Oyun mu oynuyorsun sözlerimle?" "Tutamadıklarınla mı?" "Şunu keser misin?" "Neyi?" "Cümlelerimi ayrıştırıp laf sokmayı." "Üniforman üzerinde değil." "Yani?" "Yani emir komuta bende." ÖNEMLİ: Başlamadan önce; bu hikâyeyi 2009 yılında, 14 yaşında bir kız çocuğuyken kaleme aldığımı bilmenizi isterim. Gecenin En Doğusu'na başlamadan önce Doğu'yu okumak mecburiyetinde değilsiniz. Tamamen bağımsız değiller ama ayrı ayrı okunduğunda da anlaşılabilecek iki farklı hikâye. İki kitabın arasında 12 yıllık bir fark olduğunu unutmayın lütfen. Sevgiler.
Gecenin En Doğusu by Kalemimdenkitabim
Kalemimdenkitabim
  • WpView
    Reads 6,094,128
  • WpVote
    Votes 330,531
  • WpPart
    Parts 67
... "Soğuk, açlık, susuzluk, uykusuzluk, işkenceler.. Aklının alıp alamayacağı her şeyi göğüsleyebilirim. En karmaşık bombaları imha edebilir, en büyük savaşlardan tek bir sıyrık almadan çıkabilirim. Gözümü kırpmadan ölüme bile koşabilirim ama.." dedi ve susup derin bir nefes aldı. "Ama?" dedim hevesle gözlerine bakıp. Nefesini dudaklarıma verip alnını alnıma yasladı yeniden. Ve gözlerini kapattı. "Ama sensizlikle nasıl başa çıkılacağını bir türlü bulamıyorum." dedi ve sağ elimi tutup kalbinin üzerine koydu. Benimkinden farksız bir şekilde, sabırsızca çırpınıyordu güzel kalbi. "Sen olmadığında burada bir şeyler ters gidiyor. Nefes aldırmıyor. Herkesi tek bir emriyle dize getiren Fırtına, kalbine söz geçiremiyor. Çünkü.." dedi ve derin bir nefes daha aldı. Bu aldığı kaçıncı derin nefesti? Neden buna takılmıştım şu an? Hiç mi hiç sırası değildi.. "Çünkü içinde öyle bir kadın var ki.. Öyle masum, öyle güzel, öyle zeki ve.. Ve öyle benim.. Bazen çıldırtan, delirtip çileden çıkaran; boynunu sarıp sarmalayan atkısını, saçlarına değen beresini, yansımasını izleyen aynasını bile kıskandığım.. Öyle bir kadın ki; sevmemek mümkün değil. Öyle bir kadın ki; adını duyan herkese karanlık, bir bana aydınlık.." ... Not: Başlamadan önce Doğu'yu okumak mecburiyetinde değilsiniz. Gecenin En Doğusu'nu ondan bağımsız olarak da anlam kargaşası olmadan tamamlayabileceğiniz şekilde kurguladım. Ufak tefek noktaları da elimden geldiğince açıkladım. Sevgiler.
AŞKA DÜŞÜŞ | KİTAP OLDU by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 6,614,516
  • WpVote
    Votes 327,253
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın laneti Cihangir'in ruhuna bir veba misali çöktüğünde, Cemre'nin masumiyeti yutulması gereken bir zehir gibiydi. Yılların biriktirdiği adalet arzusu, Cihangir Arslan'ı düşmanının yuvasına saklanmış en kıymetli parçasına, Cemre Başaran'a sürükledi. Artık Cemre'nin avuçlarında babasının günahlarının bedeli vardı. Bu günahlardan örülmüş duvarların ardında kaderiyle baş başaydı. Cihangir'in intikamı, Cemre'nin nefretine çarptığında kader ikisini de aynı uçuruma sürükleyecekti. İkisinin de vazgeçmeye niyeti yoktu. Biri adaletin soğuk ağırlığını, diğeri ise yılların biriktirdiği öfkeyi taşıyordu. Cihangir'in tek istediği; içindeki boşluğu, intikamın soğuk tadıyla doldurmaktı. Ve işte o an geldiğinde; ne adaletin ne de aşkın sınırlarını bilen bu iki ruh, kendi karanlıklarında birbirlerini yok etmek veya yeniden var etmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktı.
KARANLIK by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 5,291,587
  • WpVote
    Votes 309,723
  • WpPart
    Parts 69
"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu. "İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi. "Öğrenmek zorunda kaldım diyelim." Gülümsedim, biraz daha yaklaştı, birkaç adım geri gittim ama sırtım soğuk duvara temas edince durmak zorunda kaldım. Fakat o durmadan üzerime gelmeye devam etti. Kaçmak için sağ tarafa doğru geçecekken kolunu önüme kalkan etti. Boş bir anında sol taraftan kacayım dedim ama bu sefer de diğer koluyla önümü kapattı. Tamamen onunla duvar arasında kalmıştım, kaçmama izin vermiyordu. Sırtımı duvara yasladım, yemyeşil gözlerinin içine baktım. "Ne yapıyorsun?" "Konuşmamız gereken şeyler var." "Evet var ama bunu aramızda mesafe varken de yapabiliriz." "Yapamayız, böyle konuşmak istiyorum." Cevap verecekken gördüğüm şeyle sol gözünün altına düşen kirpiğini nazik bir şekilde aldım. "Kirpiklerin dökülüyor." Dudaklarındaki tebessüm büyüdü, sessiz kaldı. Sağ yanağında küçük bir gamzesi vardı, yakın olduğumuz için fark edebilmiştim. Kirpiğe usulca üfleyerek gözlerimi yeşillerine çevirdim. "Badem yağı sürebilirsin, çok iyi geliyor." Tek kaşı kalktı, söylediğim şeye şaşırmış gibiydi. Fakat bu şaşkınlığı üzerinden çabucak atıp kaçmamı engellemek için önüme kalkan ettiği elini duvardan çekti, cebine attı. Merakla ona bakarken elini cebinden çıkardı, badem şekerlerini uzattı. "Yer misin?" Elinden bademleri alarak birini ağzıma attım. "Çok severim." Biraz daha yaklaştı, derin bir nefes aldı. "Badem şekeri gibi kokuyorsun." Badem şekeri mi demişti o? Şaşkınca bakarak elimdeki bademleri kokladım. "Güzel kokuyorlar yalnız." Başını salladı. "Biliyorum." Gülümsedim, kendisi de bir şeker yedi ve ekledi. "O yüzden söyledim zaten."
YAKAMOZ by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 197,327
  • WpVote
    Votes 29,284
  • WpPart
    Parts 56
Yakamoz nasıl oluşur bilir misiniz? Denizde yolunu kaybetmiş, yalnız kalmış ve ışık saçan canlıların bir araya gelmesiyle, onların birbirlerine dokunmasıyla oluşur. Bu da bizim bir araya gelme, birbirimizin hayatına dokunma hikâyemizdi. Bu, beş kişinin yakamoz oluşunun hikâyesiydi. Farklı yerlerde ışık saçan beş kişiydik. Bir araya geldik, birbirimizin hayatına dokunduk, ışığımız parladı, yakamoz olduk. Birimiz sönsek yakamoz kaybolurdu. Karanlıkta kalır, yolumuzu kaybederdik. Fakat biz ne söndük ne de kaybolduk. Biz, dünyanın en güzel yakamozu olduk.
ESİR by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,703,437
  • WpVote
    Votes 508,768
  • WpPart
    Parts 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.