Kendisi Ateş Elementine sahip olan Gala arkadaşları Lucas,Chris ve Leah ile tanışır Ama bir sıkıntı vardır.Gala kim olduğunu hatırlamamaktadır.Hadi gelin ve bu gizem ve fantastik dünyada Gala'nın kim olduğunu birlikte öğrenelim

İlk Tehdit yapıldı... Anlaşıldı ki İkinci Nesil Elementler güvende değildi Onların Koruyucuların yanında kalıp Element Silahlarını bulmaları lazım

"Melezler değişebilir, ama insanlar ASLA." Kitaba devam etmiyorum ❤️

1800'lerin İngilteresinde ailesinin intikamını almak için erkek kılığında orduya giren bir kız... Zengin ve soylu amcasının tüm itirazlarına rağmen komutan olmuş sert mizaçlı yakışıklı bir lord... Sen intikamını almaya çalışırken ya aşk senden intikamını alırsa?

Acemi yazarın ilham perilerinden... Beklemediği bir anda gelişen olaylarla kendini farklı bir boyutta elementlilerle ve büyücülerle bulan Maria aslında tam da o boyuta aittir. Doğru bilinen yanlışlarla geçen hayatını ne zaman farkedebilecek? Sırtındaki sözde doğum lekesinden yola çıkarak mı bulacak her şeyi, yoksa beyninde delirdiğini düşündüren ses sayesinde mi?

Elementlerin kontrollerini bazi taktikler ile elinize almaya ne dersiniz?

sıradan bir hayatım yoktu açıkçası. Hatta biraz fazla atraksiyon bile vardı

Emre Bora ile birlikte servise bindi. O gün olacaklardan habersizlerdi.Birden servis takla attı.Emre ve Bora dönüşüm geçirdi.

Kanayan avuçlarıma baktım. Onun için kendi ruhumdan vazgeçeceksem, kolay bir şeçimdi. Zaten onu ilk gördüğüm andan beri ruhumun her bir parçası ona aitti. Ve onun olmayacağı bir hayatta neler eksik kalırdı, neler yarım yaşanırdı bilmiyordum ama emin olduğum tek bir şey vardı ki; tam ölünürdü. Çevremdeki yüzlerce kişinin bağrışlarını duymuyordum. Bir an bile tereddüt etmeden elimi kalbine bastırdım. Acı tarifsizdi. Acı her yerdeydi. Ama acı en çok, kalbimdeydi. "𝑆𝑜̈𝑧𝑢̈𝑚𝑢̈ 𝑡𝑢𝑡𝑎𝑚𝑎𝑑ı𝑚 𝐴𝑡𝑙𝑎𝑛𝑡𝑖𝑠'𝑖𝑚. 𝐵𝑢 𝑠𝑎𝑣𝑎şı 𝑖𝑘𝑖𝑚𝑖𝑧 𝑖𝑐̧𝑖𝑛 𝑘𝑎𝑧𝑎𝑛."

KERB'de bütün düzen altüst olmak üzere! Bunu düzeltebilecek olan tek kişi ise Elçi. Malorie Hans sıradan bir üniversiteli genç kızdı ama hayatı sıradan değildi artık. Arkadaşlarıyla beraber gittikleri bir kamp yerinde talihsiz bir olay yaşayarak sığınmak için atladığı mağarada uyanan Malorie, kendini bambaşka bir dünyaya adım atmış halde bulur. Bu dünya ise onun alışmış olduğunun tam tersi bir düzene sahiptir. Ve bu düzen neredeyse bozulmak üzere. Malorie geldiği bu dünyaya hem alışmaya çalışmakta hem de kaderin onun omuzlarına yüklediği görevi yerine getirmek zorundadır. ELÇİ olarak düzeni yeniden sağlamalıdır. Sizce kim kazanacak? Asla yenileceğine inanmadığınız İyiler mi yoksa her zaman yenilgiye muhtaç gibi görünen Kötüler mi?