Mutlaka okumalısın
33 stories
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,150,305
  • WpVote
    Votes 2,069,604
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Thrive in Catastrophe by Cuivie-Ceviri
Cuivie-Ceviri
  • WpView
    Reads 526,141
  • WpVote
    Votes 53,705
  • WpPart
    Parts 105
Çin BL noveli Thrive in Catastrophe (Felaketin Gelişi) çevirisidir. Sakin hayatları bir virüs ile değişen, çeşitli katiller ve zombilerle yüzleşmeye zorlanan, her zaman ölüm eşiğinde olup, hayatını riske atan ve sonunda herkes tarafından alkışlanan bir araştırmacı ve zombileri avlayan bir ölüm makinesi... Bir kaza sonucu öpüştükten sonra bu maceraya daha da farklı bir duygu giriş yapar. Yazar: Jiao Tang Dong Gua Eng çeviri: Elpis Creation & dealeigh Türkçe çeviri: OceanWind
KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Düzenlenecek| by endless_Q
endless_Q
  • WpView
    Reads 3,434,359
  • WpVote
    Votes 7,071
  • WpPart
    Parts 2
Not! Kitabın ilk bölümleri final olduktan sonra düzenlenecektir. [Kitabın Şarkısı : Lana Del Rey - Dark Paradise.] Kitap yetişkin içerikler bulundurmaktadır! ❄ Sonsuz bir gecenin göğsünde Ay ince bir bıçak gibi asılıyordu. Adımları arkasında kan izleri bırakan kara kürklü bir kurt uçuruma doğru adımlıyor, bilincini kaybetmemek için acısına tutunuyordu. Uçurumun başına geldiğinde gözlerinde sönmeye yüz tutmuş ışık ölüm kokuyordu. Toprağı kızıla boyayan kanı tüylerinin arasından akmaya devam ederken bir anda olduğu yere çökerek, yığıldı. Hızla aldığı nefesler ciğerlerine kendi kanının kokusunu dolduruyordu. Yine o eksiklik duygusu ruhunu sardığında... ölmek istemişti. Geriye kalan son gücünü toplayarak başını Ay'a doğru kaldırıp peş peşe uludu ta ki içinde ki boşluğun sahibi çağrısını duyana kadar. "Mühür seni bana getirdi." ❄
SERÇE ❦ by Esra269
Esra269
  • WpView
    Reads 6,993,341
  • WpVote
    Votes 277,375
  • WpPart
    Parts 54
"Benimle evlenir misin?"dedi genç kadın.Bir elini gergince, sallanan platin halka küpelerine götürmüş, genç adamın cevap vermesini bekliyordu.Adamın güçlü, ortama hakim duruşu karşısında bütün özgüvenine rağmen kendini küçücük bir serçe gibi hissediyordu. Genç adamın şahini andıran keskin bakışları, yaptığı teklifle donuk bir hâl aldı. "Efendim?"Dedi kulak kabartarak.Genç kadının yaptığı teklifle bozguna uğradığı belliydi.Kaskatı kesilen bedeni, elinde parçalamak istercesine sıkı sıkı kavradığı viski bardağı dışında tekliften hoşlanmadığını belli eden bir şey yoktu. Bakışları genç kadının narin yüz hatlarında ve tereddüt dolu mavi gözlerinde gezindi. Genç kadın, onun bakışlarının yoğunluğundan etkilenerek, topuklarının üzerine kıpırdandı. Müzik ortamın sessizliğini bastırıyordu ama genç kadın daimi bir sessizliğin ortasında kalmışlar gibi hissediyordu. "Benimle evlenir misin?" Hayatında ilk kez bir adama evlenme teklifi ediyordu. Evlenmesi gerektiğinden gözüne en iyi seçenek olarak, Mahir Sancak'ı kestirmişti.Babası devreye girip, ortalığı yıkıp dökmeden önce en azından adama kibarca evlilik teklifi etmeyi düşünmüştü.Babasının planladıkları yanında, genç kadının bu düşüncesi insanın kulağına dalga geçer gibi geliyordu ama Merve'nin başka bir seçeneği yoktu ne yazık ki. Mahir Sancak olmak zorundaydı. Ama gelin görün ki adam hiç de onunla evlenecek gibi görünmüyordu. Düz, sabit bakışlarla, "Siz ne dediğinizin farkında mısınız Merve Hanım?"derken sesine yansıyan hoşnutsuzluk, canını sıkmamış değildi.
Benimle Hisset ❀ by Esra269
Esra269
  • WpView
    Reads 170,441
  • WpVote
    Votes 6,058
  • WpPart
    Parts 6
Alihan Karasu bir kadına vurulmuştu. O öylesine bir kadın değildi. Çoğu zaman onu nasıl seveceğini, ona nasıl yaklaşacağını bilemezdi insan. Yabani bir çiçek gibiydi bu kadın, ona her zaman 'gelme' derdi. Fakat aşk kaç heceydi ki? Kaç dilde tam olarak anlamını taşırdı kelimenin? Ya da bir anlamı var mıydı gerçekten? O kadın, Alihan'ın bütünüydü. Genç adam bütün parçalarının birleşiminde onu görüyordu. Ama bu kadın ona, 'gelme' diyordu. Peki bu gel demek değil miydi? Şair de öyle söylerdi hani... Gelme diyorsun, Gelme diyorsun... Bu gel demektir. ❀ Sare Çetin bir adama vurulmuştu. O öylesine bir adam değildi. Çoğu zaman ondan nasıl kaçacağını bilemezdi. Tatlı bir rüzgar gibiydi bu adam, ona her zaman 'sev' derdi. Sare yok edilişin ne olduğunu bilmeseydi, ona teslim olabilirdi belki... Ama yok edilişi iliklerine kadar hissetmiş bir kadın, aşkın pençesini de kendi eliyle yok edebilirdi pekala. Benimle Serisi 1. Kitap. Bütün hakları saklıdır.
Aşk Engel Tanımaz |TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 3 by Esra269
Esra269
  • WpView
    Reads 3,088,271
  • WpVote
    Votes 184,036
  • WpPart
    Parts 51
Genç kız burnunu çekti ve ağlamamak için direndi. Onu neyin bu kadar üzdüğünü bilmiyordu. Onun farklı olduğunu sanmıştı. Diğer erkeklerin yaptığı gibi yarı sakat bir kızı görünce arkasına bakmadan kaçmamıştı. Kalmıştı. O kalmıştı. Zeynep kendini bu fikre alıştırmamaya çalışıyordu ama Efe onunla ilgileniyor, ona nazik davranıyordu. Yavaş yürümesini ya da yavaş konuşmasını hatta bazen konuşamamasını dert etmiyor gibi görünüyordu. Ama hepsi birer aldatıcı davranıştan ibaretti. Efe sadece ablası ve eniştesini kırmamak için ona ilgili davranmıştı.Zeynep'i asıl üzen şey, bunu gözüne sokmadıkça anlamamış olmasıydı. Ve şimdi Efe'nin arkadaşına söylediği sözler kulaklarında çınlıyor canını yakıyordu. "O sakat dostum," demişti. "Zaten pek de güzel değil. Vaktini harcamaya bile değmez. Ben de ablamlara onu kırmayacağıma söz verdiğim için onunla takılıyorum. Yoksa çok istediğimden değil yani." Zeynep istemeden kulak misafiri olduğu bu konuşmayı kendisi için bir işaret saymıştı. Bir daha hiçbir erkeğe, ona güvendiği kadar kolay güvenmeyecekti.Evet Zeynep sakattı, evet bazen kekeliyor konuşmakta güçlük çekiyordu ve evet, beş dakikalık yolu yirmi dakikada yürüdüğü doğruydu ama Zeynep asla çaresiz değildi.Efe'nin sahte ilgisine, onun o müthiş gülümsemesi ile kendisini büyülemesine ihtiyacı yoktu. Bu doğum günü partisine de neden gelmişti bilmiyordu. Tek istediği onunla zaman geçirebilmekti. Kabul etmek istemese de, Efe ona iyi geliyordu ama bundan sonra böyle bir şeye ihtiyaç duymayacaktı. Efe arkadaşı ile konuşurken, ağır hareketlerle geri döndü ve doğrudan çıkışa yöneldi. Bacakları titriyor, sinirden dişleri birbirine vuruyordu.Bacaklarına dolanan beyaz elbisesine bakarken gözyaşlarını daha fazla tutamadı.Bir de süslenmişti.Tek istediği şu sakat haliyle Efe'ye güzel görünmekti. Ne kadar aptaldı!
PERİ ve KUZGUN by Esra269
Esra269
  • WpView
    Reads 4,348,522
  • WpVote
    Votes 59,398
  • WpPart
    Parts 16
"Ona bir bak! Onunla beni bir arada düşünebiliyor musun gerçekten?" ☙ ❧ "Onu istemiyorum! Onunla ilgili hiçbir şey istemiyorum. Onu görmek bile istemiyorum ama sen ikimizi bir araya getirmek için canla başla çabaladığından onu sürekli görmek zorunda kalıyorum!" ☙ ❧ "Beni hayata döndürecek kadın o mu? Ona dönüp bir baksana! Hiç bana benziyor mu? Birbirimizin ne kadar farklı olduğunu göremiyor musun?" ● O Kuzgun'du. Kuzgunlar gece gibi siyah olurdu. Gecenin karasını kanatlarında taşır, yüreğini de siyaha boyayan duygular gözlerinden okunurdu. Asla acısını belli etmez, asla gün ışığına aldanmazlardı. Aşkın varlığını dahi bilmezler, onu görmek ve solumak istemezlerdi. Karanın rengini almış ruhları, bir sis gibi hareketlerine yayılırdı. Kuzgun yakardı; siyahıyla, gecesinin acısıyla, sevişiyle ve acısıyla. O ne kadar siyahsa, ben o kadar beyazdım sanki.Gece gibi kara bakışlarına bakıyor ve görsün istiyordum. O kadar derin, o kadar koyu ve o kadar çok şey anlatan bir bakıştı ki, içim titredi. Peri'si olarak ona tutunmak, o bakışlardaki acıyı ve çaresizliği ondan alıp sonsuza kadar yok etmek istedim. Bana ihtiyacı vardı ve bunu dile getiremiyordu. Çünkü çok gururluydu. Çünkü gururun onu koruduğunu düşünüyordu. Oysa gurur, bizi hayattaki güzel şeylerden alıkoyuyordu: cesaretli olmaktan, korkusuz olmaktan, sevmekten. Ona, "Yeter artık," diye fısıldamak istedim. "Görmelisin artık beni. Ve teslim olmalısın..." Ama hiçbir şey diyemedim. Biz kelimeler hakkında ne bilirdik ki? Ve duygular hakkında? Konuşamayacak kadar yoğun duygular boğazımızda düğümlenirken titrerdik ancak dil kemiğe bürünüp de söze gelmezdi. Su bütün sızıları dindirirdi ama suyun sızladığını kimse bilmezdi. Gözlerimi kapatmak istedim. Suyun sızısını içimde hissetmek istedim. Sızılarımı dindirebilseydi, ona ne derdim? AŞK SERİSİ 4. KİTAP
Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi) by Esra269
Esra269
  • WpView
    Reads 5,791,468
  • WpVote
    Votes 185,145
  • WpPart
    Parts 42
Kalpsizler de aşık olabilir ... Hırçın, acımasız bir Ali ve onun masum kırılgan gelini... Dans ediyorduk. Beni kollarında çeviriyor, sertçe göğsüne çarpıyor, benden hızlıca uzaklaşıyor ve aynı hızda bana doğru geri geliyordu. "Bir gün gelecek Ali," dedim bağırarak... "Becerdiğin bütün kadınlar için benden özür dileyeceksin. Şuan bunun mümkün olduğuna ben bile inanmıyorum ama Allah'ın ilahi adaletine inanıyorum! Bütün kadınlar için.." nefesim kesiliyordu sanki.. söylerken boğazıma dikenler batıyordu. Tekrar ayrıldık ve gözlerimin içine ifadesiz bir yüzle bakarak hızla beni kendine çekti.. Dudakları dudaklarımdaydı. (15.Bölüm) *** "Seviyorum seni!" dedi kükrer gibi. Koltuğunun altına iyice sıkıştırdı Elif'i ve göğsüne bastırdı sımsıkı. Bir eliyle de çenesini tutup yüzüne bakmaya zorladı sevdiği kadını. Gözlerinin içine bakarak heceleyerek konuştu. Üstüne basa basa. "Seni seviyorum. Bunu o güzel aklına sok ve bir daha hiç çıkarma." Sonra kızın çenesindeki elini çekip, göğsüne koydu. Elif onun göğsüne dokunması ile kalbinin daha da hızlandığını hissetti. Nefesini tutmuş bir şekilde Ali'ye bakıyordu. "Burası da kabul etsin beni," dedi Ali. Gözlerini bir an bile kaçırmadı sevdiğinden. Kızın elini tuttu ve kendi kalbinin üzerine koydu. Elif onun hızla atan kalbini hissetti. Kalbi sevinçle kanat çırptı. Bu kalp kendisi yüzünden bu haldeydi öyle değil mi? "Burası, senin için atıyor. Anladın mı beni?" Elif öylece bakmaya devam edince dudaklarına doğru fısıldadı. "Bana anladığını söyle." Güçlükle konuştu Elif. "Anladım." (29.Bölüm) Hikayedeki "Aslı - Mehmet"li bölümler, başka yeni bir hikayedir. Yani serinin devamı. Ali ile Elif'in kızı olan Aslı'yla, Hayal ve Kenan'ın oğlu olan Mehmet'in hikayesi. Okumanızı tavsiye ederim. Sanaldan Gerçeğe isimli hikâyeme de bir bakın derim.
Mendilimin Yeşili by heykelsizmuze
heykelsizmuze
  • WpView
    Reads 451,830
  • WpVote
    Votes 23,805
  • WpPart
    Parts 25
"Ordan bakınca aldırış ediyor gibi mi gözüküyorum komutan bey?" Bakışlarını gözlerimin içine dikti "Burdan bakınca nasıl gözüktüğünü anlatmaya kelime mi yeter öğretmen hanım?" - (Not: Bu kitapta gerçekleşen her şey benim hayal ürünümdür.)
MÂHPARE by msaslann
msaslann
  • WpView
    Reads 3,202,115
  • WpVote
    Votes 140,723
  • WpPart
    Parts 37
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.