Denize Karşı (Kitap Oldu)
İnsanı sadece sevdiklerinin ihaneti yıkar, kalp kırılır izi derinlerde kalır. Kişiliği oturmuş olan, yaşadıklarından sıyrılıp küllerinden yeniden doğar. Daha güçlü, daha dirayetli... daha... yalnız!..
İnsanı sadece sevdiklerinin ihaneti yıkar, kalp kırılır izi derinlerde kalır. Kişiliği oturmuş olan, yaşadıklarından sıyrılıp küllerinden yeniden doğar. Daha güçlü, daha dirayetli... daha... yalnız!..
Aşk,uçurtmalara benzer paşam... Sen ne kadar seversen sev,ne kadar özgür bırakırsan bırak o kendi karar vermeli ne kadar yükseleceğine... Çocukluğumuz uçurtmalarımızdı bizim bir de sevdalarımız... Sevdalarımızı da böyle yaşardık,korurduk hatta kimi zaman ne kadar sıkı tutarsak tutalım elimizden kayıp giderdi ama mesel...
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...
Bir insan diğerini en çok ne kadar severdi? En çok ne kadar özleyebilirdi...? Aşkın sınırları olur muydu ? Ya da özlemenin... Beklemenin... Ne demişti şair ; ''Yıkıldı seni bekleyen şehir, artık gelsen de bir gelmesen de..'' Gelecek miydi? Tamamen benim olmaya...bende kalmaya...yıkılmadan içimde onu bekleyen şehir?