📚📚📚
6 stories
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,184,988
  • WpVote
    Votes 722,656
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
KIRLANGIÇ EZGİSİ by sedanoyan
sedanoyan
  • WpView
    Reads 108,803
  • WpVote
    Votes 7,815
  • WpPart
    Parts 55
Wattys 2019 Genç Yetişkin kategorisi kazananı! "Bazı hikayeler, başladığını sandığınız zamandan çok evvel başlar." Bu hikaye Sanat Lisesi'nde okuyan bir grup arkadaşın eğlenceli anları, bir aileye dönüşen dostlukları ve ilk aşkları ile ilgili... Ancak yine de hiçbir hikaye sadece göründüğü kadar değildir. Hepsinin geçmişten gelen hataları, sırları, hırsları ve omuzlarında ağırlaşan yükleri var. Peki bu yükleri taşımaya yardım edecek kadar güçlü mü dostlukları; yoksa kişisel hırsları, diğerinin ayağını kaydıracak kadar karartacak mı gözlerini? İşte bunu hep birikte göreceğiz. Not : Kapak için melek kalplim @Calanthe 'ye çok teşekkür ederim. ❤
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,358,297
  • WpVote
    Votes 694,356
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
GECE YARISI GÖLGESİ  by perahill
perahill
  • WpView
    Reads 1,169,095
  • WpVote
    Votes 24,439
  • WpPart
    Parts 11
Doktor Annabelle Clarke, dönemin en ünlü ruh sağlığı merkezi Windsor Kliniği'ne kabul edildiğinde, sadece hastalarla başa çıkmak için değil, kendi içindeki karanlıkla savaşmak için de hazırlıktaydı. Kliniğin sessiz koridorlarından yükselen gizemli fısıltılar, onu içine çekeceği bir dünyanın kapısını aralıyordu. Akıl sağlığını korumak artık yeterli değildi; Annabelle, merkezin unuttuğu sırları ve gölgeleri keşfetmek zorundaydı. Aksi takdirde, bu klinikte gerçekten neler olduğunu öğrenemeden, kendi ruh sağlığını da kaybedecekti. 96 numaralı odada kalan hasta, isimsiz, tekinsiz. Yıllarca bir başına kaldığı odada dünyadan bihaberdi, ümitsiz vakaydı. Ya da sadece öyle düşünüldü. Annabelle, onu iyileştirmekte kararlıydı. Ancak bu, gerçekten istediği bir şey miydi? Wattys2018 Hikaye Ustaları Ödülü Kazananı 🏆
Cennet Rüzgarı ريح الجنة by SawtAksa
SawtAksa
  • WpView
    Reads 200,172
  • WpVote
    Votes 22,666
  • WpPart
    Parts 51
Seni unutursam ey Kudüs! Sağ elim hünerini yitirsin. Seni anmaz, Kudüs'ü en büyük sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın! | Tevrat - Mezmurlar 137.
SİYAH VE BEYAZ/İslami (Hikaye Tamamlandı) by svgiiklc
svgiiklc
  • WpView
    Reads 344,162
  • WpVote
    Votes 34,053
  • WpPart
    Parts 72
Ben Onun edep ve haya gömleğinin iliklerinde takılı kalmıştım. Seviyorum dediği kadar var, gidiyorum dediği kadar yok olmuştum... ***** Boğazımı yakan yumru ile kitabevinin uzun rafları arasına diz çöktüm. Sesim çıkabildiği kadar bağırmaya başladım. "Bir yaz akşamı tanıştığım adam; bedenim huzurun hüzünleri ile sarsılırken, avuçlarımı yakan yokluğun mu boğazıma dizilen? Kalbim, göğüs kafesimin terasında, senin yokluğunu yudumlarken, hangi adaletsiz hareketin kararsız bekleyişi bu? Hakka giden yol, Hakk için "Ekim" olmuş olan yolların bana olan itaatsizliği neden? Bu kayboluşları, Rab'den sunulan saki gibi içen zihnim firar etti desem, dökülür mü gönlün benim olduğum çıkmazlara? Sensiz her ezan bir sessizlik... Gel desem, düşer mi o sergüzeşt ruhun, benim süslediğim mabedlere? Ey varlığı ile Hakka götüren, güzel gülüşlüm; çıkıver benim olduğum yollara aniden... Korkuyorum, belki aniden karşıma çıkarsın diye, sokaklarını hiç terk etmediğim Ankara'da bir daha karşıma çıkmayacaksın diye..." Uzun raflar arasında hıçkıra hıçkıra cenin pozisyonu aldım. İşte o an ilk kez çöktü üzerime, Ankara'nın bütün hüzün karanlıkları... (Telif hakları saklıdır. Kitabın bütün hakları şahsıma aittir. Alıntı yapılması, izinsiz kullanılması veya herhangi bir işlem yapılması takdirinde; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yer alan hukuk davaları kuralları devreye sokulacaktır.)