Zindan
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis eden adamın ta kendisiydi. Kapak Tasarımı: silakosay
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis eden adamın ta kendisiydi. Kapak Tasarımı: silakosay
Bir yanda Karanlık işler çeviren,kadınlarla bir oyuncak gibi oynayan ukala bir mafya.Diğer yandan yaşadığı olaylar yüzünden herkese güvenini yitirmiş,tamamen içine kapanmış genç bir kız.Acaba bu iki insanın yolları kesişirse ne olur?hangisi diğerini yola getirecek?onlar aşkın kollarına kendilerini bıraktığında geçmiş...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan önce son kez bana bakıp göz kırptı. ''Dikkat et de, çam yarması seni...
Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan tabular yıllar arasında kaybolurken hatırlamazdı evlat denen mahlukat k...
Bu güle değil, dikenine aşık olanların hikayesi. Melis'in kaderi patronundan kendisine kalan vasiyetle değişecekti. Aniden hayatına giren Sinan'ı tanımak isteyen Melis'in tek yapması gereken ise geçmişine dönmesiydi. Adam okyanustu. Kadınsa yüzme bilmeyen bir balık. Başarımlar Romantizm #3 Mizah #1 Genç Kurgu #1 Ak...
Acımasız bir katilin dolaştığını bildiğiniz bir ormanda kaç gün kalabilirsiniz? Bir grup arkadaşın yaşam mücadelesine tanık olacaksınız. Daha ilk bölümden sizleri etkisi altına alan, acımasızca cinayetlerin işlendiği bu gerilim kitabına bayılacaksımız.
Satılmaya alışmış ruhum bunu reddediyordu. Bir adam karısını satar mıydı? Peki bir baba daha doğmamış bebeğinden vazgeçebilir miydi? Babamın beni bu adama sattığını hatırlayınca ürperdim. Önce babam tarafından şimdi de kocam! tarafından satılıyordum. Bu gerçek çok sarsıcıydı.
O kadar ihtiyaç doluydu ki gözleri, beni bir şoktan alıp yenisine sokuyordu. Birkaç dakika öylece dikildik orda. O bana baktı, ben ona. Daha fazla bekleyemedim. "Siz, iyi misiniz?" O saniye öyle bir şey oldu ki, gerçekten bende bağlantı koptu. Sağ kolumu tuttuğu gibi, hızla kendine çekti. Öyle bir sarıldı ki, nefesim...
"Bir adam sevdim. Ve sonsuz bir melankolinin koynuna düşüverdim." Okyanus Kadar Mavi adlı kitabın devamıdır.
"Lal bir gece, Sabahsız bir pençenin içinde, Bir oluvermişiz."
Bir kadın özgürlüğünü teslim etmiş. Bir adam, kadını gökyüzünde asılı bulmuş. O gün bugündür, gökyüzü hep özgürlük kokmuş.
"Acısı kanamış dünyanın aşkları arasında kendini gizleyen, avuçlarından öptüğüm bir kadın var."
Seni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.
-"Aramızda olan önemsiz sayıları umursamadan senin olmak istiyorum." 18.02.19 "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütfen hikayeyi okuyarak değerli vaktinizi harcamay...
Ve ben yine yollara düşmüştüm yeni bir iş bulmalıydım yazın bu kavurucu sıcaklığı zaten mahvediyordu birde ev ev iş aramak çekilir eziyet değildi. Emirganda dolaşırken kocaman bahçeli denize sıfır bir köşk tüm görkemiyle bana gel bana gel der gibi selam veriyordu ve kapının girişine ilk adımımı attım...
"Arzumu bir kez daha yinelemeyeceğim Selma. Şimdi dışarı çık ve görevinin başına dön." Buzdan katı soğuk sesi iliklerime kadar üşütürken iç çekip ayağa kalktım. Adımı genelde sabrının sınırına geldiğim vakitler zikrederdi. Onu kararından döndüremeyeceğimi zaten biliyordum o halde geriye tek bir çözüm kalıyordu. "O va...
Bir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mezara kurban edildi, gömdükleri ruhları birbirini buldu. Kadın tutkun o...
AV, EPHESUS YAYINLARI aracılığıyla raflarda! * Zamanın çok öncesinden gelen bir savaş ve tüm bunlardan habersiz bir genç kız... Annabelle Jefferson, Hiddenfield kasabasına adımını attığı an bir şeylerin yolunda olmadığını biliyordu. Fakat bu kadar akıl almaz olayların tam ortasına düşeceğini asla tahmin edemezdi. A...
!!! Kitap +18 içerik barındıracaktır, rahatsız olanlar lütfen bunu göze alarak kitaba başlasınlar !!!! 🦋 İşte şimdi çok korkuyordum. İliklerime kadar korkuyor, korkunun tadını dilimin ucunda hissedebiliyordum. Yanılmıştım, bu adam tehlikeliden de öteydi. Bu adam ölümün ta kendisiydi. Avlarını birer birer toplayar...
Her şey bir kurşunun değil de, bir çift kara gözün kurbanı olmakla başladı. Bedenimde ki değil, ruhumdaki ölü tohumların yeşermesiyle attı nabzım. Ve o günden sonra üzerimdeki çiğ toprağı atıp yaşamaya başladım. "Çünkü burası Veda Caddesi," dedi kara gözlerini, gözlerimin içine mıhlayarak. "Çünkü burada her veda bir...
"Bir acı var kalbimin tam sol köşesinde. Hemen sen kokan satırların arasında beliriveren çok fazla acı var, sevgilim."
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale...
Mavi gözlü bir dev, Yeşil gözlü ruhu güzel katil bir kadın. "Bir hikaye başlıyor; okursan ölürsün. Ölürsen, ölürüm." Kor adam, yanık bir hanın mahzeninden, gül tenli Dolunay'a sesleniyor. Kadın duymuyor, adam gülüyor. Gülüşleri kadının dikenlerine batıyor. Dolunay, karanlığın göğsünde, siyaha karışıyor. Hayır! Hayır...