Betul_yilmaaz_02 adlı kullanıcının Okuma Listesi
33 story
Kar Küresi (İki Kitap) на beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Прочтений 10,054,304
  • WpVote
    Голосов 529,719
  • WpPart
    Частей 42
Burası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Bizi tutup salladılar, ne olduğunu anlamadık, alt üst olduk...
Sıfır Kilometre на beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Прочтений 7,541,144
  • WpVote
    Голосов 336,891
  • WpPart
    Частей 18
"Işıklar sana evinin yolunu gösterecek..." 3391 Kilometre ile başlayan seri Sıfır Kilometre ile devam ediyor! Kilometrelerce öteden birbirini tanımak, sevmek hatta aşık olmak kolaydı... Peki tüm bunlar yan yanayken de kolay olacak mıydı?
3391 Kilometre на beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Прочтений 27,579,052
  • WpVote
    Голосов 1,485,645
  • WpPart
    Частей 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) на Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Прочтений 7,816,462
  • WpVote
    Голосов 192,857
  • WpPart
    Частей 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) на Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Прочтений 17,352,851
  • WpVote
    Голосов 694,189
  • WpPart
    Частей 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) на Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Прочтений 9,178,435
  • WpVote
    Голосов 722,397
  • WpPart
    Частей 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Karantina Serisi на beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Прочтений 113,791,931
  • WpVote
    Голосов 4,586,184
  • WpPart
    Частей 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."
ASEL на kitaplarvesozleri
kitaplarvesozleri
  • WpView
    Прочтений 1,886,393
  • WpVote
    Голосов 97,060
  • WpPart
    Частей 30
Cennetteki ırmağı kirleten her kötülüğe... "Vicdan, varlığında tedirgin ederken yokluğunda ağır gelirdi. En savunmasız anınızda içinizde yükselip tüm bedeninizi ele geçirirdi. Çaresizce geçmişe dönüp vicdanınızı sızlatan anı yok etmek isteseniz de asla oradan ayrılmaz daha da acımasızlaşırdı. Her şeyin yoluna girdiğini düşündüğünüz o küçük anlarda bile bir şekilde ortaya çıkıp nefesinizi keserdi. Elinizden hiçbir şey gelmezken acının azalması için her şeyi göze alabileceğinizi bilirdiniz."
SOKAK NÖBETÇİLERİ на asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Прочтений 58,343,445
  • WpVote
    Голосов 2,252,133
  • WpPart
    Частей 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
AHALİ на yazardayazar
yazardayazar
  • WpView
    Прочтений 8,359,229
  • WpVote
    Голосов 463,379
  • WpPart
    Частей 54
Aleyna'nın yaz tatili için doğduğundan beri, bir kez bile görmediği amcasının yanına gönderilmesi ve onun üvey çocuklarıyla tanışmasıyla başlayan kardeşlik, arkadaşlık ve biraz da romantizmle dolu bir hikâye...