Aksiyon 1. sıra 30.09.2017
Yalnızdı. İlk doğduğu andan itibaren, emeklemeye başlarken, ilk harflerini söylerken ve büyürken. O hep yalnızdı.
Kimsesiz büyümüştü ona yabancı insanların arasında. O kimsesizdi.
Tüm hayatı boyunca tek istediği şey sadece bir aileydi. Şimdi ise bir aileye sahip olacağını düşünüyordu ama nereden bilebilrdi ki kendisini ülkenin en çok aranan soygun çetesinin bir üyesi olarak bulacağını?
Bilemezdi.
Peki ya kendisinden nefret eden ve hatta korkan bir adamı seveceğini nereden bilebilrdi?
Bilemezdi.
Başlangıç Tarihi: 16.10.2016
Bitiş Tarihi: 30.09.2018
"Kiralık Cehennem." Adıyla yayınlanan ilk Wattpad eseridir.
Tüm telif hakları saklıdır. Hiçbir şekilde kopyalanamaz ya da paylaşılamaz aksi takdirde gerekli yasal işlemler başlatılacaktır.
Genç Kız Edebiyatında #1 06.10.2018
Nisa yirmi bir yaşında kendi hâlinde bir genç kızdır. Ailesinin baskısıyla yirmi sekiz yaşındaki Ufuk Ersoy'la evlendirildikten sonra ikisinin de hayatı tamamen değişecektir.
Ufuk bir türlü Nisa'yı kabul etmek istemezken Nisa'nın gidebilecek hiçbir yeri yoktur.
Günler geçtikçe birbirlerini tanımaya başlayan bu ikili arasındaki çekim hem çok güçlü hem de çok yıkıcı bir hâl alacaktır.
Ufuk'un geçmişinin tozlu sayfalarından gelen hatırları Nisa'nın kalbini tuzla buz edecektir.
Nisa güçlü olmaya çalıştıkça Ufuk onun kalbini kırmakta hiç tereddüt etmez. Peki Ufuk'ta Nisa'ya alışmaya başlarsa ne olacak?
Geçmiş onların peşini bırakacak mı?
Tanrıça Serisi-1, devamı Buzdan Cehennem'de.
Avcı ve element kullanıcıları olmak üzere ikiye ayrılıyorduk.
Ben ikisine de dahil olamıyordum çünkü avcıların aksine bir element kullanabiliyordum ; Ruh.
Element kullanıcılarına dahil olamayacak kadar hızlı ve çeviktim.
Ben bir Tanrıça Çocuğuydum hatta bundan da fazlasıydım.
Hades'in ihaneti sonucu yıkılan tahtına ben geçmiştim , ben Son Tanrıçaydım.
Titanlar ve onlarla birlikte olan tanrılara karşı , Olimpos'u son nefesime kadar koruyacaktım.
Sevdiğim kişilerin yaşamaları için ; ya ölecektim ya da öldürecektim.
Fantastik'te #4
Yanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. ||
*
"Nesin sen Darren?"
Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünmüyordu. Korkudan titrerken kendini gösteren ani cesaretim onu eğlendirmişti.
"Sence?"
"Sen..." deyip durakladım. Heyecanımın beni durdurmasına izin vermeyecektim. Yutkundum ve beynimin içinde dönüp duran o soruyu sordum.
"Sen iblis misin?"
Ağzıyla, söylediğim şeyin yanlış olduğunu belirten bir ses çıkardı.
"Ben..." dedi. Kolyemi sertçe çekip kopardıktan sonra devam etti. "Bir iblisin çok daha kötüsüyüm."
Gözlerinden geçen karanlık parıltı, sözlerini bir yemin gibi mühürlemişti.
"Öyleyse neden bize yardım ediyorsun?"
"Çünkü gidebilecek başka yerim kalmadı. Buna mecburum. Eğer olmasaydım, acılar içinde kıvranarak ölmenizi büyük bir zevkle izlerdim."
*
1. Kitap: Öleceksin Cadı
2. Kitap: Beyaz Kuzgun
İki kitaba da buradan ulaşabilirsiniz.
Tüm dünyanın ona ait olduğunu zanneden bir avcının hikayesi...
Yalnızlığından güçlenen, karanlıkta avlanan, bedenini başkalarının acılarıyla besleyen bir sadist.
Hüznün şarkısını fısıldayarak gelen bir Eylül...
~~ஐ
''Karanlığından ne zaman çıkacaksın?'' -Eylül
''Sen beni ne zaman çıkarırsan'' -Aslan
~~ஐ
''Güzel ve çirkinin gerçek hayata uyarlanmış hali gibisiniz'' -Çakal
~~ஐ
''Bu saflığın ve korkaklığın bazıları için paha biçilemez bir servet'' -Aslan
~~ஐ
''Sen en iyi, kötü kalpli adamsın'' -Eylül
~~ஐ
''Israrla kalbime kimseyi almayışımın nedeni neymiş?'' -Aslan
''Çünkü kalbin hayal kırıklıkları ve acıyla dolu. Oraya alacağın birini bunlarla ağırlayamazsın...''-Eylül
...adam acıyla güldü:
''Kalbim masanın üzerindeki bir fanusta. Ruhum uzun zaman önce vücudumu terk etti. Birini sevmek gibi bir derdim, isteğim ya da amacım yok''
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.
Sınır Tanımayanlara...
"Bir yer var
İyiliğin ve kötülüğün ötesinde
Seninle orada buluşacağız." - Zülfü Livaneli
...
İki farklı hayatlara sahip insanın sınırları zorlayan aşkı...
Düğünden kaçan bir gelin
Polisten kaçan bir adam
Yolları kesişirse ne olurdu?
Aklın sınırlarını zorlayan bir hikâye...
Öyle bir an gelecek ki nefesler tutulacak ve gözlerinizi bu hikâyeden alamayacaksınız.
Sadece bekleyin... 🐝
Merhamet kelimesinin anlamını bile bilmeyen benim gibi bir adam, bu iş için biçilmiş kaftandı. Benim yaptığım işi yapanlara Kiralık Dişler derlerdi. Bizim meslekte dişlerini kullanmak normaldi. Hem vampir hem de katilsen dişlerinle öldürmek en doğru yoldu.
...
Karanlık ve pis kokan Kiev'in arka sokaklarında, ilk defa merhamet kelimesini bilmediğime lanet ettim. Çünkü bu kadınla bir daha karşılaşırsam merhamet etmeyecek ve öldürecektim. Bir yanım pişman olacak ve merhamet etmemi isteyecekti ama ben merhamet nedir bilmiyordum.
Çünkü ben Kiralık Diş'tim.
Çünkü ben Sergei Sokolov'dum.
Yeni kapağım için @missguard a teşekkür ederim. Sanatında muhteşemsin.