Sağlık sorunları ile boğuşan bir kız ve sosyopat bir erkek .. Birbirlerini ne kadar sevebilirdi? Hayat ya da kader dedikleri şey önlerine sürekli savaşacak ve aşılacak engeller koyarken ne kadar ayakta kalabilirlerdi? Birini deli gibi sevmek hatta o kişiye aşık olmak bizim için gerçekten doğru insan olduğu anlamına mı gelir gerçekten? Ve aileler ? Gerçekten seçilebilseydi , ait olduğunuz aileyi mi seçerdiniz? Dram, aşk ve diğer her şeyi içinde barındıran duygu patlaması Görkem ve Denizin hikayesine ortak olun ..

Sonbaharın habercisi Eylül'de sevdim seni . Rastgele gittiğim bir hentbol maçında uzattığın o kendinden emin elin bir zaman sonra benim kendi dünyamı bulmama yardımcı olacağını kim bilebilirdi ki? Kaçtıkça yakalandım sana , en sonunda buldun beni ve bir daha bırakmadın . Ya olmasaydın? Damla sevmediği bir şehrin sokaklarına tutsak olmuş , Can ise o sokaklarda yürüyerek özgürlüğünü bulmuş biridir . Olmayacak bir şekilde tesadüfen bir araya gelen iki yabancı , zıt görüntüleri ve farklı yaşam tarzlarının altında aslında zaman geçtikçe ne kadar birbirlerine benzediklerini keşfederler . Kapak Tasarım : @melankolikkx

Aşkı hiç tatmamış birine aşkı ,aşktan aldatılarak vazgeçmiş güveni yıkık birine yeniden sevmeyi öğretebilir miydiniz? 2 ev arkadaşı biri ateş diğeri buz .. Biri İzmir'in yakışıklı sempatiği diğeri İstanbul'da başlayıp Antalya'da sona eren dramatik bir hikayenin baş kahramanı güzeller güzeli Beren Aksoy .. Kader hikayenin sonu olarak belirlenen Antalya'da yeni bir hikaye yazmaya karar verir ve Beren-Tuna ikilisini yan yana getirir. Normalde 10 dakika bile kavga etmeden duramayan ikilinin bir evin içinde yaşamaları tabiki güvenli değildi aslında 'sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir ' cümlesinin beden olmuş hali gibiydiler . En büyük aşklar gerçekten nefret ile mi başlar? Yoksa bu biri İzmir diğeri İstanbul , biri kahve diğeri ıhlamur aşığı iki insan birbirine gerçek aşkı öğretme olasılıkları yok mu ?

İnişli çıkışlı gerilim dolu bir yasak aşk..Tutkuya boyun eğen genç bir yüksek lisans öğrencisi,tez döneminde tesadüfen bir araya geldiği Can Ardel adında gizemli akademisyenle tanıştıktan sonra hayatı baştan aşağı değişir. Şehirde izi bulunamayan bir seri katil elini kolunu sallayarak gezip,belli statüden kadınları öldürürken akademi tehlikeli sularda yüzmeye başlar. Can Ardel'in Freudyen ekole bağımlılığı ve Sigmund Freud takıntısı sadece kendisini değil çevresindeki herkesi tehlikeli bir maceraya sürükler. Aşk libidonun bir yansıması mı?Yoksa tutkunun bir oyunu mu?Gerçek sevgi mümkün mü?Yoksa hayattaki ilişkilerimiz büsbütün yarar ilkesine mi dayanıyor? Freud ile bir gece,tutkunun peşinden koşanların,ateşe yürüyenlerin ve yanmaktan çekinmeyenlerin serüvenini gözler önüne seriyor. Her karakterin bir öyküsünün olduğu,yanarak ateşe koşanların hikayesinde;Sigmund Freud karakterleri yönlendirmekten çekinmiyor.