Zindan
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis eden adamın ta kendisiydi. Kapak Tasarımı: silakosay
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis eden adamın ta kendisiydi. Kapak Tasarımı: silakosay
"Her insanın kendi zevkleri vardır küçüğüm, benimki de cesetler. Ve unutma ki, katilini affedersen seni yeniden öldürür." Mavi ve Yeşil'in savaşı. •Kitabımda reklam yapmayın ve spoi vermeyin lütfen. Bunu tekrar eden kullanıcılar engellenecektir.Bu gibi işleri özel mesaj yolu ile halledin. •
Deniz geçirdiği bir ateşli hastalık nedeniyle konuşma yetisini kaybeden bir genç kızdır. Bir gün telefonuna gelen kimliği belirsiz bir mesajla hayatı tamamen değişir. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. OLASI ÇALINMA DURUMUNDA GEREKLİ İŞLEMLERE BAŞ VURULACAKTIR! 17.01.20
Korkuya bulanmış bir aşk hikayesi bu.. Ölümün soluklandığı, sırların örüldüğü, izlerin sıralandığı bir kasaba.. Bir katilin nefesini ensende hissetmek mi daha ürkütücü yoksa aşkın pençesine düşmek mi? Küçük ve kendi halinde bir deniz kasabasında yaşayan Damla ile arkadaşlarının en büyük heyecanı, lise son sınıfa geçme...
Karanlığı buselerken yürek yuvamın en köşesini, gece karası gözlerinin gri buğusunda boğuldum. Gözlerine açılan yeni odacıkta siyah bir kapı buldu kalbim, içinde ben vardım. Karanlıklar içinde savrulduğumu sanarken meğer karanlığa savruluyormuşum, orada da ben vardım. O gece yeniden tanımlandı gözleri zihnimde. Siya...
Annesi küçük yaşta terkedip gittiği için yüzünü bile hatırlamayan. Aynı evde yaşamalarına rağmen babasının onu istememesinin dışında, hayatına tek başına devam etmeye çalışan deli dolu bir kızdır afra.. ta-ki birgün karanlık adamı karşısına çıkana kadar...
Hiçbir günah kefaretini unutmaz. Hiçbir kirli sır gecenin nezaretinde tutuklanamaz. Geleceği ellerinden tek gecede koparılan bir adam, öleceğini bilse dahi sessizliğin kanatlarına sığınmaz. İki karanlık gecenin iki büyük suça gebe kaldığı ve iki yabancı ruhun birbirine körkütük düğümlendiği acı bir hikâyenin içindeyim...
"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu görebiliyordum. İlk defa duygu duvarlarını indirmişti. "Aşığım sana! Sana...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel...