Ön söz Bu kitab üç dənə hekayədən ibarətdir. Hekayələri insanlara bir nümunə kimi göstərmişəm. Kitabın adı isə gördüyüvüz kimi "Ağ-Qara"dır. Ağ rəngi sevinc, qara rəngi isə kədər kimi nümayiş etdirirəm. Bizlər hər zaman sevinərkən, xoşbəxtliyi dadırıq. Məsələn: Əlində oyuncağı olan qıvrım saçlı bir uşağı sevindirərək, sevdiyimiz qadının saçlarını qoxlayaraq, anamızın əllərini öpərək, insanlara yaxşılıq edərək. Biz bu kimi və başqa vasitələrə əl ataraq özümüzü xoşbəxt edə bilirik. Xoşbəxtlik hər yerdədir. Sadəcə biz özümüz bəzən xoşbəxtliyi tapa bilmirik. Amma xoşbəxtlik hər zaman var. Bunu unutmayın. Həyatı çətin edən bizlərik. Həyat özü çətin deyil. Sadəcə insan varlığı həyatı çətinləşdirir. Sevinc kimi, kədərdə həyatımıza bir rəng qatır. Mən bunu qara rəng kimi sizlərə bildirirəm. Hər kəs ağ rəngə bürünmür. Qara rəngi də göstərənlər var. Baxın o həmin qara rəng kədərdir. Mənim fikrimcə həyatda hər ikisi normasında olmalıdır. Xoşbəxtlik ilə kədərin dadları ayrıdır. Hər ikisi eyni dadda deyil. Kədərdə xoşbəxtlik kimi hər yerdədir. İnsan hər ikisini özü tapıb çıxardır. Hər şey normasında olmalıdır. Əgər normallıq pozulsa, insan həyatının sonu heç yaxşı olmaya bilər. Üç dənə müxtəlif heakəyə sizə təqdim edirəm. Hər üçünü də sona qədər oxuyun və nəticə çıxardın. Xoş mütaliələr...

davranış ve zihinsel işleyişlerin sanatını günlük hayata uyarlamak ister misiniz ? Psikolojinin doğuşundan ünlü psikologları, karşındakinin hislerinden anlamaktan kadın psikolojisine, İkna yöntemlerinden, Kız tavlamaya.

Bu roman hər kəs üçün deyil. Herman Hessenin diliylə desək "yalnız dəlilər üçün". Və bu həmdə sizin hekayənizdir. Çünki sizin hər birinizdə mən varam. Siz hər güzgüyə baxanda məni görürsünüz.

Kainatda var olan yeganə həqiqət

Beyinlərdə yatan vəhşi

''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."

Bu kitap yayınlanmış bir eser olduğundan dolayı, tamamını değil, ancak ilk birkaç bölümünü burada paylaşabiliyoruz. Kitabın devamını, herhangi bir kitapçıdan temin ederek okuyabilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Kocaman bir hayvanat bahçesinde yaşıyoruz. Dört bir yanımızda maymunlar, timsahlar ve koyunlar... Her birimizin içinde, duygusal ve ilkel beynine esir düşmüş hayvanlar var. Öfkeden deliye döndüğümüzde, bir timsah ne yapıyorsa aynısını yapıyoruz. Duygusal beynimize yenik düşüyor ve bir koyunla aynı tepkileri veriyoruz. Bizler ilkel ve duygusal beynimizin artıklarıyla meşgulken, bilgeler bize insanlık tarihi kadar eski o sırrı fısıldıyorlar. Timsah beynimiz "Defol Git!" diye bağırırken, Maymun beynimiz, "Kimse Beni Sevmiyor" diye zırıl zırıl ağlarken, İnsan beynimiz,"Ne Olursan Ol Yine Gel" diye haykırıyor bize. Hayatın sırrını bulmak için, aksakallı bir bilgeye ihtiyacınız yok! Kafatasınızın içinde ne taşıdığınızı fark ettiğiniz anda, sır artık avuçlarınızın arasındadır. ve durum böyleyken, Hayvan Olmak Günahtır!

Bu kitap yayınlanmış bir eser olduğundan dolayı, tamamını değil, ancak ilk birkaç bölümünü burada paylaşabiliyoruz. Kitabın devamını, herhangi bir kitapçıdan temin ederek okuyabilirsiniz. *** Değişim Budur! "Değişim" kelimesi artık midenizi bulandırmaya başladıysa, "Her şeyi Yapabilirsiniz" diye bağıran kişisel gelişim kitapları sinirlerinizi bozuyorsa, hayatınızı değiştirmesi için coşkuyla aldığınız bir kitabı okurken uykuya dalıyorsanız, siz henüz "Değişim Budur"u okumamışsınız. Kızmakta haklısınız. Çünkü "Değişim Budur"u okuduktan sonra diğer binlerce okuyucu gibi siz de, "Neden daha önce okumamışım?" diyeceksiniz... Kitabın Arka Kapak Yazısı: "Değişim, olduğunuz yerde durarak ilerlemeye çalışmak mıdır? Değişim, kendiniz olarak kalmaya devam ederek, başka birisi olmak mıdır? Değişim, acı çekmeye devam ederken, mutlu olmak mıdır? Değişim, birilerine bağımlı olmak mıdır? Korkularla yaşamaya devam etmek midir değişim? Ya da değiştiğini sanmak mıdır?" "Kısa bir süre değişimle ilgili bildiğiniz her şeyi unutmanızı istiyorum. Çünkü gerçek ve kalıcı değişime giden bir yolculuğa çıkmak üzereyiz. Bir zamanlar sadece düşlediğiniz şeyleri artık yaşayabilirsiniz." Bu kitap, rüyalarınızı yeniden yaşamanız ve daha önceden mümkün olmadığına inandığınız şeyleri yapabilmeniz amacıyla yazılmıştır. Bu bir eylem kitabıdır. Eğer doğru eylemleri yaparsanız, doğru sonuçları elde edersiniz. Güçlü programlar çerçevesinde yaşıyoruz. Değişmek aslında bu programları değiştirmek ve eyleme geçmekten ibarettir. Değişmek istiyor musunuz? 0 halde; beynimizdeki programları olumlu olanlarıyla değiştirip hemen eyleme geçebilmeniz için bu kitabı mutlaka okumalısınız...

Birilerinin Gelip, Onları Kaçırmasını Bekleyen Tüm Dünya Çocuklarına... Eğer Bir Gün, Gökyüzünden Sarkıtılmış Bir İpi Pencerenizin Önünde Görürseniz, Nereye Gittiğini Umursamadan O İpi Takip Edin...

Bu kitap yayınlanmış bir eser olduğundan dolayı, tamamını değil, ancak ilk beş bölümünü burada paylaşabiliyoruz. Kitabın devamını, herhangi bir kitapçıdan temin ederek okuyabilirsiniz. Kitabın Arka Kapak Yazısı: Ben... Belki de hayatımız boyunca en fazla kullandığımız kelime... Neredeyse her cümlemiz onunla başlar. Her duyguya onunla can verir ve o kelimeyle kendimizi ifade ederiz. "Ben" diye başlayan her cümle sizin gerçekliğiniz olur bir anda. Her birimiz, bir "Ben" var etmek için savaş veririz. "Ben Kimim?" diye sorar binlerce yıldır tüm bilgeler. "Benden öte bir ben var benim içimde" der Yunus Emre... Peki, kimdir bu "Ben" diyen kişi? Değerleri ve kendi hayatını yönetmek için koyduğu kurallar nelerdir? Her birimiz, kendi özgürlüğünü ilan etmiş tek kişilik bir devlet gibiyiz. Tıpkı devletler gibi bizim de kurallarımız ve bir anayasamız olmalıdır. Bu kitap, kendi yaşam anayasanızı hazırlamanızı ve onu hayatınıza uyarlamanızı sağlayacaktır.