𓄼𔘓⁩𓄹
41 stories
Düşmüş Melekler Senfonisi by profeysinil
profeysinil
  • WpView
    Reads 2,319,200
  • WpVote
    Votes 163,828
  • WpPart
    Parts 81
Watty's Gizem&Gerilim Kazananı 🏆 🏆 MysteryTR Ödülleri - Yıla Damga Vuran Gizem&Gerilim Hikayesi -*- "Normal insanların, eline anormal olma fırsatı geçmemiş kişilerden oluştuğunu görecek ilk kişi sen değilsin. Tarih, bu gerçeğin farkına varmış krallarla, filozoflarla ve din adamlarıyla dolu. Çürümek ve çürütmek için fırsat kollayan bu yığına, onlar engel oldu. Medeniyeti; toplumun gözünü yasalar, günahlar ve yalanlarla korkutan adamlar kurdu. Çünkü koyduğu kanunları kendisine tanrının yazdırdığını söyleyen Hammurabi, bunun yalan olduğunu biliyordu. Çift boynuzlu miğfer taktığı için halk arasında Zülkarneyn olduğuna inanılan Büyük İskender, bu yalana göz yumdu. Tıpkı topraklarını işgal ettiği Mısır halkının karşısına sarıkla çıkarak Müslüman olduğunu söyleyen Napolyon Bonapart gibi. Napolyon, Mısırlıların başını yalanlarla meşgul etmezse, çıkacak isyanda o başları gerçeklerle almak zorunda kalacağını biliyordu. Vahşetin bir açıklaması olmadığını görecek kadar yükseleceksin. Tıpkı senden öncekiler gibi. Yukarı tırmandıkça ışığın azaldığını fark edecek ve nihayet, karanlığın sadece karanlık olduğunu öğreneceksin. En sonunda ise, sokağa çıkıp yaklaşan kötülüğe karşı uyarmak istediğin insanların, fırsat bulduğunda seve seve o karanlığa dahil olacağı gerçeğiyle yüzleşecek; Ve sonra düşeceksin."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,039,294
  • WpVote
    Votes 718,185
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
GÜL KUYUSU by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 3,820,396
  • WpVote
    Votes 254,909
  • WpPart
    Parts 20
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgalarının arasına gömdü ve kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Ölüme kavuşturmayacaksın beni," diye fısıldadı. "Bana beni geri vermeyeceksin." "Asla." Kızın, göğsünün ortasında bir yarası vardı, o yaraya bir isim bile vermişti. Adam, o yarayı ondan çalmıştı. O yaranın adı, "çocukluğum"du. Artık yeryüzüne yağan gül yapraklarının rengi, kan kırmızısıydı. Zehirli kırmızı gül sarmaşıkları bağladı bizi, Birbirimize zehirlendik. O kâinat kadar eşsizdi, Ben basit bir gül kuyusu. Tutulmamız gerekiyordu, Tutulduk. Ben Gül'düm, O, içine düştüğüm Kuyu, Benim Kuyum. Gül Kuyusu.
GÖĞÜS KAFESİ YANGINI by velevkirenksiz
velevkirenksiz
  • WpView
    Reads 400,427
  • WpVote
    Votes 26,334
  • WpPart
    Parts 28
Her gün aynı yalandan ibaret. Gidilen yollar, adımları kesen durak. Kimine ev, kiminin ruhunu sıkıştıran lanetli kale. Büyük şehirdi İstanbul... Uzun yolları, dar sokakları vardı. Hiç bitmez sansan da adımların nerede duracağını bilirdi. Dün suratını unutmaya başladığın karşına çıktığında anlardın büyük şehir olmadığını. Güzel kahkahalar, gizli ağlamalar sığdırırdı şehir. Saklambaç oynansa bulunurdun öylesine. Bir yer vardı, şehirden ayrı bir yer... Kocaman kale gibi bir ev. O eve gireni bulamazdın işte. Yatağın altına kafasını uzatan olmazdı, dışarıda fırtına kopsa çocuğun kafesinde ki depremleri sobeleyemezdi kimse. Acı vericiydi, çok yakardı. Parçalardı ama bilirdin bunu kimse görmeyecekti. Kalkardın, uyurdun , uyanırdın ve sabah gün ışığı gece ki karanlıkla alay edercesine ışıldardı. Alışırdın, düzenbaz düzene. Yalan söyledim.
+22 more
KATİL by zeze1112
zeze1112
  • WpView
    Reads 1,258,351
  • WpVote
    Votes 61,449
  • WpPart
    Parts 86
O yıl, bahar fırtınaları çok uzun ve şiddetli geçti. Birçok ceset bulundu. Ve hepsinde K.B. işareti vardı. O, bir katil... Kahverengi gözlerinin ardında karanlık düşünceler besliyor. Karanlık zihnini aydınlatan tek şey kan. Polisle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bir avcı. Bazen de usta bir yalancı... Ama o bizden biri, çok yakınımızda. Bazen de karşımızda... HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK! Üçlemenin ilk kitabı olan Katil, tedirgin edici bir gerilim, korku ve dehşetin tüylerinizi ürperten sırların yer aldığı, baş döndürücü karmaşık bir gizem. ©Tüm Hakları Saklıdır. (14.12.2014)
KAÇAK by zeze1112
zeze1112
  • WpView
    Reads 253,915
  • WpVote
    Votes 22,265
  • WpPart
    Parts 44
Geleceğime dair kararları kim veriyor? Ailem mi? Arkadaşlarım mı? Yoksa geçmişte ne yaşadığıma dair hiçbir bir fikri olmayan insanlar mı? İyi veya kötü biri miyim bilmiyorum ama eski ben olmadığım açıkça ortada. Siren sesleri sokakları dolduruyor, bir kaçağın haberleri ana haber bültenlerini işgal ediyordu. Kimi, ellerinden kaçırdıklarına dair en küçük bir fikri olmayan polisler beni sorguluyordu. Tek bir şeyden emindim: HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK! Üçlemenin ikinci kitabı olan Kaçak, akıllara durgunluk veren bir kaçışın, yürekleri sızlatacak bir dramın, imkânsızın gerçekleştiği bir gizemin hikâyesidir. ©Tüm Hakları Saklıdır. (17.07.2019)
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU| by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 6,622,190
  • WpVote
    Votes 408,240
  • WpPart
    Parts 54
"Acıdan geçemeyen kadının, acısı bitemeyen adamla; kırık dökük sevdası." Kendini bilmez bir gecede, ay tamda göğün bağrında uyuklarken başladı her şey. Kader; dizleri yaralı bir kızı, dudakları kan kokulu bir adamın koynuna sardı. Yitirdiği hafızasının ardından, hiç bilmediği bir adamın elini tuttu. Geçmişi hatırlamaya çaba gösterdiği her an kendiyle ilgili bilinmezlere daldı. Adam her an köşe başındaydı, soluğundaydı ve ne parmağındaki yüzük, ne de hatırlamadığı geçmiş bu ihtirasa mani olamadı. Oysa ki şeytanın ini, adamın köşesi kıvrılmış zihniydi. Kadın adamın cehennemiydi; saf ateşin koynu, zemheri kışın soluğu.
OKYANUS KADAR MAVİ by smellofthesky
smellofthesky
  • WpView
    Reads 5,690,706
  • WpVote
    Votes 243,833
  • WpPart
    Parts 41
"Bir acı var kalbimin tam sol köşesinde. Hemen sen kokan satırların arasında beliriveren çok fazla acı var, sevgilim."
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI by DacyGazelle
DacyGazelle
  • WpView
    Reads 226,156
  • WpVote
    Votes 26,657
  • WpPart
    Parts 63
Bilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir haftanın sonunda kendini kaybedip etrafındaki insanları onunla göz teması kurması için zorlamaya başladı. Onunla en az yedi saniye göz teması kuran kişilerde de aynı belirtiler görüldüğünde ilk yayılma başlamış oldu. Bunun ne olduğunu bilen bir kişi bile olmadı, hiçbir bilim insanı bu virüsün nereden geldiğini açıklayamadı. Ve YEDİ SANİYE VİRÜSÜ yayılmaya devam ederken ben hayatta kalanların alındığı Kamp 54'te, ölümü bekleyen sözde nişanlım ve dostlarımla beraber, kampa yeni gelen kişinin gizemini çözmeye çalışıyordum. Onun doğru olduğu bilinen tek adı Kapanın Sahibi'ydi ve gelişiyle her şeyin düzenini bozmuştu. Onunla ne kadar ters düşsek de çok yakında birbirimizin kaderini değiştireceğimizi bilmiyorduk. ❝ ❞ "Keşke bu şekilde tanışmasaydık Kapanın Sahibi." Yutkundu, kısılan göz kapaklarının üstündeki kaşları hafifçe çatıldı. Gözüme kızgın değil de acı çekiyor gibi gözüküyordu. Keşkeler hiçbir işe yaramazdı ki. Bizi üzmekten başka. "Yan yana olan iki kişi, ya birbirine iyi gelir ya da birbirini ölümüne götürürmüş." Başımı iki yana salladım, "Biz ikisini aynı anda yapıyoruz ama." dediğimde dudakları gergince kıvrıldı. "Seninle ikisine de var olan birini bulmak zordur..." Yanağımı seven parmağı durdu. Bakışları, içime işleyen sözcükleri bana en başından fısıldıyordu. "Sen buldun." "Sen de buldun." ❝ ❞
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,160,978
  • WpVote
    Votes 2,248,827
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."