EceLinKaos adlı kullanıcının Okuma Listesi
16 stories
17 NUMARA | KİTAP OLDU by fatmasamataa
fatmasamataa
  • WpView
    Reads 11,773,379
  • WpVote
    Votes 180,038
  • WpPart
    Parts 16
Gecenin karanlığına dalan bir otobüsün içinde, sadece evine gitmek istiyordu. Fakat hayat ona öyle bir oyun oynamıştı ki artık tek isteği hayatta kalabilmekti. Aslında fark etmesek bile bir numara hayatımızı yönlendirebilirdi. Fakat bu sefer bir numara hayattaki çizgini belirlemek için tam tepende duruyordu. 17 Numara... Bazen sırf 17 Numara olduğun için şanslısındır, bazen de sırf bu yüzden ölüsündür. Defne otobüse binerken birkaç saat sonra olacakları tahmin bile edemezdi. Katliamın içinden kurtulan tek numaranın sahibi olmak ona göre şans değildi. Çünkü bazılarına göre bu şans, onun katil olma yolundaki ilk adımıydı. Çünkü o, etrafındaki yedi katilden sonra gelen sekizinci katildi. *Şiddet, kan ve vahşet içermektedir. Başlangıç: 20 Mayıs 2017 Bitiş: 2 Aralık 2018 Kitap: 14 Nisan 2023 Aksiyon #1- 02.2020/10.2020 Korku #1- 04.2020 Gerilim #1- 04.2020 Gençkızedebiyatı #1- 11.2020 Gizem #1-12.2020/01.2021 Macera #1-01.2021
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,048,221
  • WpVote
    Votes 2,067,373
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
01:28| TAMAMLANDI by Asterleyl
Asterleyl
  • WpView
    Reads 6,406,507
  • WpVote
    Votes 441,225
  • WpPart
    Parts 97
Saat 01:28'di. Ona ilk mesajı attığımda... İnsanların alkole ya da tütüne bağımlı olduklarını sanırdım hep. Anlamsız bir sayı dizesinin de tiryakisi olunabileceğini hiç düşünmemiştim. Ta ki yelkovan ve akrep arasındaki yirmi sekiz dakikalık bir zaman dilimine saplanıp kalana kadar. Macera#1 < Kitap Texting olarak başlayıp daha sonra normal hikaye formatına geçiş yapmıştır. Bu nedenle texting kısımları kısadır.>
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 368,831
  • WpVote
    Votes 21,120
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
SARKAÇ by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,581,379
  • WpVote
    Votes 604,593
  • WpPart
    Parts 31
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,510,384
  • WpVote
    Votes 1,593,068
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
İçimdeki Süpernova by Asilestial
Asilestial
  • WpView
    Reads 42,876
  • WpVote
    Votes 4,485
  • WpPart
    Parts 17
Yetimhaneden kaçtığı günün gecesinde, dünyaya düşmekte olan bir meteorun parçasını kalbinde ağırlamak zorunda kalan Saye, o gece değişen yüzlerce çocuktan biri olur. Bu taşların küçük sahiplerini bulup onlarla bütünleşmesi, hiç şüphesiz onlara fantastik bir diyarın kapılarını aralayacaktır. Hayal taşları; Zihninin en derin arzularını bulup avuçlarını bu güçle doldururken, tam tersi olan Kâbus taşları; Hayallerinin ötesindeki kâbusu ortaya çıkarır. Ona bir albino görüntüsü vererek alay eden gücü ise Saye'ye gölgelerin hükmünü vererek önünde diz çökecekti. Bazı ruhlar vardır ki daima düşmeye mahkûm bırakılıp, kanayan dizlerinin acısı için göz yaşı dökerler. Saye'ye sunulmuş zamanda acı ne yazık ki artık ona gözyaşı değil, zevk verecek kadar yakınlaşmıştır. Evren, sihirle yontulmuş bir ruha sahipti. Sırlar gün yüzüne çıkarken macerayı da beraberinde getirecekti... ••• Bilimkurgu #1 Kapak tasarımı Limaei'ye aittir💙
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,800,761
  • WpVote
    Votes 192,381
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI by DacyGazelle
DacyGazelle
  • WpView
    Reads 226,428
  • WpVote
    Votes 26,657
  • WpPart
    Parts 63
Bilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir haftanın sonunda kendini kaybedip etrafındaki insanları onunla göz teması kurması için zorlamaya başladı. Onunla en az yedi saniye göz teması kuran kişilerde de aynı belirtiler görüldüğünde ilk yayılma başlamış oldu. Bunun ne olduğunu bilen bir kişi bile olmadı, hiçbir bilim insanı bu virüsün nereden geldiğini açıklayamadı. Ve YEDİ SANİYE VİRÜSÜ yayılmaya devam ederken ben hayatta kalanların alındığı Kamp 54'te, ölümü bekleyen sözde nişanlım ve dostlarımla beraber, kampa yeni gelen kişinin gizemini çözmeye çalışıyordum. Onun doğru olduğu bilinen tek adı Kapanın Sahibi'ydi ve gelişiyle her şeyin düzenini bozmuştu. Onunla ne kadar ters düşsek de çok yakında birbirimizin kaderini değiştireceğimizi bilmiyorduk. ❝ ❞ "Keşke bu şekilde tanışmasaydık Kapanın Sahibi." Yutkundu, kısılan göz kapaklarının üstündeki kaşları hafifçe çatıldı. Gözüme kızgın değil de acı çekiyor gibi gözüküyordu. Keşkeler hiçbir işe yaramazdı ki. Bizi üzmekten başka. "Yan yana olan iki kişi, ya birbirine iyi gelir ya da birbirini ölümüne götürürmüş." Başımı iki yana salladım, "Biz ikisini aynı anda yapıyoruz ama." dediğimde dudakları gergince kıvrıldı. "Seninle ikisine de var olan birini bulmak zordur..." Yanağımı seven parmağı durdu. Bakışları, içime işleyen sözcükleri bana en başından fısıldıyordu. "Sen buldun." "Sen de buldun." ❝ ❞
DEPLASMAN • tamamlandı by bendenizyagmur
bendenizyagmur
  • WpView
    Reads 1,272,737
  • WpVote
    Votes 65,809
  • WpPart
    Parts 78
Kendi halinde futbolu takip eden ve okulunun futbol takımında amatör top oynayan, arkadaşlarıyla Playstation kafede zaman öldüren sıradan olduğuna kendini inandırmış bir kız ve Göztepe'nin forveti, hayatını futboluna adamış, yalnız bir futbolcunun hayatı nasıl bir noktada kesişebilirdi? Emir Berkan; kendisini ailesinden ve hayatından tamamen soyutlamış, en büyük tutkusu olan Beşiktaş'ına kavuşmak için çalışan bir futbolcuydu. Deniz ise sıradandı, sadeydi. Hayattan tek beklentisi Beşiktaş'ın maçlarına rahatça gidebilmekti. Kader; onları Göztepe Stadı'nın soyunma odasında, Deniz polislerden kaçarken bir araya getirecekti. Peki ya sonrası? ☆☆☆ *Emir Berkan karakterinin gerçekte Göztepe'de forma giyen Berkan Emir isimli futbolcuyla alakası yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.* Hikayemize hoşgeldiniz❤