🖇️🖤
18 stories
YARA İZLERİ ve YILDIZLAR (Reputation #1) by caylakmatmazel
caylakmatmazel
  • WpView
    Reads 1,929
  • WpVote
    Votes 222
  • WpPart
    Parts 7
Grace Gibson ve Peter Williams, beş senelik ayrılığın ardından Oscar gecesinde karşılaştıklarında aradan epey vakit geçmiş ve ikilinin göl evinde başlayan hikayesi haberleri olmasa da bambaşka bir boyut kazanmıştır. Peter; En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını, Grace ise En iyi Film Müziği ödülünü kucaklarken o gece salonda olanların bilmediği karanlık bir geçmiş Peter'ın menajeri tarafından örtülmüştür. Ama Peter'ın artık işini şansa bırakmaya niyeti yoktur. Senelerdir beklediği fırsat genç adamın avuçlarına konmuşken on dokuz yaşında tanıdığı o kadının elbette ki peşinden gidecektir.
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 871,505
  • WpVote
    Votes 63,563
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
Düşten Farksız by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 1,371,631
  • WpVote
    Votes 94,106
  • WpPart
    Parts 59
*Aile/aşk kurgusu *Yetişkin içerik barındırır --- "Bir ay boyunca burada olduğumu bile fark etmeyeceksin. Tek derdim o mektupta yazanı gerçekleştirip, altında kalabileceğim tüm vicdan yükünden kurtulmak." Boş bakışlar atabilen tek kişinin o olmadığını kanıtlamak istercesine gözlerimde hiçbir his belirtisi olmamasına dikkat ettim. "O mektupta bir ay boyunca evimde bir hayalet gibi yaşaman gerektiği mi yazıyordu?" Sırıttım. Gözlerimde yaratmaya çalıştığım hissizliğim sırıtışımda da yer bulduğundan emindim. "Hayır," dedim sakince. "Babamı bulmam, onunla en az bir ay vakit geçirmem ve kendisini tanıma fırsatı bulmam gerektiği yazıyordu." Bir şey söyleyecek gibi olduğunda elimi kaldırarak beklettim. "Ama bir babaya ihtiyacım yok, biz bu bir ay boyunca birbirinden kaçan iki ev arkadaşı olalım." Yalan söyleyebilme konusunda başarılı biri sayılır mıydım, bilmiyordum. Fakat beni o kadar tanımıyordu ki cümlelerimde neyin yalan neyin doğru olduğunu bulabilecek gücü yoktu. Karşımda babam vardı. Adını altı ay önce öğrendiğim, adımı biraz önce öğrenen babam... ••• "Güzel olan sensin." "Güzel miyim?" "Sana güzel olduğunu söyleme nedenim çok basit aslında." derken başını küçük bir hareketle hafifçe eğdi. "Sessiz kalınamayacak kadar güzelsin, Afrodit." --- '040823
Gençlik Kumpanyasının Hatıra Defteri by alizarbmbin
alizarbmbin
  • WpView
    Reads 458,050
  • WpVote
    Votes 27,422
  • WpPart
    Parts 26
Sevgili defter, Ben bugün aşık oldum. Sahne ışıklarının altında, Juliet'in pencereden Romeo'ya uzandığı gibi uzandı üzerime aşk. Üstelik ölüm iksiri içmeye de yemin ettik. Ey Hermia! Bükme o masum boynunu. Çiçekteki iksirin etkisi bir düş kadar kısa, aşksa masallar kadar uzun. Gerçeği gömmeye bir avuç toprak yetmez, gençlik çiçek gibi açacaktır elbet gerçeğin üzerinde. Gençlik, pop şarkılarındaki nakaratlar gibi hareketli ve çarpıcı çünkü. Bu bir gençlik kumpanyası, Ve ben bugün aşık oldum.
AHZAR by izgocean
izgocean
  • WpView
    Reads 3,333,793
  • WpVote
    Votes 171,938
  • WpPart
    Parts 42
Zorluklarla ayakta kaldığı hayatında bir de bursla kazandığı üniversitesini ilerletmeye çalışan Yağmur, hayatının en büyük pişmanlığını yaptı... Birine aşık oldu. O adam ondan sadece kalbini almadı... ama geride yalnızca pişmanlıklar kaldı. Peki yıllar sonra, bir anda karşılaştıklarında; her şey hâlâ aynı mıydı? *
Maça Kızı 8 | Devam*  by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 3,998,302
  • WpVote
    Votes 179,730
  • WpPart
    Parts 19
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
EHVENİŞER by ebyide
ebyide
  • WpView
    Reads 735,302
  • WpVote
    Votes 35,097
  • WpPart
    Parts 49
Damarlarında, kaderin acımasızlığı ilmek ilmek gezen Mehir Mirzan, yalnızlığın en zift tonunu yaşadığı bir dönem olan klinik sürecinde kendisine yeni bir aile kurmuştur. Bir yıl iki ay sonra, madde ve nikotin bağımlılığı ile olan savaşını kazanıp, hayatla olan savaşının başladığından habersiz hayallar kurarken, kurduğu ailenin dağılma eşiğinde olduğundan da habersizdir. Habersiz olduğu bir diğer konu ise insanları ölümün ya da insanların ayırdığıdır. Geçmişten gelen yabancı bu sorularına cevap olacaktır. ❝Ölüm kapıyı çalar, kaburgandan bir kemik alır. Başka bedende vücut bulacak o kemik, ruhun bedenden ayrılışıdır. Ölüm bitiş sanılır, aslında kalanlara başlangıçtır. Bir kara kışın ortasında, yanan bir ateş, uzanan bir daldır. Yanan bir adam ise derdine belki devadır.❞ ❝Özgürdük çünkü kurtulmuştuk. Tutsaktık çünkü kurtulduğumuz sadece korktuğumuz bağımlılığımızdı.❞ ❝Zihnimiz hâlâ dolu, kalbimiz deli gibi vurgundu. Her nefesin göğüs kafesimizde bir çiçek soldurduğu dört duvarın arasından çıktığımızda bitti sandığımız bağımlılığımız yeni başlamıştı.❞
Karanfil Bezeli Elma by msaslann
msaslann
  • WpView
    Reads 82,459
  • WpVote
    Votes 2,927
  • WpPart
    Parts 9
"Ceylan..." dedi ismimi söylemekten ne kadar hoşlandığını göstererek. "Senin evin burası derken bu konağı kastetmedim. Sonradan bulduğun aileni de..." Kaçırdığım gözlerim yeniden sahibini buldu. "Çünkü senin evin benim Ceylan. Senin yıllarca yok sandığın o evin, benim. Yuvan benim." Öyle miydi? Eğer ben, bu masalın sahici kahramanı olsaydım bir an olsun bu sorunun cevabını vermekten tereddüt etmezdim. Bu zamana kadar bildiğim, yanıldığım oldu derdim. Fakat değildim. Bu bir gün ortaya çıkacaktı ve ben o güne kadar bu evin sahibi gibiymiş gibi yapacaktım yalnızca. Bu yüzden ne hissedeceğine aldanmadan geri çekildim. Elleri tenimden ayrılırken bir an için boşluğa düşsem de aldanmadım. Meydan okuyan gözlerle baktım ona. "Cihan..." dedim incecik çıkan sesimle. "Tüm bu diyarı ayağıma da sersen, kan kokan birine evim demem. Yuvam bilmem..." Gözleri mümkünmüş gibi siyahın en koyu tonuna bürünürken acımadım, devam ettim. "Hani bir masalın ilk cümlesi derler ya bu şehir için..." Kafamı iki yana salladım. "Bizim sahte masalımızın son cümlesi olacak. Son cümlesi, binbirinci gecesi..." 🍂🍂🍂 Hikayenin tanıtım bölümleri ilk olarak Asran ismiyle yayınladı. © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz.
DOKSAN ARTI DÖRT  by aurcapel
aurcapel
  • WpView
    Reads 4,396,503
  • WpVote
    Votes 234,646
  • WpPart
    Parts 47
KİTAP OLDU. (30.12.2023) Doksan Artı Dört'ün kitap haline tüm sitelerden ve kitapçılardan ulaşabilirsiniz. ☽ Galatasaray fanatiği genç iş adamı Merdan Efe Yüceer ve olduğu konuma tırnaklarını kazıyarak gelen başarılı avukat İzgi Gökyel. Maç doksan dakika, top yuvarlaktı. Belki maçın skoru uzatmalarda değişecekti, belki de onlar için asıl galibiyet beraberlikte gelecekti. "Maçın seyri değişti," dedi nefesi nefesime karışırken. "Doksan artı dörtte seni kazandım. Bu saatten sonra mağlubiyetin bile bir önemi yok." ☽ Hikayedeki tüm karakterler ve olaylar hayal ürünüdür.
Ederlezi by profeysinil
profeysinil
  • WpView
    Reads 1,845,092
  • WpVote
    Votes 85,337
  • WpPart
    Parts 47
"Sabaha kadar konuşmanın sabaha kadar sevişmekten daha tehlikeli olabileceğini kim tahmin ederdi ki? Her gece çiftliktekiler uyuduktan sonra Elif gizlice odama gelip yatağın diğer ucuna geçiyordu. Işıkları yakmayı hiç teklif etmemiştim, o da durumdan şikayetçi değildi. Binbir gece masallarındaki gibi karanlıkta başlayıp aydınlıkta son bulan gece buluşmalarıydı bunlar, ve nedense gizli kalmasını istemiştik. Oysa ortada gizlemeyi gerektirecek bir şey yoktu, onca gece yanımdaydı fakat elim onun eline bile değmemişti. Biz sadece konuşuyorduk... Sadece konuşuyorduk ve sanırım tüm sorun buydu. Belki konuşmak yerine sevişseydik bu kadar kök salmazdık birbirimize. Ben bile anlatacak bu kadar çok şey biriktirdiğimden habersizdim. Konu konuyu, kapı kapıyı açıyor ve konuştukça söylenecek daha fazla söz açığa çıkıyordu aramızda. Bazen attığımız kahkahalar duyulmasın diye ellerimizi ağzımıza kapatmak zorunda kalıyorduk. Bazense Elif mutfağa inip gizlice yiyecek bir şeyler getiriyordu ikimize. Biri duyar diye ekmeği bile sessizce böldüğüm, çocukluğumdan bile daha çocuk olduğum, hayatımda ilk kez bir kadının yüzünde kaybolduğum gecelerdi. Bir erkeğin neden binbir gece boyunca masal dinlemek isteyebileceğini ilk kez o gecelerde anladım. Ve tarihteki onca adamı eline kalem almaya iten, tüm bunları bana yazdıran şeyi ilk kez o gecelerde buldum. Bazen bir kahkahanın ortasında, bazen birbirine çarpan iki bakışta, bazense saçını kulağının arkasına sıkıştırmasını izlerken ansızın beliriveren o sızıyı... İçimdeki edebiyatı uyandıran bir ağrıydı bu. İnkâr edip kaçsam da, durup kapılsam da gözlerine bakarken hissettiğim gerçek hiç değişmiyordu. Elif bir Balkan ağıdı gibi göğsümde büyüyordu."