dilanKaraks adlı kullanıcının Okuma Listesi
29 stories
Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - Tamamlandı by AslimAk
AslimAk
  • WpView
    Reads 200,972
  • WpVote
    Votes 17,343
  • WpPart
    Parts 37
"Murat," dedim yutkunarak. "Bitsin mi artık?" Sorum karşısında donup kaldı. "Asel... bitirmek bu kadar kolay mı senin için?" Gözlerim dolarken başımı iki yana salladım. "Hiç değil. Emin ol, canım çok yanıyor ama seni affetmeyi başaramıyorum. Yapamıyorum." "Seni çok üzdüm, biliyorum. Ama gönlünü alabilmem için bana bir fırsat ver. Sadece ufacık bir şans istiyorum senden." "Gücüm yok. Daha fazla yorulmaya, yormaya, yıkılmaya, yıkılmamış gibi herkese gülümseyip rol yapmaya, hiç gücüm kalmadı. Ben vazgeçtim Murat. Senden de, bu evlilikten de vazgeçtim. Bitirelim. Sadece birkaç ay önce şu kumsalda el ele yürümemiş, hiç birbirimizin kokusunu duyumsamamış, tenlerimiz birbirine karışmamış gibi yaşamak istiyorum ben. Sana aşık olmadığım o günlere dönmek istiyorum." Yanağımdan aşağı yuvarlanan kocaman bir damlayı elimle hızlıca sildim. "Mesela yeni bir hikâye yazalım şimdi seninle. O gece, sen o kumların üstünde otururken ben hiç yanına gelmemiş olayım. Ya da en iyisi sen hiç benim çalıştığım kafeye gelmemiş ol. Benden hiç sade Türk kahvesi istememiş ol. Kısacası hiç tanışmamış olalım işte." Sesimin daha çok titremeye başlamasıyla sustum.
ALTIN KANAT by hardcapitalism
hardcapitalism
  • WpView
    Reads 221,666
  • WpVote
    Votes 16,358
  • WpPart
    Parts 85
"Herkes iyi biri olduğunu söyler. Göremedikleri şey, onlara hiç kötü olma fırsatı verilmediğidir." Ben İzgi Tanyel. Ve gücümün bittiği yerde adım başlar.
Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda by SumeyyeDemirkan
SumeyyeDemirkan
  • WpView
    Reads 11,886,147
  • WpVote
    Votes 755,042
  • WpPart
    Parts 64
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 174,283,884
  • WpVote
    Votes 7,377,747
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
IŞIKTAN by Polunocnaya
Polunocnaya
  • WpView
    Reads 1,499,569
  • WpVote
    Votes 102,022
  • WpPart
    Parts 66
TAMAMLANMIŞ HİKAYE Bu bir dik duruş hikayesi olmalı. Bir kadın ve bir erkeğin diğerinden bağımsız varoluşlarının hikayesi. Ama ya bir de çocuk varsa... İki noktayı bir üçgen haline getiren üçüncü nokta... Bir aile, bir aşk üçgeni... Ya da hiçbiri, sonsuz bir nefret düzlemi... Taner, ailesini hayal kırıklığına uğratmış bir adam. Belki de tam tersi, ailesi onu hayal kırıklığına uğratmış... Terkeden ve dönen... Ölen ve ölümden geri gelen... Işık, 'dibe ne kadar sert vurursan o kadar hızlı çıkarsın' dedirten kadın. Asalet, zerafet, güzellik... Bunların hiçbiri özgüven ve özsaygı kadar önemli değildir. Işık kendine güvenen, kendine saygısı olan kadın. Ölen ve küllerinden yeniden doğan... Tahir Ozan, annesinin tek kıymetlisi, bir küçük melek. Masum, günahsız.. Bir babaya ihtiyacı var mı? Yoksa babasının mı ona ihtiyacı var? Bir kaçak, bir anka kuşu, bir melek... Tahtanın üstünde bir at, bir kale ve şah... Oyun başlasın!!!
BELDAR by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 48,928
  • WpVote
    Votes 2,393
  • WpPart
    Parts 27
Uzun mu, kısa mı? Kaç hayat sığar bir saniyeye? Kaçı mahvolur? Kaç ömür kurtarılabilir peki? Bir saniyenin değerli olduğunu toprakları uğurunda verilen kanlar ile ölçüp biçmişlerdi. Üç adam, üç cengaver, nasıl anlatılır bilinmez ama bir araya gelmeleri vatan sevdaları sayesinden olmuş üç aslan yürek. Gurur, Onur, Tugay... Duruşlarında Türk topraklarının yenilmez çevikliği, bakışlarında alevlenen bir vatan evladı, ruhlarında ise kaybetmeyi asla kabul etmeyen dik başlılık. Bu yola baş koydukları andan itibaren geride bıraktıkları hayatlar, onlar için yeni bir gelecekten ibaretti. 'Bayrağımız şerefimizdir bu bayrağa uzanacak her elin sahibi de bizim için bir leştir.' bir komutan sesi yankılandı duvarı olmayan arazide. Karşısındaki ekibin toyluğunu, içlerinden vazgeçeceklerin olacağını bilse dahi alnından akan terle, gırtlağından kopan bağrışıyla öğrendiği her detayı da bıkmadan öğretecekti. Ancak adam çakır mavilikleriyle öylesine emin bakıyordu ki daha şimdiden çekingenlik sarmıştı karşısındaki ekibi. Kan gibi kızıl bir söz, bayrak, vatan, millet, umut... Sırtlarındaki onlarca kilo, yüreklerindeki toprak sevdasından daha hafif geliyordu. Bir de her daim omuzları üzerinde olan kefenle meydan okuyorlardı hayata. Bu işin şakası yokken hayatın başlı başına bir espiri niteliği taşıması ise acımasızlığın ana rotasıydı. An geliyor derin mavi sular, an geliyor keskin soğuk hava ve an geliyor tek kişinin dahi aşması zor olan daracık alanlardan yürüyorlardı. Akıllarında da yüreklerinde de tek cümle; 'Biz şekil için yaşayıp, tarz için ölenlerden değiliz. Biz şeref için yaşayıp, vatan için ölenlerdeniz.' Onlar için sevda, Merhamet, Uyku, Onlar için huzurlu bırakılacak tek bir düşman dahi yoktu.
Kalbi Kor by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 444,523
  • WpVote
    Votes 23,109
  • WpPart
    Parts 81
Rakı yarım doldurulur kadehe, hiçbir zaman eksik veya fazla olmaz sudan. Derler ki, rakı masasında yokluğuna küfür edecek bir can vardır mutlaka, o yüzden boş kalan yanı sana dolu olan yanı yarana... Bir adamın kalbi buzdan kalıplarda değilde kor alevlerdeyse vardır sorun. Dudaklarıyla buluşan her damla alkol düşer yüreğine alev aldırır tekrar ve tekrar. Beyninin içindeki bitmek bilmeyen bir muharebede galip gelsem mi gelmesem mi mücadelesiyle boğuşur. Bir yanı korkak çocuk olur rakı masasındaki adamın, bir yanı mert delikanlı, başka bir yanı ise yarım kalmış sevdasızlığı. Nasıl ki bardağın dolu tarafıyla mı yoksa boş tarafıyla mı ilgilendiğinizi öğrenmek isterse psikologlar, rakı masasına oturmuş bir adamın bardağında bir damlalık dahi yer kalmamıştır. O kadeh ağzına kadar dolmuştur, dudak payını unutmuştur saki ve parmaklar arasına sıkışan o kadehten mutlaka bir kaç damla dökülür dışarı. Hal bu iken bir kez kor olduysa kalbiniz, bir daha tatmam demek için her zaman fazla erkendir. Çünkü insan kendi yanılgılarının sonu gelmez esiri olur ve kendine ait dört duvarı kabullenmek başkasının yaptığı yüzlerce metre kareyi kabullenmekten daha kolaydır her zaman. Başlangıç Tarihi: 01.01.2017
Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi| by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 332,312
  • WpVote
    Votes 16,844
  • WpPart
    Parts 56
(Şafak Serisinin 2. Kitabıdır.) Koyu kızıla boğulmuş bir hikayenin baş kahramanlarının kanından gelen gençler... Hayatları boyunca dostluk, aile, sevda, umut ve destek olmanın anlamını büyüklerinden öğrendiler. Bütün zirvelerin gücü olacak insanlar bir araya geldiğinde yenilmez zannedilen her şey yıkılmaya mahkum kalırdı. Ve gençlik her zaman toyluk anlamına gelmezken, her yaşanmışlık da daha güçlü yapmazdı insanı. Eğer ki gözü kara birisi olacaksa asla tek başına yaşayamazdı. Her düşman sanıldığı kadar düşman değilken, her aşk da sanıldığı kadar vefalı olamazdı. Zirvedeki bir devrin başlangıcı sert rüzgarlara karşı koyuşla başlarken, gökkuşağının her rengini kalbinde yaşayabilen insanlar olmasını dilemek en büyük güçtür. Peki ya hem gökkuşağı hem de gecenin şafağı olsaydı? Her gün mutlu eder miydi insanı? Veya her kadın fark edebilir miydi dibindeki sevdalı adamı? Bir adam ne denli katlanabilirdi bağıran yüreğini susturmaya? Her umut edilen koca bir boşluğa sürüklerse adamı ve her kahkaha yakarsa bir kadını... Sevda az kitlenin nasibi ise, Umut güçlü bir kitleye hitap eder. Her kararan günün doğan bir güneşi, Her günün çöken bir karanlığı vardır. Ve bir adam namludan çıkan kurşun kadar tehlikeli severken, Bir kadın kara şafak kadar sert gömebilir yüreğine sevdasını. Sevda hiç bir zaman basit bir zar atma oyunu değildir. Aksine sanıldığından daha ağır bir sahneye çıkmıştır insanoğlu. Asıl mesele o sahnenin perdesi; Siyah mı? Beyaz mı?
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2) by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 11,185,923
  • WpVote
    Votes 406,114
  • WpPart
    Parts 107
Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan tabular yıllar arasında kaybolurken hatırlamazdı evlat denen mahlukat kendi kurallarını. Bir gün bir ormanda veya bir çöp konteynırında göğsünde bir kurşun yarası, cildinde ufak tefek morarmayı bekleyen kızarıklık ve karın boşluğundaki bıçak darbeleri insanın hayatının bittiği değil başladığı yerdi. Hiç olmadı bir çatıda son alınan nefes olduğu zannedilen oksijen yeni bir güne bambaşka nedenler için uyanmak demekti. Ve bir adam için o başlangıç Hera Amine'nin berbat geçen günü ile karşı karşıya gelirdi. ---- Hera Amine & Aren Rollas
KESKİN by bernailm
bernailm
  • WpView
    Reads 22,880,855
  • WpVote
    Votes 915,730
  • WpPart
    Parts 118
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geçirmişti. Yavaş yavaş yanına yaklaştım ve tam önünde durup ona baktım. O kadar güzeldi ki... Bir papatya gibi kırılgan ve narindi. Bu eski evde bile ışıl ışıl parlıyordu. Şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. O dolgun dudakları loş ışıkta bile âdeta bir güneş gibi parlıyordu. Ona baktıkça bedenimdeki yangın beni iyice sardı ve içimden geçenleri yakarırcasına söyledim: "Yakıyorsun, Zeynep! Alev alev, cayır cayır yakıyorsun!" & Kokusunda can bulduğum, sen benim uçurumum olacaksın... Yayınlanma tarihi: 17 Aralık 2017