BİTİNCE OKUNACAKLAR
14 stories
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,047,392
  • WpVote
    Votes 718,373
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ÖLÜM YARGICI by hybrid_soul8
hybrid_soul8
  • WpView
    Reads 938
  • WpVote
    Votes 244
  • WpPart
    Parts 5
"Son dileğin nedir?" Yaşlı gözleriyle etrafına bakarak hıçkırdı ve başını eğdi. Sustu. Suskunluğu asıl ölüm nedeniydi. Tekrar sordum "Son dileğin nedir insan?" "Ben" dedi fısıltıyla "Bir daha yaşamak istemiyorum" ◇ Her hikâye başka olduğu gibi içindeki hüzünler, kederler, pişmanlıklar veya mutluluklar da başkadır. Her insanın kendine ait duyduğu acıların özünde hiç ulaşamadıkları ve ulaşsa bile hayal kırıklığına uğradıkları yatmaktadır. Hayatta sadece iki kulvar bilirim; iyiler ve kötüler. Ying-yang dengesini sağlayacak olan ruhların içindekiler. Ve bırakın adaleti sağlayan o kişi sizin en derin korkularınıza inerek canlarınızı özgürlüğe ulaştırsın. Ve bırakın iki eliyle teraziyi tutan o varlık bedeninizden 'asıl sizi' sıyırırken ıstırabınıza son versin. Çünkü, bu kitabın bir ana karakteri yok. Onlar. Sizlersiniz... 14.07.2020
KAN YAZITI (+18) by hybrid_soul8
hybrid_soul8
  • WpView
    Reads 2,542
  • WpVote
    Votes 518
  • WpPart
    Parts 19
Onun ölüm kokan bedenine bakarak iç çektim. Kırmızılar içindeki vücudu artık hayatta olmamasına rağmen hâlâ şok dalgalarıyla sarsılıyordu. Yanına eğildim ve kafasını kendime doğru çevirdim. Gözlerindeki tüm hayat enerjisi akan kana karışıp gitmişti. Yavaşça gözkapaklarını örttüm ve ayağa kalktım. Arkamdaki savaş alanından gelen sesler zihnime doluyordu. Gözlerimi kapattım ve dinledim. Dinledikçe, dinginleştim... Neydi bu? Hırsın, kederin, hüznün birleştiği bir şehvet duygusu mu? Nasıl oluyordu bu? Sanki her serzeniş içime dolan ve ruhuma doğan bir güneş gibiydi. Oysa ben... Omzumun üstünden arkamdaki karışıklığa baktım... Güneşten bile daha parlak ve yakıcı bir kine sahiptim. Oysa ben, ne kadar öldürürlerse öldürsünler yine de pes etmeyendim. Ve şimdi her şey avuçlarımın içine dolmuş kum taneleri gibiydi. Sakince akarken, parmaklarımı aşındırıyor ve bana yaşadığımı hissettiriyordu. Evet yaşıyordum. Benim ölmemi isteyen herkesin duyguları kadar yaşıyordum. Ve ben, öldürdükçe de ölümle yine var olacaktım... Kan aynı bir mürekkep gibi hayatımıza akacak ve kaderimizi yazacak... Mutlu hikayelerin bitiminde dökülen sevinç gözyaşları acıyla son bulacak. Damarlardan akan damlalar toprakla buluşacak. Ve sonunda ruhuma karışıp, her şey yok olacak... 🖤Cover by: hybrid_soul8 (me) 17.10.2020 !ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME VE YAŞ UYARISI! Kitabın içeriğinde; şiddet, vahşet, cüzi miktarda da olsa cinsellik, bolca kan, kötü muamele ve sözler bulunmaktadır. Eğer rahatsızlık duyacaksanız okumamanız tavsiye edilir. ("KAN YAZITI" ABİS-Olmaması Gerekenin Var Oluşu isimli kitabın yeni adıdır. 12.07.2020) "Kan Yazıtı" isimli ilk kitaptır.
MELEZ KRALİÇE by sahmaraninzehri
sahmaraninzehri
  • WpView
    Reads 570
  • WpVote
    Votes 38
  • WpPart
    Parts 3
Yüzyıllar önce belirlenen bir efsanenin gerçekleşme zamanı geldi. Efsane şöyledir; "Şahmaranın güzeller güzeli bir kızı olacak, bu kadın bir insanın ve bir yılanın güçlerini taşıyacak. Güzelliğiyle herkesi büyülerken zekası ve düşünceleriyle herkesi kendine hayran bırakacak. Bakışları bir yılan kadar keskin, duyguları bir insan kadar köreltilmiş olucak. Yeryüzünün sahibi, soyluların en güçlüsü evrenin hakimi ve sonsuz yöneticisi olucak. Dünyaya diz çöktürüp emir yağdıracak. Aklıyla kimsenin ulaşmayacağı bilgilere sahip olucak. Onun sahip olduğu güce sahip olmak isteyecekler, onu kıskanacaklar. Ama bilemeliler ki onlar sadece topraktan yaratıldı ve toprağa hükmedebilirler. Ama o dört elementten yaratıldı Tanrılar onu ateş kadar asil, su kadar soğuk ve hissiz, toprak kadar düşünceli ve bilgili, hava kadar asi ve sakin yarattı. Soyluların gücüne güç katacak ve dünyanın yönetimini alıcak. Dünya onun gelişiyle daha adaletli olucak çünkü Kraliçe adalet için yaratıldı. Tanrılar dünyada ki adaleti sağlamak için onu gönderecek onun gelişi iyilerin kurtuluşu, kötülerin ise sonunu getirecek." Kanlı ay gecesi hava karardı, bütün evrenin üzerine bir sis çöktü, yılanlar haykırırken Kraliçe acıdan kıvranırken. Soyluların en güçlüsü evrenin hakimi Şahmeranın kızı ikinci kez doğdu ebedi güçleriyle beraber. O kadın evrenin yöneticisi, sonsuz gücün sahibi, dört elemente hükmeden, hem şifa hem zehrin sahibi Kainat Şahmaran.
Lanet Nakli by iremburcuboza
iremburcuboza
  • WpView
    Reads 5,183
  • WpVote
    Votes 1,025
  • WpPart
    Parts 20
Uzun zamandır kalp hastası bir kıza geçmişten gelen bir cadının lanetli kalbi aktarılırsa ne olur dersiniz? Bu lanetle başa çıkmaya çalışan sıradan bir kızın hikayesini okumaya başlamak için ilk bölümde sizleri bekliyorum Bu kurgu winterfest 2020 fantastik kategorisi için yazılan bir çalışmadır. Kapak Tasarım @Utelipss
YETİMHANE by selimyarman24
selimyarman24
  • WpView
    Reads 171
  • WpVote
    Votes 20
  • WpPart
    Parts 1
Yetimhane çocukları dünyayı siyah beyaz görür. Yetimhane, grileri yok eder... 🥀🥀
Av - Gümüş Kanatlar Serisi I by sinistralefay
sinistralefay
  • WpView
    Reads 188,693
  • WpVote
    Votes 13,667
  • WpPart
    Parts 43
Tanrı her şeyi görür ve duyar, dedi kaderin ipliklerini ören muhafız hafifçe gülümseyerek. Tanrı tüm duaları ve isyanları duymuş ve onun hamurunu yoğurmuştu. Ariel Le Fay'in doğacağı yüzryıllar öncesinden kehanet edilmişti. O, edilen tüm duaların ve isyanın karşılığı olarak doğmuştu. Dilenen tüm dileklerin beden bulmuş hali gibiydi fakat ona sorsalar sakin bir hayatı tercih ederdi. Kimse Ariel'e ne istediğini sormadı. Tanrı ona huzuru geçmesi gereken onlarca sınavın sonunda armağan edecekti.
MELEK #Wattys2021 by selimyarman24
selimyarman24
  • WpView
    Reads 1,206
  • WpVote
    Votes 182
  • WpPart
    Parts 6
Her kardeşliğin gökyüzünde bir MELEĞİ varmış, yeryüzünde biten her kardeşlik için gökyüzünde bir MELEK ağlarmış, sana ant olsun ki bizim MELEĞİMİZ asla ağlamayacak kardeşim...🌹
Kaçak - Gümüş Kanatlar Serisi II by sinistralefay
sinistralefay
  • WpView
    Reads 106,778
  • WpVote
    Votes 10,121
  • WpPart
    Parts 48
Ariel Silverfang başını belaya sokmaya devam ediyor. Tekme. Ariel, bezgin bir şekilde göz kapaklarını kaldırırken karşısındakinin kim olduğunu biliyordu. Adamın yüzüne bakıp hafifçe gülümsedi. Tekmelerin, zincirler kadar acıtmadığını hala öğrenememiş miydi? Başını geriye yaslayıp huzurlu bir şekilde nefes almaya devam ederken; bunun adamı daha da sinirlendireceğinin farkındaydı. Burada olmayı o seçmemişti, başına gelenlerin hiçbiri onun seçimi değildi. Hala kendini huzurlu bir sahnenin içinde hayal ediyordu; etrafta kan ve ürkütücü yaratıklar yoktu. Güvendiği insanlar ona ihanet etmemişti. Mutlu bir şekilde kardeşine gülümseyip, ödevlerinde ona yardım edemeyeceğini söylüyordu. Sonraki tekme hayalleri yüzünden yukarı doğru kıvrılmış dudaklarına geldi. Unutmaması gereken şeylerden biri buydu, vaat edilen kişi olduğu iddia edildiği an hayalleri elinden alınmıştı. Ariel Le Fay, toprağın altında bir kutuya kapatılmış ve üstüne tonlarca kural yüklenmişti. İşkencecisi karşısında duran kayalardan birine çöktü. Onu izlemeyi severdi. Ariel, ona eski zamanlardan kalma bir Tanrıça tablosunu hatırlatıyordu. Burada alevlerin içinde bile Hades'in umutsuz aşkı Persephone kadar güzeldi. Evet!, diye bağırdı zihni. Ariel, Persephone'du. Bahar. "Bir canavar yarattım" dedi gülümseyerek. Kadın kapatmış olduğu gözlerini açarak ona baktı. Gözleri lacivertin en güzel tonunu taşıyor, adama asla ulaşamayacağı mutlu kıyıları hatırlatıyordu. Bir zamanlar kıpkırmızı olan dudakları şimdi soluk mor bir renk alsa da yine de güzeldi. Dudakları yukarı doğru kıvrılırken, adamın onu izlediğini fark etti. "Canavarı sen yaratmadın ..." cümlenin devamında onun adını söylemek istemiş fakat sözcükler yeniden karışmıştı. Düşüncelerini zincirleyen bu tılsımdan nefret ediyordu, adamın ismini bir türlü söyleyemiyor hatt