Sen o sinirlin halin var ya ,
Hiç çekilmez oluyorsun o an.
Ama şu ağlarken ki bakışların ses tonun,
Şey der gibi ;
Sana çok sinirliyim ama tek çarem de sensin..
"Bir kitap için mi ağladın" diye alay edercesine konuştu.
"Bu kadar sulugöz değildim ama bu kitap çok etkileyici" Bu çocuk beni sinir ediyor.
"Neresi duygusal ver" kitabı ona verdim ve satırı gösterdim.
"İşte BURASI"
"Çok aptalca" dedi gülerek
"Sen aşkın ne demek olduğunu bilmediğin için olabilir" diye sinirli bir şekilde konuştum.
"Emin ol ki senden çok iyi biliyorum"
"Hiç aşık olmuş gibi gözükmüyorsun"
"Ben aşk adamıyım" dedi gülerek
"Ukala"
"Sevimsiz"
"Öküz"
"Sulugöz"
"Gıcık"
"Salak"
Aşk nedir ? İki kişinin birbirini sevmesi midir sadece? Diye vurguluyordu Harry. Hayır ona göre Aşk iki kişinin birbirini kabullenmesiydi ne olursa olsun nasıl olursa olsun. Ve onlayken her şeyi unuta bilmeliydi.
Denizi kıskandıran mavi gözlerine baktığında Harry işte bunu görmüştü. Kaybolabileceği bir yer. Kimsenin onu bulamayacağı.
Peki , O mavi gözlerde onu istiyor muydu?
Mona duygularını gerçekten belli edebilecek miydi?
Harry seçim yapmak zorunda mı kalacaktı?
Hepsi sadece. Küçük bir partiyle başladı ve şimdi büyük bir kasırgaya dönüşüyordu.
Larry Stylinson.