zilan_demir47 adlı kullanıcının Okuma Listesi
14 stories
BÜLBÜL KAPANI by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 20,348,802
  • WpVote
    Votes 1,298,520
  • WpPart
    Parts 45
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,927,340
  • WpVote
    Votes 1,599,602
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
Büyük Adamın Küçük Kadını  by BynOkuyucu1
BynOkuyucu1
  • WpView
    Reads 8,068,915
  • WpVote
    Votes 277,540
  • WpPart
    Parts 41
"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı. "Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen onu görmekti amacım, 28 yaşındaydı Ali Ege ben ise 19 ama kendimi bildim bileli onu seviyordum o ise beni görmüyordu kardeşi olarak sayıyordu öyle koruyor öyle bakıyordu. Gözleri avını süzer gibi baştan aşağı beni süzdü utandım altımda kısa bir şort üstümde askılı bady vardı "Bu kılıkta" diyip üzerime bir adım daha yaklaştı kişisel alanını işgal etti o esnada arkadan 2 3 tane mahallenin erkeklerinden geçenler oldu o sebeple yaklaştığını anladım cevap veremedim. "Eve dön Asya" dedi yüzüme bile bakmadan oysa ben gözlerimi o güzel yüzünden bir saniye bile ayırmadım uzun boyluydu 1. 92 falan olmalıydı bense 1.71 kafamı kaldırıp bakma durumunda kalıyordum ama bir şikayetim yoktu yeterki yanımda olsun doya doya bakabileyim. Cevap vermediğimi farkettim itiraz ettim hemen "Daha yeni çıktım Ali abi" bize bakan sanırım daha doğrusu sadece bana bakan gençlerin olduğu tarafa bakıyorken konuştu "Akşam akşam katil olmamı istemiyorsan gir içeri bu hava alma mevzusunu sonra konuşucaz." Başlangıç tarihi 03.09.2020 İlerleyen bölümler +18 ağırlıklı olacaktır.
ESİR by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,714,784
  • WpVote
    Votes 508,955
  • WpPart
    Parts 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
Karanlığın Aç Çocukları Serisi by lefazen
lefazen
  • WpView
    Reads 11,132,277
  • WpVote
    Votes 365,814
  • WpPart
    Parts 72
Uyarı: Bu kitap 18 yaşından büyük okuyucular için uygundur. *** Onun kafasına sıkacaktım. Bitecekti her şey. Sonrasında kimsenin beni öldürmeyeceğini de söylemişti. Onu öldürmemek için hiçbir nedenim yoktu. Öyle sandım... Öyleymiş gibi yapmaya çalıştım. Sonra birden ona "Beni seviyor musun?" diye sordum. Dudaklarımdan kopan soru başta onu şaşırttı, dağılan şaşkınlığının akabinde sıkıntıyla iç çekti. "Zorlaştırma Tutku. Buna vereceğim cevap işini kolaylaştırmayacak." Silahı avucum içinde sıkarken taviz göstermedim. Tekrar sordum. "Reha, beni seviyor musun?" Birkaç saniye sessizce gözlerime baktı. Orada ne aradı ne buldu bilmiyorum. Ölümü kabullendiği gibi bu sorunun cevabını da kabullendi. "Evet." Ateş ettim. Evet der demez, namludan çıkan mermi onu buldu. Omzuna aldığı yarayla yalpalanarak geriledi. Bembeyaz kesilen parmak boğumlarım, siyah demirle tezattı. Bir zamanlar bende böyle şeylerle tezat düşecek bir kadındım. Susmadım, silahımı da indirmedim. Yine sordum. "Beni seviyor musun?" Aldığı derin nefesin ardından bağırdı. "Evet!" sesi gürleyen gök gibiydi, kulaklarımda yankılanırken beni korkutuyordu. Nefes nefese kanayan yarasına bakarken sakinleşebilmem imkansızdı. Bu defa silahın hedefini bilerek ıskalayıp yeniden ateş ettim çünkü ona ateş etseydim, ölümcül bir yara alacaktı. Amacım neydi? Silah zoruyla ona beni sevmediğini söylettirmek mi? Ne kadar dayanabileceğini ölçmek? Beni sevdiğinden mi öldüremiyordum onu? Hâlâ neyi bekliyordum kafasına bir kurşun sıkmak için? Reha'nın yüzündeki ifade sabrının taşmak üzere olduğunu sinyallerini veriyordu. "Eğer beni öldürmeyeceksen indir o silahı!" 🖤🗝️ Karanlığın Aç Çocukları Serisi; Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere iki kitaplık bir seri ve bütün bölümleri burada tamamlandı.
MAFYANIN HİZMETÇİSİ (RAFLARDA) by elifnur_su
elifnur_su
  • WpView
    Reads 21,062,624
  • WpVote
    Votes 810,066
  • WpPart
    Parts 80
Bir adam, geçmişi kan ve intikamla dolu. Bir kadın, mutlu olmayı istiyecek kadar iyi niyetli. Bir aşk, sert , tutkulu... Bir hata insana neler yaptırır? Yada yanlış tercih nelerle sonuçlanır? Herkes isterdi sevdiği insanla mutlu olmayı peki kaçı gerçekten mutluydu? Biri İnatçı Diğeri Kontrol Manyağı. Biri Enerjik Diğeri Korkutucu. Çalışmak için gittiğiniz evin mafya liderinin evi olduğunu bilseniz oraya gider miydiniz? *** "Yeni hayatına merhaba de kül kedisi artık benimlesin" dedi keyifli sesiyle. Pis sırıtışına sinir olsamda sesimi çıkarmadım. Yavaşça bana yaklaşıp sırtımı duvarla birleştirdi. Başını boynuma yaklaştırıp etkileyici tonla konuşmaya başladı. "Artık tüm hücrelerinle bana aitsin. İtiraz etme hakkın kalmadı biliyorsun değil mi?" dedi boğuk çıkan sesiyle. Verdiği her nefes boynuma çarpıp vücüdümda elektirklenmeye neden oluyordu. Kendimi toparlamak isterken boynuma kondurulan buse, aklımı başımdan aldı. Karşımdaki adam inanılmaz ince zekaya sahip ama unuttuğu bir şey var kadın zekası. Kafamı yapabildiğim kadar geriye çektim. Sırf ben sinirliyken mutlu olduğu için "Senden öncekilerde öyle söylüyorlardı ama sonuç hep aynı " dedim. İşte gülme sırası bende. "Senden öncekiler de ne demek ?" dedi dişlerinin arasından kaşları çatıldı. Vücudu gerilirken gözleri öfkeyle kıstı. Ona bilmiş bakışlar atıp sırıttım. Sen beni anladın dercesine. "Bundan sonra hayatında kimse olmayacak" dedi yumruğunu yan tarafımdaki duvarla buluştururken. Siniri duvardan duman çıkarmaya yetti. ''Bakarız" dedim alayla kahkaha atarken. ®Tüm Hakları Saklıdır® Çalınması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. NOT: Hikaye kitaplaşana kadar bölümler Wattpad' de kalacak silinmeyecek.
Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı] by hopeklausm
hopeklausm
  • WpView
    Reads 9,643,442
  • WpVote
    Votes 377,955
  • WpPart
    Parts 84
#Wattys2016 Koleksiyoncu Edisyonu Kazananlarından birisiyiz! Hiçbir şey tesadüf olmadığı gibi bundan sonra yaşayacaklarıda tesadüf değildi. İzmir onun dönüm noktasıydı. Aşkını, sevdasını, kaybettiklerini bulduğu şehirdi. Hayatı asıl bundan sonra başlıyordu ve o kendi hayat hikâyesine yön veriyordu... Kendi elleriyle yazıyordu hikâyesini ve mutluluğa doğru adım adım ilerliyordu. Mutluluk çok yakındı... Bir yanda konservatuar okuyan iki genç ve güzel kız diğer yanda bir çete! Bay Sapık? Kırmızı Sütyenli? Tüm Hakları Poyraz'ın kumarhanesinde, Bukrenin ise kırmızı sütyeninde saklıdır.
Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU) by elif99siyah
elif99siyah
  • WpView
    Reads 4,132,543
  • WpVote
    Votes 193,420
  • WpPart
    Parts 119
Sadece masmavi hayallerim vardı. Gökyüzü gibi uçsuz bucaksız hayaller... Sadece gerçekleşmesini istediğim bembeyaz dileklerim vardı. Bulutlar kadar özgür dilekler... Saklı olan bir hazine gibiydi kalbi. Keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Mutluluk tınısı sesi duyuluyordu uzak diyarlardan. Aşkı ve mutluluğu yanlış bedenlerde, yanlış kalplerde, yanlış sokaklarda arayan iki Gezgin: Bir gün aynı sokakta karşılacak mıydı? Peki ya sokak çıkmaz sokak ise? Tesadüf mü, aşk mı yoksa kader mi bilemeyiz ama onlar ya birbirlerinin kaybettikleri umutları olacaklardı ya da vazgeçtikleri. Belki de her şey bir Bahar Rüzgar'ı gibiydi... (#Genç Kurgu'da 2. ) ♡♡♡ Lopus Yayınları ile raflardaki yerini aldı. ♡♡♡ #instagram: @lopusyayinlari #instagram: @niisa.krmn
SİYAHIN YANSIMASI by evrem_65
evrem_65
  • WpView
    Reads 8,024,478
  • WpVote
    Votes 250,037
  • WpPart
    Parts 73
Manevi ailesini kaybeden ve bundan dolayı manevi kardeşiyle arası açılan Berra Derin duyduğu hakaretlere, gördüğü dışlanmaya daha fazla dayanamayıp soluğu İstanbul'da alır. Kendine yeni bir yol çizmeye karar verirken hesapta olmadığı bir şey olur. Kaan Erdinç ile yolları kesişir. Kaan Erdinç'in geçmişi açığa çıkmasıyla beraber Berra kendini siyah beyaz dünyasında bulur. Bu dünyadan kendini uzaklaştırmak isterken Kaan'ın eli Berra'nın hep üstünde olur. ALINTI "Gideceksin dedim!" Dudağının arasından tısladı. Sinirli hali beni korkutuyordu. Fakat gitmemi istiyordu. Burasının benim için tehlikeli olduğunu söylüyordu. Beni mi düşünüyordu? Sanırım bu son soruyu bin defada tekrarlasam usanmayacaktım. Çünkü söz konusu bendim. "Benim hakkımda hiç bir şeye karar veremezsin anladın mı?" Yüzüne avazım çıktığı kadar bağırdım. İki ellerimle omzuna bastırdım. "Hiç bir yere gitmiyorum, bunu o taş kafana sok!" Kaan'ı omzundan iterek odadan koşar adımlarla çıktım. Arkamdan "Berra!" Diye kükredi. Asansörün kapısı açılınca '0' düğmesine bastım. Kapının hızlı kapanması için düğmeyi zorladım. Kapı yavaş yavaş kapanırken gözlerimi kapattım. Rahat bir nefes verip gözlerimi açtım. Asansör kapısının arasında el görünce çığlık attım. Tek eliyle asansörü durdurdu! "Sen manyaksın!" Yüz ifadesi beni çok ürkütüyordu. Üstüme doğru gelince kendimi kapana sıkışmış gibi hissettim. Hızlı bir hareketle herhangi bir asansör düğmesine bastı. Asansör ani bir çekimle durdu. Işıkların sönmesiyle gözlerimi kapattım. "Kes şunu!" Soğuk ve güçlü elini çenemde hissettim. Çenemi sıktığında acıyla inledim. Refleks olarak iki elimle, çenemi sıktığı elini tuttum. İtmeye çalışıyordum fakat gücüne karşı gelemiyordum. Ne yaptığını idrak etmeye çalışırken nefesini tenimde hissettim.
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,580,046
  • WpVote
    Votes 1,485,691
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''