o gün dediklerini hatırlamadığını söylüyorsun ama uçmamıştın, ayıktın berceste taehyung. bana seni ezmemi söyledin. dokusu olağanüstü bir kağıt olmayı ve benim de kullandığım kalemlerden biri olup senin üzerinden insafsızca geçmemi istedin. başımı döndürdün. ve sonra kendi nefesini kendin kestin.
Okulun asi, serseri ve bütün kızların hayran olduğu kötü çocuğu Kim Taehyung'un; eve gittiği zaman pileli etekler giyip, ojelerini sürdüğünden kimsenin haberi yoktu. Ta ki okulun sessiz, inek, silik tipli öğrencisi Jeon Jeongguk aniden kapısına dayanana kadar. fem!tae ✔
Bazen nefret, karanlığın esir aldığı derin okyanuslardan çıkmak için yetersiz kalırmış. Ben o karanlığın kollarına düşeceğimi ve tüm bedenimi sarabileceğini düşünmezdim. Boğulacağımı düşünürdüm. Hayır, boğacağını düşünürdüm. Hiçbiri gerçekleşmedi.
Parmaklarım bir kadehi sarar gibi sararken güzel ensesini, dudaklarım sürterken dudaklarına, son nefesimle fısıldadım "Bin parçaya da bölünsem, her bir parçam yine sana aşık olur, yine senin önünde eğilirdi. O yüzden sakın beni ziyan etme Taehyung."
Taehyung, okuldaki en iyi öğrencidir. Jeongguk ise okulun fuck boyudur. İkisi de kendilerince popülerdir. Birbirlerinden nefret etmeleriyle bilinirler.
Gözlerim kapalı, kalbim ve zihnimin arasındaki savaşın ortasında kaybolmuş yürüyorum. Yürüyorum, nefret ve sevgi arasındaki çizgide... " Senden nefret ediyorum." " Seni seviyorum."
En güzel manzaramsın; ay ışığının altında, denizin kucağında... ~Merman ~Boy×Boy ~TaeKook (Uke Jungkook) ~The Legend of the Blue Sea, adlı diziden esinlenilmiştir. ~@ceyhobier'a ithafen yazılmaktadır ~Kapak tasarım: beyzablnt ~Yayımlanma tarihi: 20.11.2018 ©Tüm hakları Kayıp Şehir Atlantis'e gömülmüştür
İnsanlar arasında Aşk Doktoru olarak nam salan Kim Taehyung, lise son öğrencisi olan Jeon Jungkook'un gazabına uğrar.
Hırlayarak önüme kadar gelip heybetli cüssesini gözler önüne serdiğinde bayılacak gibi olmuştum çünkü normal alfalardan da daha büyük bir kurttu bu. Üstelik hırlayan dişleri arasından süzülen salyalar birazdan benim tadıma bakacağının göstergesiydi. Üzerime doğru eğildiğinde ne kadar korktuğumu dışa vuruyor olmalıydım...