Okuduklarım
185 stories
ÖLÜ TANRININ ŞARKISI  by ozcelikdilaraa
ozcelikdilaraa
  • WpView
    Reads 2,443,287
  • WpVote
    Votes 180,963
  • WpPart
    Parts 63
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon, Apollon. Gel de gör bizi, Kutsal bakirelerini. Al da götür bizi, Kutsal gelinlerini. Çıplak bedeni suyun içinden çıkarken biraz önce sunağa döktüğüm kanım ona doğru aktı. Önce damla damla sonra da bir nehir gibi hızla. Bedeni giderek görünür kılınırken kanımdan güç alıyor, yeniden hayat buluyor gibiydi. Güçlü bedeni tamamen görünür kılındığında dudaklarını araladı. "Konuş," dedi ölümsüz sesiyle. Sesi az önce damarlarımda akan kan kadar akışkan ve sıcaktı. "Bana sunduğun şey nedir?" Bu hikaye Kehanet Tanrısı Rae'ye adanmıştır. Not: Hikaye 18 yaş ve üstü okuyucular için uygundur. Cinsellik ve çıplaklık içerdiğinden bu uyarıyı yapmak durumundayım. 1. Kitap 05.11.2022 tarihinde tamamlanmıştır. 2. Kitap güncel olarak yayınlanmaktadır.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,187,783
  • WpVote
    Votes 722,748
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
MUTANT: Küllerinden Doğan  by SsiyahAnka
SsiyahAnka
  • WpView
    Reads 645,486
  • WpVote
    Votes 50,385
  • WpPart
    Parts 54
Tüm dünyam gözümün önünde yok olurken, tek başımaydım. Cızırtılı sokak lambalarının altında yürürken orada, karanlıkta ses çıkarmadan beni izlediklerini biliyordum. Daha doğrusu, hissediyordum. Ara sıra bana zarar vermeye niyetleniyorlardı, fakat bu onlar için kötü sonuçlanıyordu. Çünkü üzerimde birkaç bıçak ve 2 gümüş Colt vardı... İnsanlar kaçıp saklanırken, ben onlarla savaşıyordum. Sahi bunu neden yapıyordum? İnsan ırkına bu kadar zarar vermiş yaratıklardan neden korkmuyordum? Onlarla savaşıp, aptal insanların yaptığı yanlışı neden ben düzeltmeye çalışıyordum? Genetiğiyle oynanmış insanlarla, Mutantlar... Dünyadaki varlıkları insan, hayvan ya da mutant olarak ayırabilirken, kendimin ne olduğunu bilmiyordum. Herkesten farklı olduğum aşikârdı; fakat kesinlikle insan değildim. BİLİM KURGU #1 (DÜZENLENİYOR)
SU TANRISININ GELİNİ (Kitap Oldu) by endless_Q
endless_Q
  • WpView
    Reads 4,471,348
  • WpVote
    Votes 48,491
  • WpPart
    Parts 13
[Kitabın Şarkısı : NF - ft. Britt Nicole / Can You Hold Me.] Kitap yetişkin içerikler bulundurmaktadır! 🌸 Her biri farklı bir gücü temsil eden dört büyük tanrı. Ve bu dört tanrıdan Su Tanrısı'na tapan küçük bir köy. Kibele köyüne aylardır yağmur yağmıyordu. İnsanlar içecek su bulamıyor, ekinler kuruyor, hayvanlar ise telef oluyordu. Çaresiz halk son çare olarak köylerindeki kâhine başvurdu. Ancak kâhinin sunduğu çözüm korkutucu bir yoldu: Kurban olarak tanrıya bir gelin vermek. Bir gelin. Gelinlerden nefret eden bir tanrı. Kurban kim olacak? Su Tanrısı, istenmeyen bu gelini kabul edecek mi? Yoksa gelinin kalbi, suyun öfkesine karşı direnirken geçmişin karanlık sırları tarafından yutulup sonsuza dek kayıp mı olacak? NOT: Kitap su tanrısının gelini adlı mangadan (yalnızca kurban olayı) esinlenerek yazılmıştır. Aynı adla bir dizide vardır ama dizi ile kitabın alakası yoktur. Kontrol etmek isteyenler mangaya bakıp diziyi izleyebilirler.
GÜZ DANSI by Limaei
Limaei
  • WpView
    Reads 639,279
  • WpVote
    Votes 84,806
  • WpPart
    Parts 54
❝Dansımız müzikle değil, bıçaklarla olur. Dansçı ne kadar zarifse bir o kadar da ölümcüldür.❞ Karanlığın ve ışığın büyüsünün hüküm sürdüğü bir dünya... Eleta Clesquen, Güz Krallığı sarayında yetişmişti ve topraklarının en becerikli dansçılarından biriydi. Eğitim merkezinde son yılını da tamamladıktan sonra Arena'larda tozu dumana katmak en büyük hayaliydi. Eleta'nın eğitim merkezindeki son yılıyla birlikte cinayetler de başlamıştı. Eleta gittikçe hayatının belirsizliğini, geçmişindeki ve zihnindeki boşlukları fark ediyordu. Doğru bildiği her şey çökerken yaşadığı her an tehlikedeydi. Geride kan kokusu ve dehşetten başka bir şey bırakmayan iki suikastçı peşindeydi: Gölge ve Hayalet. İşin kötüsü kadim bir bağla bağlı olduğu ruh eşi gittikçe Eleta'dan uzaklaşıyordu. Ve iki krallık, Gölge ve Güz Krallığı da değişiyordu. Karanlık ve ışık krallıkların sınırında dalgalanıyor, birbirlerine üstün gelmeye çalışıyorlardı. Eleta ise iki krallık arasında bir 'kördüğüm' dü. Çözülmeyi bekleyen ve sırlarla dolu... Karanlığın ve ışığın dansına hoş geldiniz. Bizim dansımız, ölümü kulağınıza fısıldayan bir ninniden ibaret. Üç kitaplık bir seri olan Ölümün Dansı Serisinin birinci kitabıdır! -------------------------------------------------- TÜM HAKLARI SAKLIDIR! Herhangi bir çalıntı, kopyalama vb. durumlarda yasal işlem başlatılacaktır!
Asenath | Firavun'un Ruhu by Damloyevski
Damloyevski
  • WpView
    Reads 250,714
  • WpVote
    Votes 18,780
  • WpPart
    Parts 46
Ben Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü. Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath. & Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma şerefine nail oldum. Görüş alanımı bulanıklaştıran toz bulutu ancak dakikalar sonra çekildi gözlerimden. Lahit boştu ve karşımda duran kişi, bir mumya ve aynı zamanda canlı bir mumya olan Firavun Seth'ti. Bezlerle sargılı olan elini yüzüme götürdü ve yanağımı okşadı parmaklarının ucuyla "Asenath... Benim uğruna canımı verdiğim sevgilim."
İŞARETLENMİŞ by seppimac
seppimac
  • WpView
    Reads 453,741
  • WpVote
    Votes 32,483
  • WpPart
    Parts 61
Ruh eşini arayan ölümsüz bir kızın trajikomik hikayesi... Bir lanet... "Sen elimden ruh eşimi aldın. Tek aşkımı. Seni ruh eşini bulana kadar ölememekle lanetliyorum." Kazık tenimi zedelemeye başlamıştı. Ve ben bundan hiç rahatsız olmuyordum. "Ruh eşinden duyacağın ilk cümle, dövmendeki cümle olacak. Onu bul. Kendine aşık et. Büyü bozulunca huzur içinde geberebilirsin." Beni her insandan duyabileceğim bir cümleyle lanetlemişti; "Affedersiniz. Biraz konuşabilir miyiz?" Köprücük kemiğime kazınan bu cümleyi, inanın bana duydum da. Bu cümleyle her karşılaştığımda, bu sefer bulmuşumdur umuduyla doldum. Ama olmadı. Her birinin kollarımda can vermesini seyrettim. Lanet elimi kolumu bağlamış, beni çaresiz bırakmıştı. Yüz elli yıl boyunca aradım onu... Akla gelebilecek her yolu denedim, bu azaptan kurtulabilmek için. Olmadı. Her seferinde tekrar geri döndüm. Hep yalnızdım. Yüz yıllar boyunca kiminle tanışsam, ölüme çektim onları. Gözlerinden sönüp giden hayat enerjisini gördükçe tekrar tekrar öldüm. Ta ki onlarla tanışana dek...
KÖTÜLÜK KELEBEKLERİ by sraylmaz
sraylmaz
  • WpView
    Reads 513,376
  • WpVote
    Votes 47,169
  • WpPart
    Parts 76
Wattys 2022 Paranormal/Fantastik Kazananı 🏆 •Vampirler, cadılar ve avcılar • Herkesin söylediğinin aksine kalbinde hiç sevgi taşıyor musun, Teo? Donuk bakışların ve sert tavırların etrafındaki herkesi uzaklaştırırken bundan öyle memnun görünüyorsun ki, senden uzağa atılan her adımla zafer kazanıyorsun sanki. Hiç uğraşmadan kazanıyor, hiç konuşmadan kendini açıklıyorsun. Benim debelenip milyonlarca kelime ile yapamadığımı, sen sessizliğin ile yapıyorsun. Bütün bunlara rağmen kalbinde ufak da olsa bir duygu olmalı. Yoksa gerçekten soğuk bir duvar kadar boş ve donuk mu yaşıyorsun? Sert kelimelerin ve acımasız oyunların bütün savaşı kazanırken sen savaş alanında bile değilsin. Nasıl oluyor da adımlarını saymama sebep oluyorsun bilmiyorum. Bu nasıl açıklanır bilmiyorum ama savaş alanında kaldığımda aklımda olan tek kişi sen oluyorsun. Üzerime atılan kurşunlarda bile seni düşünüyorum. Peki sen, ufacık da olsa ardında kalanları düşünüyor musun hiç, kimse geçiyor mu aklından? Gerçekten hiç geçiyor muyum aklından? 🕷️ "Ölümün dokunabildiği bir varlığı sevmek," dedi fısıldayarak. "ne korkunç şey..." Vampir #1 (2.3.21) Tarihi Kurgu #1 (3.3.21) Siyah #2 (4.3.21) Siyah #1 (7.3.21) Macera #1 (1.4.21) Fantastik #2 (13.4.21) Cadı #1 (20.4.21) Genç #1 (13.5.21) Korku #1 (15.5.21) Romantik #1 (12.06.22) Tanıtım için 'giriş' bölümüne bakabilirsiniz. Hazırlamış olduğum yazılar ve fotoğraflar tamamen bana aittir. Çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır. 21.01.21 | sraylmaz
TUFAN by Geranium26
Geranium26
  • WpView
    Reads 568,307
  • WpVote
    Votes 56,063
  • WpPart
    Parts 85
Kavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratılmış bir yanılsamadan ibaret. Gerçek şu ki; binlerce yıl içinde av ya da avcı oldular. Ancak hiçbir zaman o masallarda bize anlatıldığı gibi duygusal bir prenses, yardıma muhtaç bir kadın, ya da sulu gözlü mitolojik yaratıklar olmadılar. Suda ya da karada fark etmez, onlar için bir tehditseniz eğer avlanırsınız ve kesinlikle acımazlar. Tıpkı biz insanların da binlerce yıldır onlara yaptığı gibi. İnsan teknolojisi takip edilemeyecek bir hızla gelişirken, bir süre sonra onların pençelerine karşı, insanların kalın çelikten makinaları vardı. Denizkızları için daha da korkuncu olanıysa; insanların artık modern tıptaki gelişmeler yüzünden onlara sadece değerli pulları için değil, ölümsüz bedenleri için de ihtiyaçları oluşuydu. Ta ki büyük tufana kadar... İşte gelişmiş teknolojiye olan bağımlılığımız ve doğa ile oynamamızın sonucu buydu. İklimsel değişiklikler, küresel ısınma, buzullardaki erime, deniz seviyesindeki artış... Ve kimsenin bunu bir tarafına takmaması başlarda sadece onların işine gelmişti. Ancak sonra insanların bir şekilde hayatta kalabildiğini öğrendiler. Hatta öncekinden çok daha tehlikelilerdi. Üstelik tüm bu olan bitenlere çoktan Tanrılar ve Tanrıçalar da dâhil olmuştu. Deniz kızlarının lideri ve bir Tanrıça olan Semiramis'in kızı Alina, kendisini tüm bu olayların ortasında bulduğunda, aslında kim olduğuyla ilgili bile hiçbir fikri olmadığını anlar ve kendisini; ailesini, dostunu ve düşmanını tekrar sorgulamak zorunda kaldığı bir fırtınanın içinde bulur. Üstelik karşısındaki düşmanlar, Tanrıların bile müdahale etmekten kork
İKİLİ DELİLİK by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 54,487
  • WpVote
    Votes 6,457
  • WpPart
    Parts 31
Yıllardan 2008, Mayıs ayının sonu Fethiye'de Sımsıcak bir yaz gelmek üzere! Merih ve Venüs ikiz kardeşler, doğma büyüme Fethiyeliler. Büyüdükleri yere aşıklar. Küçük yerin; malum en eski ve en popüler tek yumurta ikizidirler. Bütün Fethiye onları bilir ve sever. Venüs kendi gezegenin temsil ettiği her şeyi temsil eden tarafken, Merih'in kendi gezegenini ne kadar temsil ettiği tartışmalıdır. Venüs, her ne kadar Merih'in dayanıklılığın, sabrın ve mücadelenin gezegeni olan marsın tüm özelliklerini taşıdığına inansa da, Merih bu konuda kendinden emin değildir. Ama o kardeşinin venüs gezegenin tüm özelliklerini taşıdığında yüzde yüz kalıbını basar. İkili ilişkilerdeki muhteşemliği, dış görünüşte en ufak detaylarına kadar birbirlerine benzemelerine rağmen güzellik ve zarafeti temsil edişi ve aşk konusundaki başarıları... Venüs her şeyiyle adının hakkını veriyordur. Tüm bu dengelere rağmen, Venüs'ün hayatı Merih'in başına belalar açarak geçmiştir. Ne zaman her klasik kardeş gibi başlarına bir talihsizlik gelecek olsa, bu talihsizliğin anahtarı hep Venüs'ün elindedir. Bu muhteşem 2008'in Mayıs ayında, yine başlarına bir talihsizlik kuşu konuyordur. Hem de bu kez kuş çok büyüktür. Venüs yaptığı bir davranıştan ötürü mahkeme kararıyla bir kamu cezası almıştır ve iki ay huzurevinde çalışması gerekiyordur. Deli doluluğun tek adresi Venüs, uyuşuk yaşlıların olduğu ortamda çalışarak güzelim yaz mevsimini harcamayı hiç istemiyordur. Bu cezayı çekmemek için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Hukuku, hatta daha fazlasını bile kandırmayı göze almıştır. Bu yüzden kardeşine bu cezada kendi yerine geçmesi için bir teklifle gider. Fakat Merih asla böyle bir şeyi karşılıksız yapmayı kabul etmeyecektir, değil mi? O yüzden Venüs'ün, onu ikna edecek iyi bir 'geri iyiliğe' ihtiyacı vardır.