Yoğun kış muhalefeti ile uçağımız rötar yapınca bize de, adı bekleme salonu olan havalimanın ikinci katındaki salonda beklemek düşüyor. Boş banklara göz gezdiriyorum. Hemen hepsi dolu, yerimden kalktığıma pişman oluyorum. Nihayet, sağ ucunda yaşlı ve sakallı bir dedenin, sol ucunda türbanlı bir genç kızın oturduğu bankın boş olan orta kısmına oturuyorum. Oturmasına oturuyorum da yüzüm utangaçlıktan kızarırken, terlemeye başlıyorum. Bu halim hemen benim doğulu olduğumu da ele veriyor. Oturduğuma bin pişman oluyorum. Ama oturacak başka boş yer de yok.

Siz hiç korku duymadan yaşadınız mı? Çaresiz hissettiğinizde elinizi uzatacak kişilere sahip miydiniz? Onun korkmadığı tek bir günü yoktu. Çaresizlikle kıvrandığı her saniye gittikçe batıyordu. Onun elini uzatacağı hiç kimsesi de yoktu. O, İmge Demir. Rol oynamak zorunda kalan sessiz bir kız ve yardıma ihtiyacı var. "Yapamıyorum artık. Rol oynamak için fazla tükendim. İçim acıyor, kalbim her geçen saniye bana daha fazla acı veriyor. Korkuyorum Noyan... Deli gibi korkuyorum. Lütfen... Onu kaybetmek istemiyorum." ŞEKER KIZ, gerçek hayattan alıntılar taşımaktadır. Tamamen kurgu değildir. Şeker kızın genel teması; Diyabet yani şeker hastası bir kızın son umudunu anlatıyor. Hastalığın getirdiği zorluklarla boğuşan İmge'nin komaya girip hastanede doktoru olan Noyan'la olan ilişkisini göreceğiz. BÖLÜMLER DÜZENLENMİŞTİR. İYİ OKUMALAR, OKUYUCU...

Gözlerim pencereye kaydığında bakışlarım çok uzaklara daldı. Gözlerimin önüne gelen bir çift yeşil göz ruhumu ateşe attı, kalbimi tekletti. Yaşadığımız her şeyin bir nedeni vardı mutlaka ama gözlerinde gördüğüm aşk nasıl bu kadar sahte olabilirdi? Ruhuma dokunan o bakışlar, şimdi neden içimde filizlenen o aşkı kurutmak için çabalıyordu? Yağmur'un tüm bunları yapabildiğine inanmıyordum. Kalbim gördüğü duyduğu her şeyi inkar ediyor, kendi doğrularını yaşatmaya çalışıyordu. Kulaklarım o adamın söyledikleriyle çınlıyor, gözlerim o davetiyede yazanları görüyordu hala. Yine de içimde, kalbimin çatlaklarında doğmaya çalışan bir umut, ruhumun içinde ayaz rüzgarlar estiren belkiler vardı.

Aşk'ı bir erkeğin ağzından dinlediniz mi? Bir kız olarak aşkı bir de bir erkeğin ağzından anlatmak istedim. "O tüm hikayelerin kötü adamıydı ama bu hikayenin kahramanıydı..." BU HİKAYEDEKİ KİŞİ, OLAY VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. NOT: Her bölüm için medya kısmında bir şarkı paylaştım, okurken dinleyebilirsiniz.

Ötekileştiriverebileceklerinizdenmişçesine... Not: Bu kitap sınıfta en arka sıradan uyuklayan tayfaya ithaf edilmiştir. (Kapak için canım bebişim @ppluiee aşkıma teşekkür ederim.)