O resim yapmayı severdi. Fırça tutmayı bilirdi, kılıç değil. Babası, Kral Kim Jonghyun aniden Baekje savaşından sonra kaybolunca tutunacak tek bir dal kalmamıştı. Tek kılıçlar değil, her bir ok bile onu işaret ediyordu artık. Rahibeler Kral Jonghyun'un asla çocuk sahibi olamayacağını söylerdi. Kraliyet ailesinin son varisi olarak bilinen Kral birgün halkını oğlu ile tanıştırdı. O bebek tek halkı değil rahibeleride susturmuştu. Sessizlik tamamlanmamış bir cümle gibi idi. Kıyametin habercisi.

ChubbyCheeks: Tanrım.. Artık sapık gibi beni takip etmekten vazgeç! WonthesexyHo: Tanrım.. Dudaklarını ısırmayı bırakıp kalbimi durdurmaktan vazgeç!

Aynı gün, farklı sebeplerle cezaya kaldıktan sonra birbirlerinin hayatına izinsiz giren yedi genç. •• yarı texting •• |18|

"Her şey o gün başladı. İstemeden kokunu içime çektiğim o gün. Dünyadaki hiçbir koku bu kadar güzel hissettiremez diye düşünmüştüm. Kiraz gibi kokuyordun. Hatta belki de ondan bile güzel." 🏳️🌈

Monsta X - X Klan serisinin birinci kitabıdır. Tanıtımı ilk bölümde oradan okuyup kararınızı verebilirsiniz.~ Sizi başka bir dünyaya götürecek fantastik bir kurgu. İçinde tüm üyeleri barındırıyor, tek bir üyeye odaklı değildir, ağırlıklı olarak birkaç üyeye odaklı olabilir. Monsta X'in The Clan albüm kurgusundan uyarlayarak yazdım. Hepinize iyi okumalar.^^ • #28 #33 monsta

Watty'de yazılan ilk Monsta X toplu chat hikayesidir. Uyarı: Boyromance (Boyxboy), argo. Rahatsız olacakların yaklaşmaması önerilir.

Işıklar kapandığında, görmeye geliyorum seni. Dikenlerin dünyasında, serpiliyor tıpkı bir çiçek gibi. to mine; @itseunmi 26.6.16

Efsanelere göre bir zamanlar Hann adında bir krallıkta güzel bir prens yaşardı. Bu prensi gören, döner bir daha bakardı. Sohbetinde bulunan, billur sesini işiten şanslı sayardı kendini. Kalbi altın gibi saf, gözleri turmalin taşları gibi ışıl ışıldı. Fakat bir gün o ışıl ışıl gözler kurban gitti bir lanete. Simsiyah oldu gözleri prensin. İnsanlar korktu, bakamadı prensin yüzüne bir daha. Onu kocaman bir saraya kilitlediler. Suçu olmadığı halde mahkum ettiler zavallıyı. Ömrü boyu yalnızlığa. Ömrü boyu hüzne... Prens ağladı. Ağladıkça siyah aktı gözyaşları. Damladı bahçesine o küçük damlalar. Kapkara güller bitti gözyaşının değdiği yerlerde. İşte tüm bunlar Hann Efsanesi'nin görünen yüzüydü. Peki ya görünmeyen yüzü?