uzakdursana adlı kullanıcının Okuma Listesi
16 stories
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,195,948
  • WpVote
    Votes 722,901
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,504,330
  • WpVote
    Votes 545,699
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Kırmızı Haziran by iremmipelin
iremmipelin
  • WpView
    Reads 1,540,165
  • WpVote
    Votes 117,639
  • WpPart
    Parts 76
Pars, Atlas'ın önce ilk aşkı, sonra oyun arkadaşı oldu. Oynadıkları oyunun ipleri ayaklarına dolandı. Biri kaldı diğeri kaçtı. Çok zaman sonra kapı yeniden çaldı, postacı kapıya bir kaset bıraktı. Kasette Atlas'ın abisinin, Aras'ın katilinin sesi vardı. Atlas duyduğu sesin, Pars'ın peşine düştü. 🩸 "Pars..." dedim. "Seni öldüreceğim." "Lütfen..." dedi, gözlerini gözlerimden çekmeden. "Atlas, lütfen öldür beni."
MAFYANIN BAKICISI( Tamamlandı ) by 3kalptekianahtar5
3kalptekianahtar5
  • WpView
    Reads 4,011,952
  • WpVote
    Votes 160,813
  • WpPart
    Parts 32
Şaşkınlık içerisinde karşımda tüm ihtişamıyla duran adama baktım. "Anlamadım?" "Anlamayacak bir şey yok. Kısa süreliğine oğlumun bakıcısı olmanızı istiyorum." "Beyfendi ben ana sınıfı öğretmeniyim, bakıcı değil." "Bundan sonra bakıcıda olursun o zaman." "Ama.." " Bende öyle düşünmüştüm yarın detaylı konuşuruz Asra Hanım. İyi günler." -------------------------------------- Kaderin küçük oyunu Arel ve Asra'ya da vurmuştu. Bir mafya baş belası bir bakıcı ile uğraşabilir miydi? Gülümsemeleri yüzünden eksik olmayan güzel bir öğretmen yakışıklı, belalı bir mafyanın yanında çalışabilir miydi? Serinin ilk kitabıdır💛
LÂL VE KEHRİBAR by mystoryswia
mystoryswia
  • WpView
    Reads 882,443
  • WpVote
    Votes 42,442
  • WpPart
    Parts 29
Mazi, her mutlu oldukları anda ruhlarının peşinde olan bir katil gibi onlarla olucaktı. Her şeye rağmen birlikte olabilirler miydi? Kapıdan çıktığımda, gerçekler yüzüme sert bir tokat olarak indi. Geçmiş ve gelecek arasında, ince bir çizgide yolculuk yapıyorduk. Herkes benden gitmişken ben her şeyimden gidebilir miydim? Kalbim ve beynim bir savaştaydı. Kalbimin hüküm kurmaya başladığı yerde, beynim kölesi olmaya hazırdı. "Özür dilerim, anne. Onu hâlâ çok seviyorum. Bana kızgın mısın?" Gecenin hüküm sürdüğü gecenin altında onlara seslendim. Siz onu affedin baba, çünkü o kendini asla affedemeyecek.
Veliaht  by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 69,363,119
  • WpVote
    Votes 768,534
  • WpPart
    Parts 34
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim hemde çok ama çok sevilmişti. Söylediğinden değildi bu dediklerim. Hissettiğimdendi. O adam bana beni kocaman sevdiğini hissettirmişti. Bütün hayallerini , umutlarını , kırıklıklarını yıldız yapıp gözlerime koymuştu benim. Deniz gibi bakan kahve rengi gözlerine bende umutlarımı , hayallerimi ve kırıklıklarımı bırakmıştım. Nerede buluşuyordu adam ve kadın o zaman diye sordu bana. Ufuk'da bileşecektik biz. Yıldızlarım onun denizine düşeceklerdi. Ben onda boğulacaktım o bana karışacaktı. 'Denizi yıldızlarına talip güzelim. Düşecekler mi denize?' ------ ''Kadın kitap gibi sevmişti ama adam kitap okumayı sevmezdi'' dedim Meriç'e bakarak. Yine lanet olası gözlerim dolmuştu. Kafasını salladı acıyla gözlerime bakarken. İkimizden canı acıyordu. ''Adam okumayı değil yaşamayı seçerdi çünkü. Kadını okumak değil yaşamak isterdi...'' ------
ATEŞ by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 8,997,930
  • WpVote
    Votes 650
  • WpPart
    Parts 4
Ailesini şüpheli bir yangında kaybeden Arya, kimliği gizlenerek yetimhanede büyümek zorunda kalır. Vasisi olan aile avukatının izniyle küçüklüğünden bu yana yalnızca telefonda konuşsalar da aralarında bir bağ oluşan gizemli bir kadının vesilesiyle on sekizine basmasına yakın bir zamanda yetimhanede çıkar ve kendi evine yerleşir. Kader ağlarının örer, geçmişin silik raflarından bir tanıdığı, bir yabancı olarak karşısına çıkarır, çarpıştırır, bir kaldırımda kader ağlarını birbirine dolaştırır. Bu tanıdık yabancıyla yolları kesişip dururken bazı olaylar silsilesi sonucunda onunla özel bir bağ kurar, zaman zaman da geçmişin perdesini aralar. Acı bir sır gün yüzüne çıkmak için gün sayar. Aşktan kaçmak ve aşkın öznesini korumak arasında kalan Ulaş, yok sayamadığı bir fizik kuralıyla baş etmeye çalışırken Arya çoktan hayatının merkezinde yerini alır. Sırlarınsa zamansız anlarda ortaya çıkmak gibi kötü huyları vardır. Ben bir kelebeğim. Yarına ihtiyacım var. Biraz da sana... Biraz dediğime bakma. Kelebekler için biraz ne kadar önemlidir bilemezsin...
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA) by msmarvi
msmarvi
  • WpView
    Reads 15,188,230
  • WpVote
    Votes 172,041
  • WpPart
    Parts 39
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı." Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne. "Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..." Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına. Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil, Akın Korel. Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam. Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu. Öğrendiğinde ise artık çok geçti...
MÂHÎ by blackmavi
blackmavi
  • WpView
    Reads 12,317,277
  • WpVote
    Votes 460,204
  • WpPart
    Parts 50
Beni sevebilir miydi gerçekten? Böylesi kötü bir adam, sevgi nedir bilir miydi? ▪▪▪ ID1826RG
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU| by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 6,632,425
  • WpVote
    Votes 408,692
  • WpPart
    Parts 54
"Acıdan geçemeyen kadının, acısı bitemeyen adamla; kırık dökük sevdası." Kendini bilmez bir gecede, ay tamda göğün bağrında uyuklarken başladı her şey. Kader; dizleri yaralı bir kızı, dudakları kan kokulu bir adamın koynuna sardı. Yitirdiği hafızasının ardından, hiç bilmediği bir adamın elini tuttu. Geçmişi hatırlamaya çaba gösterdiği her an kendiyle ilgili bilinmezlere daldı. Adam her an köşe başındaydı, soluğundaydı ve ne parmağındaki yüzük, ne de hatırlamadığı geçmiş bu ihtirasa mani olamadı. Oysa ki şeytanın ini, adamın köşesi kıvrılmış zihniydi. Kadın adamın cehennemiydi; saf ateşin koynu, zemheri kışın soluğu.