Hepsi mutlu son
51 Geschichten
ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ (DÜZENLENİYOR) von duruicen
ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ (DÜZENLENİYOR)
duruicen
  • GELESEN 160,753
  • Stimmen 8,784
  • Teile 53
İki dudağının arasında bir şarkı mırıldanıyor, mırıldandığı şarkı karanlık geceye karışıyordu. Sanki mırıldanmalar Şeytanın dudaklarından dökülüp benim içime işliyordu. Kulaklarımda çınlıyordu her bir kelime. Ölümü yakından hissediyordum. Mırıldanmalar artıp yerini net sözcüklere bıraktığında üzerimdeki ölüm örtüsünün üzerine o kelimeler yazıldı. "Beni uyandırdın, beni boğuyorsun Ve ben dudaklarına hızlı bir veda öpücüğü bıraktım " Ben Şeytanı uyandırmıştım. Ölümümü kendi ellerimle hazırlamıştım. Onu boğuyor muydum bilmiyorum ama kendimi boğduğum bir gerçekti. İçimdeki dünya, renklerini siyaha teslim etmiş, gökkuşağı yerini fırtınaya bırakmıştı. Karanlık, kalın duvarın arkasındaki dünyanın bariyerini geçmişti. Siyah beyazı, kötülük iyiliği, karanlık aydınlığı ve ateş suyu öpmüştü o gece. Dudaklarıma bıraktığı zehir beni yakıp kül etmişti. Ancak bir daha küllerimden doğamayacaktım. Şeytanın gücü içimdeki son umut kırıntılarını da almış, iki parmağının arasında ezerek etrafa saçmıştı ve ben artık onları toplayamazdım. Son kez çığlık atmayı denedi içimdeki kız çocuğu. Son kez acısını duyurmak istedi dış dünyaya ama yapacak gücü kendinde bulamadı ve o gece yine her zaman olduğu gibi Şeytana sığındı.
SEVDA ÇİÇEĞİ von murekkep1atesi
SEVDA ÇİÇEĞİ
murekkep1atesi
  • GELESEN 2,006,524
  • Stimmen 91,437
  • Teile 47
"Anlatayım mı sana? Anlayacak mısın anlatırsam?" Dedi bir anda ateş gibi bir sesle. Elleri kollarımı kavradı. "Neyi?" Dedim titrek bir nefesle. "Anlatamadıklarımı." Sesi dümdüzdü, ama gözleri... Söylediklerim onda bir alev çıkarmıştı ve şimdi beni de yakıyordu alevi. Güçlü elleri belime doğru indi, sol gözümden kayıp yanağıma doğru yol akan yaşa içi giderek baktı. "Biliyor musun sen Gonca? İçinin ateş gibi yanmasının ne demek olduğunu biliyor musun?" "Biliyorum." Dedim kendimden emin bir sesle, bunu bana o öğretmişti. Kalbim hınçla çarparken öğrenmiştim. "Senden öğrendim." "Ben sende neyi öğrendim peki biliyor musun?" Dediğinde artık gerçekten sessizce ağlıyordum, bu yıkım fazlaydı. Korkut bana yaklaştı, dudaklarıma çarpan sıcak nefes tenimi yakıyordu, elleri sertçe belimi kavradı ve beni kendine yasladı. "İçim ateş gibi yanarken, karşında buz gibi durmayı, Gonca. İçim kor olurken seni sevmeyi öğrendim ben." (+18) 22.01.2022 - Komando #1
BATAKLIK •Tamamlandı• von Seydanur_ipek
BATAKLIK •Tamamlandı•
Seydanur_ipek
  • GELESEN 4,798,373
  • Stimmen 246,397
  • Teile 82
Berfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve kurye olması gereken Berfin için hiçbir şey beklediği gibi olmayacaktır. Her şey düşünülenden daha ağır, daha zor ve daha acı doludur... Özellikle de Bataklık'ın kötü kralının oldukça dikkatini çekmişken... Batıyorduk, en dipteydik. Ben onun gözlerine sahiptim, o benim ruhuma. Ölüyorduk. Ben onun ihanetine sahiptim, o her şeyimle bana. Şeytanla bir kumara oturmuştum. Kaybedeceğimi bilerek... (Kitap +16'dır. Küçük yaşlı okurların dikkatli olmasını istiyorum.) 09.07.2018
BUZ YANIĞI von EsranurOzer
BUZ YANIĞI
EsranurOzer
  • GELESEN 2,707,794
  • Stimmen 136,072
  • Teile 83
"SENİN DERDİN NE?" diyerek bağırdım karşımda beni sinir eden adama, ağlamamak için kendimle mücadele veriyordum. Ama nafile bir mücadele olmuştu. Çünkü, gözyaşlarım yine bana ihanet ederek, yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Arkası dönük olan Melih, bir hışımla bana döndü ve "Ne dedin tekrarlasana" dedi. Sağ dudağı yukarıya doğru kıvrılmış, ela gözlerinde küçümseyici bir bakış vardı. "Senin derdin ne?dedim." dişlerimin arasından. aslında avaz avaz bağırmak istiyordum, ama sadece sinirden dişlerimi sıkmakla yetinmek zorunda kaldım. " Ben senin kölen değilim... Bana emirler yağdırıp durma. " Oldukça öfkeliydim ve ağzımdan çıkanı kulaklarımın duymasını isteyecek hiç değildim. Melih, hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi kapattı. "Ahu, hep unutuyorsun... Ben sana istediğim gibi davranırım." Ela gözleri, en koyu rengini almış tehlikeliyim diye bas bas bağırıyordu. "Davranamazsın" dedim. Cılız ve kısık bir sesle, cevap vermedi. Gözleriyle, gözlerimi işgal etmeye devam etti. Arkasını dönüp çıkışa doğru ilerledi. Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle; "ASLA SENİN İÇİN GÜLMEYECEĞİM! YÜZÜMDE ASLA SANA AİT BİR GÜLÜMSEME OLMAYACAK!" diyerek haykırdım.Melih, olduğu yerde bir süre durdu. Bir anda bana dönüp, ateş saçan ela gözlerini, kahve gözlerime dikti. "Ben, bencil bir adamım Ahu. Benim için asla gülmeyecek bir kadının... Gözyaşlarını bile istiyorum." Ölüm kokan bir ses tonuyla "GÖZYAŞLARI BİLE SADECE BANA AİT OLSUN İSTİYORUM."
DÜĞÜM(KİTAP OLDU) von biliyoruzki
DÜĞÜM(KİTAP OLDU)
biliyoruzki
  • GELESEN 2,684,033
  • Stimmen 6,515
  • Teile 8
Düğüm 4 kitaplık bir seridir ve hepsi bu kitap altında toplanacaktır.✨ Kan birleştirdi onları. Bir bütün yaptı. Bir hiçliğin ortasında birbirlerine her şey oldular. Onlar birbirine bağlı iki ipti ve düğüm olmuşlardı. Düğümü ilk kim yaktı? Kanın birleştirdiği iki insanı bir arada tutan ne olurdu? 🦋 "Seni yeniden büyütmeliyim."dediğinde gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Zemheri gözlerinin ortasında ki kar tanesini tutuşmuştu. Büyük elleriyle saçlarımı koşarken dudaklarını alnıma yasladı ihtiyatla. "İçinde ki kızın saçlarını okşamalı, parmak uçlarını öpmeliyim. Bedeni kadın, ruhu küçük bebeğim." #ölü 1. Sıra #rüzgar 1. Sıra #kızgınlık 1. Sıra Kapağı yapan kişinin instagramı: @kulkelebekk
SESSİZ GELİN (Tamamlandı) von ysraergn
SESSİZ GELİN (Tamamlandı)
ysraergn
  • GELESEN 13,575,708
  • Stimmen 440,213
  • Teile 64
Sessizliğe haps olmuştu kadının ruhu ve o, kadının sessizliğine bile ölen, ruhunu sevdasıyla iyileştiren bir adamdı. Fakat aşka giden yol dikenliydi, ayaklar kan revan içinde kalmıştı, yol uzundu ama yürek yine de pes etmiyordu. Aşk, kadının adıyla, adamın dudaklarının arasından kalpten bir sesle dile geldi. "Arya 'm," dedi adam. Sanki kadının adını söylerken bile tüm aşkını haykırır gibiydi. "Sessizliğine öldüğüm kadın," diye devam etti. ...................... Başlangıç tarihi: 07. 07.2017
Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDI von MrsSabi
Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDI
MrsSabi
  • GELESEN 1,994,219
  • Stimmen 117,271
  • Teile 62
Ben Eskişehir'in Odunpazarı ilçesindeki Leylak mahallesinin asi kızı, ailesinin ikinci göz ağrısı, babasının prensesi, anasının kuzusu, abisinin herkesten sakındığı kişiyim. Ben parlak mavilerinden ışık asla eksik olmayan, her lafa bir cevap bulan, bir türlü yerinde duramadığı için mahalleliden 'haşarı' lakabını almış kişiyim. Ben başını sürekli belaya sokan, arkadaşlarını da bu bela ile ödüllendiren, ama bir türlü akıllanamayan kişiyim. Ben...ben yüreğinin her zerresini gerçek aşkına saklamış, kalbini de aklını da heveslik sevdalardan uzak tutmuş, yıllarca nefeslik sevdasını beklemiş kişiyim. Ben kim miyim? Ben Nehir Çimen'im. ****** Bu hikayemizde Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine küçük bir yolculuk yapacağız. Leylak mahallesinin hayatına, sıcaklığına, komşuluk bağlarına, yaşlılarının yaşanmışlıklarına, gençlerinin arkadaşlıklarına, aşklarına şahit olacağız. Nehir Çimen yirmisinde bir genç kızdır. Aslında vücut yaşı yirmidir. Ruh yaşına gelirsek... o en fazla beş yaşındaki bir çocuğunki kadar olgun. Nehir büyüdüğü ortamda hep el üstünde tutulmuş, sevgi ile büyütülmüş, hafif de şımartılmış bir genç kızdır. Tabii insanın babası da, abisi de kendine aşık olunca şımartılmaması mümkün değil gibi. Güzel mi diye sorarsanız, sormayın ayıp edersiniz. Güzel lafı onun yanında az kalır. Mahallenin genç delikanlılarının neredeyse yarısı onun peşinden koşar. Tabi bu koşuşturma Nehir'in abisi Caner'i görene kadar sürüyor. Ama gel gör ki hiçbiri Nehir'in umurunda değildir. Nehir nefeslik sevdasının peşindedir. Onun aradığı beyaz atlı prensi daha atını bulamamış olmalı ki genç kızın karşısına çıkmıyordu. Ya ansızın mahalleye yeni birileri taşınırsa? Ve bu taşınanlar Nehir'in deyimiyle gavur olursa? Ortaya nasıl bir şey çıkacak dersiniz?
SINIR von AysegullKasal
SINIR
AysegullKasal
  • GELESEN 2,205,700
  • Stimmen 70,289
  • Teile 61
Öpüşü beni darmaduman edebilecek, yok edebilecek, lezzetli bir azabı verebilecek şeydi. Bir ateş yandığında, yakar. Yakarsa kül ederdi, yok ederdi. Oysa o, Tanrı'nın ateşiydi. Onun ateşiyle var oluyordum. "İstemem, istemiyorum.Durma, et."dedim nefes nefese, sesim boğuktu.Dudaklarına doğru uzandım aceleyle,benim nefesim oydu"Seni istiyorum Karan,seni."Göğsüm gibi inip kalkan göğsüm taş kadar sert göğsüne değiyordu." Karan!" Dudaklarıma yıllara sürebilecek, yaşam verebilecek tek şey onun dudaklarıydı. Sonsuz bir büyüydü, sıcak bir şifaydı. Göz kapaklarım gölgesini ve varlığını kaldıramayıp kapandı. İri elini karnımla özel bölgem arasında hissettim sözüm bitmeden, bedenimden bir ürperti geçti, yanarken bir an sonra dudakları dudaklarımdan koptu."Şuan sana sahip olabilmek için kurşuna dizilebilirim."Dudaklarımı öpen dudakları ile öpüşüne kapıldım."Allah şahidim dizilebilirim." Kayıp dosyalar. Akıl zorlayan bir güç. Ve imkansızın ötesinde bir aşk.
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu) von SumeyyeDemirkan
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)
SumeyyeDemirkan
  • GELESEN 6,627,485
  • Stimmen 503,385
  • Teile 62
''Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi zira böylesine bir insanlık yalnızca ondan öğrenilmiş kadar kötü olabilirdi.'' Her şeye rağmen yaşamaya devam etti çünkü yaşaması gerekti. İdealleri uğruna, hiçe sayılmış ruhu uğruna ve yıkık dökük bir harabeyi andıran kalbi uğruna. Ellerinden alıp ellere verdikleri hayatını tırnaklarının uçlarıyla kazanmak pahasına yaşamak zorundaydı. Ve yaşadı. Çok acıdı, çok acıttı belki ama bir gün o acı bir başkasına karıştı. İşte bu sefer ikisi birden yanmaya başladı. Farklı notalarda tek bir ritim oldu, çünkü artık kalpleri aynı şarkıyı söylüyordu. Bu onlara aitti ve onlar susana kadar bu şarkı hiç bitmeyecekti.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) von Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • GELESEN 7,509,169
  • Stimmen 172,587
  • Teile 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.