Twitter'dan görüp muhabbetlere eksik kalamam dediklerim
27 stories
GÖNÜLÇELEN by orenda25
orenda25
  • WpView
    Reads 216,245
  • WpVote
    Votes 28,839
  • WpPart
    Parts 22
Bu bir anlaşmalı evlilik kurgusu. En azından onlar öyle sanıyordu. Savaş Ali pusulası bozuk bir gemi. Asude'nin kıyılarına demir atınca öğrenecek pusulasız da yön bulabileceğini. Pamuklara sarılarak büyütülen Asude... Egenin huzurlu kıyılarından Karadenizin hırçınlığına düştüğünde anlayacak oyun oynamanın meşakkatini. Bir denklemde olmaması gereken her şey bir araya geldi. Savaş Ali evlilik baskısından kurtulmak için Asude'ye bir teklifle gitti. Onun için uygun gelin zaten seçilmişti ama Savaş için bu kabul edilemezdi. Madem kaçamıyordu evlilikten, gelinine de kendi karar verebilirdi. Babaannesi bir gelin sahibi olacaktı, onun istediğinin tam tersi özelliklerde olması Savaş'ın suçu sayılmamalıydı. Ya da bu kanıya Asude'yi tanımadan varmasa mıydı? Savaş için bu plan her şeyiyle mükemmeldi aslında. Ayarsız dilini, ipe sapa sığmaz gülümsemelerini, oyunbaz hallerini görene kadar çok da emindi. Sonra onun aslında bir GÖNÜLÇELEN olduğu ile yüzleşti. İKİ OYUNBAZ, VASAT BİR PLAN VE PİYANGODAN ÇIKAN AŞK! Her şeyin karma karışık olması için lazım olan her şey onların elindeydi...
+14 more
Panorama by gunesegiderkn
gunesegiderkn
  • WpView
    Reads 48,416
  • WpVote
    Votes 4,243
  • WpPart
    Parts 16
Nilüfer Sipahi kendini bildiği andan itibaren dans ve müzik notalarıyla büyüyen bir kadındır. Hayatı bir zamanlar dans adımlarıyla şekillenirken, beklenmedik bir sağlık sorunu onu sahnelerden uzaklaştırır. Yıllardır yönünü bulmaya çalışan Nilüfer, bir umutla Panorama gazetesinin staj programına başvurur ve şaşırtıcı bir şekilde kabul edilir. Ancak küçük bir detayı gözden kaçırır: Baş editörün asistanı olacaktır. Ve o baş editör... Alperen Ataman. Disiplinli, mesafeli ve kuralcı. Üstelik Nilüfer'le hiç hoş olmayan, tesadüfi bir tanışıklıkları var. Birbirlerinden hoşlanmayan bu ikili, istemeye istemeye aynı ofisi paylaşmak zorunda kalınca, kelimelerle örülü bir savaşa girerler. Ama kelimeler bazen sadece savunma kalkanı değil, kalplere giden yolun da anahtarıdır.
Masrilva'nın Aşk Bestesi by dreamonde
dreamonde
  • WpView
    Reads 209,139
  • WpVote
    Votes 19,559
  • WpPart
    Parts 23
Beste, birikmiş kira borcu yüzünden kendisini eşyalarıyla birlikte kapının önünde bulduğunda henüz yirmi bir yaşındaydı ve bir yandan üniversite okumaya çalışırken bir yandan da yalnızca hayatta kalmaya çalışıyordu. Okulların da kapanmasıyla birlikte kendini hem evsiz, hem de işsiz bulduğunda yapabilecekleri sınırlıydı. Abisinin bağlantılarını kullanarak kendisi için iş ayarladığı Masrilva, Türkiye'nin pek çok şehrinde bulunan ünlü bir otel zinciriydi ve Beste bir anda kendini Masrilva Bodrum'da animatör ekibinde bulmuştu. Hayatına bir mucize gibi dokunan Masrilva'da onu gerilim hattı yüksek bir aşk, sıcacık bir dostluk ve tam ortasına düştüğü sırlar, yalanlar, şirket içi kirli oyunların beklediğinden habersizdi. Özellikle de... Masrilva'nın sahibi... Burnu düşse yerden almayacak biricik patronu... Abisinin çok kıymetli bağlantısı... Arhan Alp Hisaroğlu'dan da habersizdi... 🌊
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,893,884
  • WpVote
    Votes 119,146
  • WpPart
    Parts 32
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
AYKIRI KIYILAR by izgocean
izgocean
  • WpView
    Reads 977,622
  • WpVote
    Votes 70,150
  • WpPart
    Parts 22
En fazla ne kadar ileri gidebilirsin ki? İstediğin şeyi almak konusunda... belki de, en çok bunun için; neleri göze alabilirsin? Hayat bu; seçimlerinin ne kadar aykırı olduğunun önemi yok. Bir gün, kendini hiç anlaşamadığın bir adamla anlaşma yaparken bile bulabilirsin... dedik ya, hayat bu ve kimin aykırı olduğunu düşünmek için vaktin de yok. En azından, Tamay için her şey böyle. Birbirlerini beklenmedik bir evliliğin içinde bulan ikili, belirli bir süre geçtikten sonra boşanmak konusunda anlaşırlar. Yine de, her şey planlandığı gibi gitmez; aralarındaki ilişki beklenmedik bir şekilde değişmeye başlar.
BİR YILDIZ MASALI by hobitsu
hobitsu
  • WpView
    Reads 1,530,291
  • WpVote
    Votes 67,239
  • WpPart
    Parts 58
Aşkta ve savaşta her şeyin mübah olduğunu söyler herkes. Oysa gerçek hayatta bunun bir karşılığı yoktu Işık'a göre. Savaşta belki ama aşkta hayır. Aşk, masum duyguları barındırmalıydı içinde onların yaşantısına göre. Aşk çirkinlik kaldırmazdı, aşkını kullanarak kötülük yapamazdın. Küçücük bir yıldızın masalıydı bu; acısıyla, tatlısıyla. Ama en çok aşkıyla...
MAVİ GÖZLÜ DEV by hobitsu
hobitsu
  • WpView
    Reads 43,501
  • WpVote
    Votes 3,396
  • WpPart
    Parts 23
Hazal Arapçada kuruyup dökülen ağaç, yaprak anlamına gelir. Kelebek misali tek bir bahar yaşayacağını bilir gibi salınan, kısacık vaktini de kendinden çalarak ya gölgesini mesken edinenleri serinleten ya da yeryüzünde nefes alan onlarca canlının soluğunun sebebi olan bir garip canlı... Kendini düşünmeden veyahut düşünecek vakti olmadan vadesini doldurup cansızlaşan; küçücük bir ayazda, hatta bazen hiç buna gerek kalmadan kendiliğinden hayat kaynağından koparak süzülen varlıktı hazal. Genç kız sıklıkla ismiyle müsemma bir insan olduğunu düşünürdü. Ona göre de kendisi dünyada kendine dair hiçbir keyfi an yaşamadan, öylece süzülüp toprağa karışacaktı. Ve her bahar binlerce hazala olduğu gibi ona da dönüp bakan olmayacaktı. Fark edilmeyecekti bile, öylece solup gidecekti hatırası. Bilemezdi. Masmavi gözleri olan koca bir adamın gözü kapalıyken bile kendini düşleyeceğini, yokluğunda da varlığında da aynı kıymetle sevileceğini bilemezdi. En sıcacık düşlerini bir devin kocaman kollarının gerçek kılacağını bilemezdi.
ANALİZ by AzraIzguner
AzraIzguner
  • WpView
    Reads 1,217,645
  • WpVote
    Votes 75,562
  • WpPart
    Parts 60
Zifiri karanlıkta kalan kendini kör sanırdı. Gözler görmez olduğunda, kulaklar duymaz olduğunda; kimi zaman gecenin siyahına, kimi zaman seherin kızıllığına bulaşırdı suçun lekesi. Gerçek denilen şey, bu lekelerin ardına gizlenip günyüzüne çıkmayı beklerdi. Silinince de geçmezdi üstelik, izi kalırdı her lekenin. Birinin uzmanlık alanı matematik. Bir diğerininki psikoloji. Biri kendini bilime adamış. Biri ise tüm kilitlerin anahtarıymış. Ve aralarına son katılan, üstün görsel zekâsı sebebiyle 'fotoğraf makinesi' olarak tanınan bir kadın. Onlar izbilimci. Onlar Analizci. ⚓ Not: Bu kurgu travma sonrası stres bozukluğu, obsesif derecede takıntılılık durumu, intihara meyilli ruh hali gibi tetikleyici olabilecek ögeler ve cinsellik içermektedir. Bu sebeplerden dolayı yetişkin içerik kategorisindedir.
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 3,199,968
  • WpVote
    Votes 171,501
  • WpPart
    Parts 53
Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser yoktur artık. Hissizleşmiş ve yaşama olan hevesini kaybetmiştir. Kendisini bazı insanlar böyle yaşar diye teselli ederek annesi ve kız kardeşi için yaşamaya devam eder. Sıradan bir gün çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir adamın ricası üzerine bir çiçek teslimatına çıkar. Ölüm anlamına gelen çiçekleri teslim ettiği adamın babasının otopsisini yapan adli tıp uzmanı olduğunu ertesi gün savcılıktan gelen bir telefonla babası hakkında sarsıcı gerçekle öğrenir. Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca'ya götürdüğü ölüm çiçeklerinin ikisi için olduğunu anlar. Babasının peşindeki birtakım organizasyon üyeleri, Lina'nın, Kadir Kara'ya gidecek olan anahtar olduğuna eminken Lina bunun ne demek olduğuna başta anlamasa da zamanla yaşananlar anlam kazanmaya başlar. Bilmediklerinin bildiklerinden fazla olduğunu Aral Çakırca ve Savcı Yiğit Atalay'la bu olayı çözmeye çalışırken keşfeder ve ailesinin kendisinden sakladığı sırlarla bir bir yüzleşmeye başlar. Saklanırım göz önünde. Gelir geçer önümden. Ben görünmez değilim. Hiçe sayar beni gözünde... Bu bir bilmece... Söyle bana Lily... cevap ne?
Gözyaşı Kadehleri by dusklavande
dusklavande
  • WpView
    Reads 947,031
  • WpVote
    Votes 73,279
  • WpPart
    Parts 40
*Yetişkin içerik barındırır. *Nefretten aşka/anlaşmalı evlilik kurgusu --- "Kimi öptüğünün farkında bile değilsin," dedim üzerime tüm ağırlığıyla kapanan bedenini omuzlarından hafifçe iterek. Yüzlerimiz arasında bir nefeslik mesafeden fazlası yoktu. Aldığı her nefes benden doğuyor, aldığım her nefes ondan kopuyordu. Az önce dudaklarıma dokunan dudaklarını diliyle ıslattı ve ardından göğsü şişerek göğsüme yaslandı. Altında ezilmeye, o isteyerek üstümden kalkmadıkça son veremeyeceğimi biliyordum. Yatakla arasında kalan bedenimi kıvrandırıp yormak yerine onu ikna etmek için dudaklarımı araladım. "Sarhoşsun, farkında bile olmadan beni öptüğün için pişman olduğunu haykırdığın bir sabaha uyanmak istemiyorum." "Kim olduğunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye sorarken sarhoşluğunun izlerini taşıyan sıcak nefesi yüzümü okşadı. "Karımı öptüğümün farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" İrkilerek gözlerimi kırptım birkaç kez. Etrafta birilerinin olup olmadığını görmek için delice odaya bakındım. Kimse yoktu. Cevahir Avcıoğlu'nun beni 'karısı' olarak benliğine katmasına sebep olacağı oyunumuzun seyircilerinden hiçbiri burada değildi. Dudaklarını biraz önceki hafif baskıdan çok daha yoğun bir biçimde yeniden dudaklarıma bastırdığında zihnim binlerce soruya aynı anda yanıt aramaya başladı. Bizim dünyamızda her şey sahteydi. Her şey oyundu. Seyirciler gittiğinde perde kapanır, oyuncular birbirlerinin yanından hızla kaybolurdu. Ama şimdi ilk kez, hatta belki de son kez seyircisiz oynuyordu oyununu. Avcıoğlu'nun kurallarına kendisinden başka kimse karşı çıkamazdı. Bizim için yıkımı getirecek olan da, işte bu nedenle, bizzat kendisi olacaktı. --- '260224