Oyunbozan kitabından tanıdığınız Betül ile Ömer'in kavgayla başlayan tutkulu aşk hikayesi..
Bu inatçı çiftin sınanan aşklarına yakından tanık olmak isteyenler kahvelerini alıp buyursunlar..🍊
Başlangıç Tarihi:07.06.2020
Kapak tasarımı yine canım @esogob a ait.
İnstagram Hesabım:@beydegob
#edebiyat 1
Seni affedersem Namert olayım!..
Bana şiir yaz diyorsun hoş güzel de, peki sen kaç harf edersin. #Güven
MAFYA ve AŞK SERİSİ 3...
Keşke, her karşılaşma bu kadar güzel ve anlamlı olsaydı. Keşke, herkes ilk görüşte aşka inansaydı. Belki o zaman bu bütün aşklar sonsuz olur. Dünya aşk ile kutsanırdı.
#Seldaksr01
Kayıp İz... Dört kardeşin kaybolan anıları yaşayamadıkkarı çocuklukları...
Çağrı'nın annesinden sonra tutunduğu dal Demir'di. Demir'in hayatındaki tek doğruydu Çağrı.
Klasik mafya hikayelerinin standartlarını aşan, burun kırmalı ve beyin kanatmalı bir macera.
Demir'in karanlık dünyası, Çağrı'nın kırık kalbi, Emir'in yemekleri...
Bu adamın hayatında siyah sadece dekordan oluşuyordu. Beyazın masum olduğuna nasıl inanabilirdik ki, uyuşturucu bile beyazken?
Unutmadan; haram.
\\DİKKAT ETMEYİN, BAĞIMLILIK YAPMAZ//
[TEXTİNG]
Kim olduğumu bilmeden benimle konuşan kıza sonsuza dek minnettar kalacaktım. Bana iyi geliyordu.
Ona mesaj attığımda asla geri çevirmiyordu mesela.
Bütün sorunlarıma deva oluyordu. En azından olmaya çalışıyordu. Bu huyundan hoşlanıyordum.
Ona aklıma gelen ilk konudan mesaj yazdım:
"Müzik dinlemeyi severim. Rap özellikle."
"Şanışer'e bayılırım mesela."
"Bir de nakaratları yok mu? Mükemmel!"
3 mesaj peş peşe yazdıktan sonra; heyecanlıydım.
'Yazıyor...'
"Sen nakaratlara bayılıyorsun,bende sana. Bunu ne yapacağız?"
O, Ateş'ti.
Bense, ortalığı Ateş'e veren kızdım.
Canlı canlı yanmamız kaçınılmaz, sakınılamaz ve men edilemezdi.
NOT: TENİMDEKİ İMZA'YI OKUMAK İÇİN RUHUMDAKİ İMZA'YI OKUMANIZ GEREKMEZ.
Narin ve usulca gözlerimden inen yaşları elimin tersiyle geriye atarken dudaklarımın titremesine engel olmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Gittikçe fazlalaşan göz yaşlarımı susturmak adına ağzımdan çıkan sayısız hıçkırıkları bastırdım. Ve dile getiremediğim çaresizliğimle birlikte içime attım. Bu da zamanla sessiz çığlıklara dönüşüyordu.
Ya gün gelecek o sessiz çığlıklar ölceklerdi yada ben çığlıklarımla boğulacaktım.
Ve garip olan şey...
Ailemin sevgisizliğinden yakınıp üzülürken, Erkeklere ördüğüm duvarı kaldırır kaldırmaz başkasının gösterdiği sevgiye takıldım ama uzun sürmeden yere çakıldım.
Bu iki duruma ve bahtsızlığıma ağlayıp sitem ederken , üzülmeme dayanamayan ve gülümsemem için elinden geleni yapan Ali için , yaşadığım zorlukların çığlıklarını sessizce içime attım. Benim icin üzülmesin diye sabretmeye ve gülümsemeye çalıştım. Halbuki en zor sessiz çığlıklar değil miydi ?
Ali'im benim için üzülmesin diye dışarıya atmayıp içime attığım çığlıklar içimi kemirip ruhumu teslim alıyorlardı.
Hayat gerçekten garipti...