Okunacaklar
30 stories
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4) by haleythedevil
haleythedevil
  • WpView
    Reads 1,532,258
  • WpVote
    Votes 77,692
  • WpPart
    Parts 43
23 yaşındaki Joenne Amy Jones için hayat hiçbir zaman kolay olmamıştır. Kendini öldüren alkolik babasının borçlarını ödemek, hasta annesine bakmak ve küçük kardeşinin problemleriyle ilgilenmekten, kendine bir hayat kurmaya hiç vakti olmamıştır. Ve şimdi, boyundan büyük işlere kalkışan kardeşi yüzünden önünde yeni, büyük bir problem vardır. Bu problemin ismi Lorenzo Romano'dur! Kardeşi İtalyan mafyası tarafından öldürülsün istemiyorsa, yapması gereken tek bir şey vardır.. Lorenzo Romano'yu baştan çıkarmak ve casusluk yapıp, tüm sırlarını ve zaaflarını ortaya dökmek. Joenne için erkekleri baştan çıkarmak her zaman bir çocuk oyuncağı olmuştur, ama şimdi karşısında seksi, ateşli fakat bir o kadar gizemli ve tehlikeli Lorenzo Romano varken, kalbini bu oynadığı tehlikeli oyundan uzak tutabilecek midir?
ŞEYTANIN PENÇESİNDE (İTALYAN SERİSİ#3) by haleythedevil
haleythedevil
  • WpView
    Reads 1,351,856
  • WpVote
    Votes 75,614
  • WpPart
    Parts 39
22 yaşındaki Flora, Del Piero ailesinin en küçük kardeşi olarak el bebek gül bebek yetiştirilmiştir. Artık bu korumalı hayattan sıkılan genç kız, yalnızca bir geceliğine diğer herkes gibi çılgın ve genç olabilmek ister.. Bu masum eğlencenin bir şeytanın pençesinde bir oyuna dönüşeceğinden habersizdir... *BİR MİLYONERİN BEBEĞİ KİTABINDAKİ FLORA'NIN HİKAYESİDİR. CANAVARIN KALBİ BİTTİKTEN SONRA BAŞLAYACAKTIR.
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI) by ruveydagokce21
ruveydagokce21
  • WpView
    Reads 411,330
  • WpVote
    Votes 20,702
  • WpPart
    Parts 60
İnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner ki en derinlerinize, kimse içinizde ne fırtınalar kopardığını tam olarak kestiremez o acının. Ama bir gün öyle biri girer ki hayatınıza tam da o fırtınanın soğuk yeller estirdiği kalbinize; işte o insan anlar sizin fırtınanızı nasıl dindirmesi gerektiğini. Kader dediğimiz olgu, 'Her şerde bir hayır vardır.' sözünü yüzümüzde acı bir tebessümle bize öyle bir anlatır ki, bir yanımız buruk bir acı ile kıvranırken bir yanımız içimizdeki fırtınayı dindiren insana sıkı sıkı bağlanmak ister ve bağlanır da nitekim. O yüzden kemerlerinizi iyi bağlayın, İstanbul'un en nadide semtlerinden birinde prensesler gibi büyümüş Erva-Eylül Sözeri kardeşlerin karşısına Karadeniz'in hırçın dalgalarıyla yetişmiş Yaman-Yağız Mertoğlu kardeşler çıkarsa ne olur görelim. Ve unutmayın; Herkesin hayatı hiç ummadığı anda değişir. Bir de; Her şeyden önce 'Destek Olmaktır' AŞK. 21.08.2015-Tüm hakları saklıdır.
Sarı Puantiyeli Şemsiye by visnelikapkekk
visnelikapkekk
  • WpView
    Reads 417,661
  • WpVote
    Votes 10,000
  • WpPart
    Parts 7
Genç, erkek. Küllü kumral rengi saçlarının kabardığı tespit edildi. Göz alıcı dişleri ve her an çok komik bir şey söyleyecekmiş gibi görünen bir ifadesi var. Boyu tahminen 1.83 Ayakkabı numarasının 44 olduğunu düşünüyorum. Geniş omuzları sayesinde tişörtü onu epey çekici göstermiş. Göz rengi ela olarak kaydedildi. Hedef 8 adımdan sonra kafeye girip bir kahve istiyor. Önüne bilgisayarını ve dosyalarını açarken tahminen telefonu titrediği için cebinden telefonunu çıkarıyor ve ekranda gördüğü şey onu güldürüyor. Bir saniye, o da ne? Bu beklenmedik bir durum merkez. Tetikçi tehlikede. Bize onun gülüşüyle insanları felç edebildiğini söylememiştiniz! Hedef başını sallayarak telefonu elinden bırakıyor ve kahvesini getiren garsona teşekkür ediyor. Bilgisayarı açılırken not defterini açıp kalemini eline alıyor. Dosyasını inceleyerek kalemi elinde çevirip dururken diğer tarafta tetikçi yavaşça hayata dönmek için çabalıyor ama görünen o ki hedefin hipnoz yeteneği de var. Kalem hedefin uzun parmaklarının arasında çevrildikçe tetikçinin zihni bulanıyor çünkü. Bu görevden çekilmek zorundayım merkez. Sanırım onunla evleneceğim.
Sevgili Limon Çiçeği by visnelikapkekk
visnelikapkekk
  • WpView
    Reads 212,451
  • WpVote
    Votes 12,602
  • WpPart
    Parts 10
Kitaplar mutluluğa açılan kapılardır. Yaşayamadığınız dünyaları tecrübe edinmeniz için sunulan imkanlardır. Hiç bilmediğiniz hayatlara uzanan köprülerdir. Kitaplar güçtür, umuttur, ışıktır. Kitaplar ihtiyacınız olan her şeydir. Sevgili Limon Çiçeği'nin okurları için çok özel bir kitap olması dileğiyle... Ecrin'in hikayesine hoş geldiniz!
Rüyalar Gerçek Olsa by thealbatrosss
thealbatrosss
  • WpView
    Reads 177,622
  • WpVote
    Votes 19,050
  • WpPart
    Parts 32
Tatlı Rüyalar'dan tanıdığımız Özge ve Alihan'ın oğlu Güney Yaman'ın hikayesi.
EFSANE - Yalın Serisi I by aslihangungorzeybek
aslihangungorzeybek
  • WpView
    Reads 9,264,591
  • WpVote
    Votes 5,873
  • WpPart
    Parts 19
Hayatı, işleri ve kendisi böylesine karmaşık bir adamdan kaçması gerekirken, Armağan tam tersini yapıp adama koşuyordu. Ateşe koşuyordu. Onu yakıp kül edecek ateşe. Ama ateşe de razıydı, yanıp kül olmaya da. Gönüllüydü bu sefer, bütün yaşayacaklarına. Aslı gibi gönüllüydü sevdaya, razıydı yanmaya. İçinde ilk kez hissettiği, yeni filizlenen sevdayla hazırdı savaşmaya, barışmaya, kazanmaya, kaybetmeye. En çok da sevmeye ve sevilmeye. Onun bilmediği şey ise, kendisi nasıl Aslı gibi yanmaya razıysa, kollarıyla kendisini saran adamda Kerem olup onun ardından diyar diyar gezmeye çoktan razıydı. Kerem gibi sevdasıyla yanmaya, yandıkça yakmaya hazırdı. Kerem gibi yanacaktı Ertuğrul. Aslı nasıl Kerem'in ateşinde küle döndüyse Armağan da Ertuğrul'un ateşiyle yanıp küle dönecekti. Herkesi, her şeyi yakar mıydı sevda? Yaşayıp göreceklerdi. Başlangıç #04.03.2016 Bitiş #11.10.2016 Kitaba şüpheyle başlayıp 'İyi ki okumuşum' diyerek bitiren çok okurcan gördüm.Bilindik hikayelerden sıkıldıysanız ve gerçek aşka inanıyorsanız...Hepiniz hoş geldiniz. Lütfen hikayeye şuna benziyor,buna benziyor tarzı yaklaşımlarla başlamayın. Her şeyi bir kenara koyun, derin bir nefes alın ve bildiklerinizden arının.Farklı birileriyle karşılaşacak ve tanışacaksınız.İnancım bu yönde. Keyifli okumalar diliyorum ve aramıza tekrar hoş geldiniz diyorum okurcanlar :)) Kitabın tüm hakları şahsıma aittir.Kopyalanması ya da çalınması halinde yasal yollara başvurulacaktır. Tüm Hakları Saklıdır ® .Küfür,hakaret ve kitap tanıtımı içerikli yorumlar kaldırılacaktır! #22.01.2017 Genç Kurgu 1.Sıra #13.11.2016 Genç Kurgu 2.Sıra #08.11.2016 Genç Kurgu 3.Sıra
Kafes by laviniapiaf
laviniapiaf
  • WpView
    Reads 489,131
  • WpVote
    Votes 48,100
  • WpPart
    Parts 90
İlk kez koca koca adamların kelamlarını takip etmek için siyah masanın etrafındaki koltuklardan birine oturduğumda on dokuz yaşındaydım. O kadarcık kızın öyle takım elbiseli, ciddi suratlı, ağır laflı adamların içinde ne iş yaptığını sorgulayan düzinelerce insana rastlayabilirdim. Bazıları yüzüme bakmışlardı; söylenilenleri buradan çıkınca aklımda tutabilecek miyim diye. Bazıları gözünü gözüme değdirmemişti; hiçbir sözcüğün bende yankı uyandırmayacağını düşündüğü için. Bunların içinden bazıları durup sadece bakışlarıyla demişlerdi ki; çoluğunuzu çocuğunuzu masanın etrafından toplayın. Kadınlarınıza sahip çıkın. Kızlarınızı zapt edin ey ahali. Bizi susturmaya kalkan, bize böyle bangır bangır bağırarak bakan, yokmuşuz gibi lafımızı kesen, yetmeyip ahkâmını da o çirkin ağızlarıyla kesmeyi erkekliklerine bir borç bilen insan müsveddelerine rağmen sırtımızı dönemezdik. Bizi görmek istemedikleri için yok olamazdık. Veyahut görmek istedikleri yerlerde var olmaya devam edemezdik. Biz istediğimizi yapar, istediğimiz yolu yürür, gövdemizi parçalamalarına izin vermezdik. Sessiz kalmazdık. Zapt edilecek bir varlık değildik. Hiç olmamıştık. Yine olmayacaktık. Boynumuzda bir yular varmış ve hâkimiyeti kendilerindeymiş gibi davrananların karşısında başımızı hep yukarıda tutacaktık. Birileri bir şeylere geç kalmanın bedelini bize ödetmeyi deneyeceklerdi. Zaten mutlaka bedel ödetmek isterlerdi. Fakat zaman akışkandı. Aklımızın alamayacağı kadar geç kalmışlık vardı. Bir yerlere yetişmenin bazen hiçbir öneminin olmayacağını düşünecek seviyede geç kalmışlıklardan bahsediyordum. Neyin erken neyin geç olduğu sonuca ulaştığımızda farkına varacaktık. Aceleye gerek yoktu. Biz başarırdık. Yine başaracaktık. *Betül'e, namı diğer Thealbatrosss'a ithafen.*
RÜYA ∞ by DeliYazarrr
DeliYazarrr
  • WpView
    Reads 173,645
  • WpVote
    Votes 9,476
  • WpPart
    Parts 40
Daldığı en huzurlu uykudan, gördüğü en güzel rüyadan sarsılarak uyandı kadın, bir gece. Ve adam... Ansızın daldı uykuya, dudaklarında gördüğü rüyanın gerçek olmasını dileyen minik mırıltılarla. ∞ "En tatlı Rüya'sın sen, annemin iyi geceler öpücüğü verirken kulağıma usulca fısıldadığı dileğin, vücut bulmuş halisin." ∞ 17/04/2015 Tüm hakları saklıdır.
Yeni Bir Hayat by ozlemalper
ozlemalper
  • WpView
    Reads 2,052,512
  • WpVote
    Votes 134,388
  • WpPart
    Parts 67
Ardındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyordu. Kafasını kaldırıp uçsuz bucaksız görünen gökyüzüne baktı. Hatırladığından daha mavi görünüyordu. Hayatta sahip olduğu her şeyin içinde olduğu küçücük bavulunu sıkıca tutarak yürümeye başladı. Ayakları nereye gideceğini biliyor gibi kendiliğinden ilerliyordu.Zaman kavramı O'nun için oldukça uzun bir süre önce önemini yitirmişti.Bu yüzden ne kadar yürüdüğünü fark etmedi. Çok özlediği o kokuyu hissedince aniden durdu ve derin nefes alarak içine çekti.Yıllardır birkaç metre karelik bir alanda volta atmaya alışmış bacakları bu uzun yürüyüşe isyan ediyordu ama genç kız bunu anlayacak halde değildi.Eskisinden hızlı adımlarla ilerledi ve masmavi denizi görene kadar durmadı. "İşte" dedi denizi görünce "İşte özgürlük bu" Kalabalık trafiğe dikkat ederek karşıya geçti ve boş bulduğu ilk banka bıraktı vücudunu. Yanaklarından akan yaşların farkında bile değildi. Elinden kayıp giden yılları için ağladı uzun bir süre. Kendine gelip ağlamasını durdurduğunda ne kadar zor bir durumda olduğunu düşündü.Ne ne yapacağını biliyordu ne de nereye gideceğini. İstanbul'a ilk geldiğinde ki hali aklına gelince acı ile kıvrıldı dudakları.Öğrencilik yıllarını geçirmek için ne kadar doğru bir tercih yaptığını düşünmüş aşık olmuştu bu şehre. Oysa bu şehir O'nun için "Sekiz Yıl On ay Altı gün" lük bir hapishane olmaktan öteye gidememişti.