Suçluluk duygusunun ve depresyonun yapış yapış karanlığı içinde yolları kesiştiğinde bir hayalet "yaşamayı bekleyerek ölen" iki insanı bir araya getirecek.

"Buenos Aires'in genel evlerinin bir dansı vardır... (Bu) Dans bir fahişenin hikayesini anlatır. Ve... Ona aşık olmuş bir adamı..." - el tango de Roxanne, açılış konuşması Annem bir keresinde bana adımı tarihin en büyük orospusundan esinlenerek verdiğini söylemişti, ne ironik... Çocukluğumdan beri birilerinin beni sevebileceğine, tenime şefkatle dokunabileceğine hiç inanmadım. Bence aşk, en yüksek bedeli ödeyene satılmak için hazır bekleyen bir ödülden başka bir şey değildi. Sonra onunla tanıştım. O, daha ben inancımı kaybetmemişken bana şefkatle dokunmuş nadir insanlardan biriydi. Zihnim onu unutmuştu ama kalbimin hatırlaması çok uzun sürmeyecekti. Yirmi sene sonra aynı şeyi yeniden yapabileceğini hiç düşünmemiştim, birinin bana yeniden sevgiyle ve şefkatle dokunabileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Benim gibi birini sevebileceğine, benim gibi biri için savaşabileceğine... Kimliği herkesçe bilinen bir kadının elinden tutup bütün dünyanın karşısına çıkabileceğine... Bunların hepsini yaptı. ... Bir orospuya aşık oldu ... Ve ne demişti şarkı; "Güvenin olmadığı yerde aşk olmaz. Kıskançlık... Seni çıldırtacak..."

"Yalan söyleyen bir insanı fark etmeyi ancak senin gibi benciller beceremez, nasıl da inandın ama?" Omuz silkip elimdeki elmaya uzandı. "Çok da emin olma derim ben."

Bilinmezliğin arasına sıkışmış anılar.

Eileen Mae Montgomery, better known as El has been working for the Gucci special designs team for two years now. It's her dream job, but theres one thing she hates about it. The rude, narcissist celebrities. When she is assigned to work with Harry Styles to brainstorm and create his tour suits for his second world tour as a solo artists she was going to treat it as she would any other job assignment. That is until he asked her and some members of her team to join him on tour. El's was going to treat him the same as any other celebrity, but Harry had other ideas. She styled his clothes, but he didn't care about the clothes she put on him, he was more interested in what would come after the show, when the sequins and fun colors turned into a pile on the floor. EXCERPT: "I like you El." "Stop saying that. Stop saying you like me." He drops his hands, looking to me in confusion. "So you want me to lie?" He asks, smirking at my annoyance. "No I'd rather you keep it to yourself." I take my phone out , my annoyance rising, his smirk growing. "You've got three minutes before I leave, so talk." I tell him. "You're timing our conversations now?" He laughs a bit. "Two and a half minutes." "Okay fine. You don't show any interest in me unless we're..." His voice trails off, and I roll my eyes. "Unless we're sleeping together... yes, and your point?" COMPLETED!

"Mankenler, aktrisler ve şarkıcılar... Harry, bu iş daha fazla böyle devam edemez." dedi, grubumuzun halka ilişkilerinden sorumlu olan Mike. "Harry, hayranların normal birileriyle olduğunu görmek istiyorlar. Fiziği mükemmel olmayan, aileden zengin olmayan, sürekli göz önünde olmayan biriyle..." dedi, imaj sorumlumuz River. "Öyle biri ki, insanlar ona bakar bakmaz mükemmel fiziğini görmesinler ya da ailesinin ne kadar varlıklı olduğunu düşünmesinler. Onun yerine... Mesela ne kadar güzel gülümsediğini düşünsünler." diyerek lafa girdi, Mike'ın yardımcısı Ella. Şaka yaptıklarını söylemelerini bekledim ama böyle bir şey olmadı. Sıradan bir kız bulmalıydım. Ya da söylemekten hoşlandıkları üzere, "potansiyeli olan bir kız" mı demeliydim?

Er ya da geç.

"İkisi de konuşmuyordu. Ama ilk andan beri aralarında sözcükleri gereksiz kılan çok iyi bir iletişim kurulmuştu."

Bir hayran kurgu yazarının hayatını değiştirecek çok fazla şey yoktur. Kitap okumayı sevmeyen ama onun kurgularından kendini alamayan rock yıldızı hariç. ─ hayran kurgu | genç kız edebiyatı, eğlence, romantizm ❛ Ashton Irwin. ❜ TEXT. ©irwinslotus

Sayfadaki harfler, boyamayı asla öğrenemeyeceğim bazı renkler.