Kafes [knj]
Bu ev... bir kafes gibi. Anlamıyorsun. Dışarıda olmam gerekiyor ama sanki orada hayatta kalamayacak kadar zayıf bir kuş gibiyim.
Bu ev... bir kafes gibi. Anlamıyorsun. Dışarıda olmam gerekiyor ama sanki orada hayatta kalamayacak kadar zayıf bir kuş gibiyim.
bir şehir yanıyor, dikkat et. tutuşabiliriz. işte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına' saçlarının arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl. yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz.
Bir mektup almak sizi heyecanlandırmaz değil mi? Peki bu mektup gelecekten geldiyse? ******* "Ve sana yemin ederim, bu kalp sadece senin için böyle atacak."